ORTASINI BULAMAMAK MI?

TRT'yin zaman zaman ne kadar ince eleyip sik dokudugunu bilenlerdenseniz ve bu kurumun eskiden çok daha tutucu, engelleyici ve hatta ne yaptigini bilmez, kantarin topuzunu alabildigine kaçirdigini bilenlerdenseniz.
"Evlerinin önü kare
Selam söyle nazli yare" türküsündeki "kare" sözcügünü, matematiksel, geometriksel terim oldugu için kabul etmeyen, bunu "kale" biçiminde söylemeye, söyletmeye zorlayan bir kurum.
Siir özelligi, siirde uyak diye bir sey var ya hani. "Kale" ile "yare" arasinda uyak yalnizca son harfte, "e" harfindedir. Oysa bu türküyü yakan çok mantikli bir biçimde "re" hecesini hatta "are" uyumunu düsünmüs, mantikli biçimde, evin önünün de "kare" biçiminde, dört kenari düzgün, biçimli bir bahçe, biçimli bir ev önü oldugunu vurgulamaya gayret etmistir.
Sen tut, "hayir efendim, türküde matematiksel, bilimsel terimler kullanilmaz!" diye saçmala ve türküyü de saçmalat; evin önünü durup dururken "kale" yap.
Adamin veya kizin evi neden "kale" oluyormus canim? TRT'deki bir ukalâ istedi diye durup dururken evin önü neden kare olmuyormus ta kale oluyormus? nasil yani?
Neler gelmis geçmistir TRT faslindan!..
"Otantigi", yani halk gerçekçiligini bozmamak adina topraga torpak mi dememisler, köprüye körpü mü!..
Oysa Ruhi Su çok güzel bir sey söyler "Sanatçinin, halkin gerisinde kalmak, arkasindan gitmek diye bir lüksü, bir saçmaligi olamaz. Sanatçi her zaman halkin önünde gidecek, öncü olacaktir. Sanatçi, halktan aldigi ham ürünü isleyecek, onaracak, bunu islenmis, kalite bir ürün olarak halka sunacaktir."
Dilerim bu konuya yeniden döneriz. Bu kez deginecegim konu bu dogrultuda baska bir sey.
Yillarca Gencebay eserlerini "arabesk" diyerek kurumun uzaginda tutmaya gayret eden TRT, simdilerde o eserleri makam-i iftiharla kullanmaktadir. Kutlanacak bir tutum. Çünkü sevgili Orhan Gencebay, bu topraklarin yetistirdigi ender, seçkin müzik insanlarindan ve otoritelerinden biridir. Bu isi TRT'deki ayseden fatmadan, aliden veliden çok çok, hem de kiyaslamaya gerek olmayacak biçimde çok iyi bilmektedir. Neyin halkin hosuna gidecegini, neyin halkin kültürel ve sosyal yapisini zedelemeyecegini, halki "tagyir, tebdil ve ilga" etmeyecegini en iyi bilen insanlardan biridir. Tabi ki onlarca yildir onun eserlerine men islemi uygulanmasi müzik ve insan yüregi adina hakaretti, yitikti. O yanlistan olumlu bir manevrayla dönüldü.
Bu arada, bunlarin disinda da dünün arabesk sayilan pek çok eserinin TRT'de arz-i endam eylemeye basladigina tanik oluyoruz. Olumlu buluyorum. Birakin da neyin ne olduguna halk karar versin artik.
Ama. Bu arada.
"Evlerinin önü kare"yken.
"Olmaz efendim. Evlerinin önü kare olamaz. Olsa olsa kale olur!" diyen zihniyetin son isgüzarligini izledim birkaç aksam önce.
Yeni kusak TSM sanatçilari bu ara, birkaç yildir kendilerince yeni bir akimi bangir bangir haykirmadalar. Önüne geleni seslendirmedeler TRT bünyesinde.
Yani, sunu
"Geberiyoruuum askiiindaaan!..."
"Söverim gelmisine geçmisinee. ayipsa ayiiip!.."
N'oluyoruz beyler! TRT gibi bir kurumda ne bu "geber"meler, ne bu sövüp saymalar? Ayibolmuyor mu?
Yani, bir zamanlar Ahmet Kaya bir eserinde "Allahina kitabina!" filan demisti de yeri yerinden oynatmaya yeltenmisti birileri. Bir gün Sezen hanim ayni tabiri kullanirsa.
"Canim, o Sezen Aksu'dur. Ne derse yeridir" mi diyeceksiniz?
Bu eserin TRT'de kullanilmasina onay veren kisi, "gebermek" sözcügünü biraz irdelese.
Sövmek sözünü bir daha gözden geçirse.
"Basbakanimiz da sövüyor canim! Ne var yani!" demenin anlami yok. Basbakanimiz sövüyorsa, vardir bir bildigi.
Üstelik, bazi seyler bazi durumlarda baz alinmaz gibi bir sözümüz vardi ya hani.
"Senin dedigin asma kabagi" diyorsaniz. Bilemem!
"Senin dedigin saygin kurumlar için geçerlidir!" diyorsaniz
Sevgili TRT!
Sunun ortasi yok mu?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol