ÖNEMLI, ÇOK ÖNEMLI DÖRT TEMEL FAKTÖR

Ülkemizde bazi konular, yurttaslara sorulmakta, Ne Düsündükleri ögrenilmeye çalisilmaktadir. Genelde yurttaslarimiz anket sorularina yanit vermekte iselerde yanit vermeyenler ve "FIKRIM YOK" diyenler çogunlugu olusturmaktadirlar.
Gerçekten insanlarimizin fikirleri mi yoktur yoksa "Hadi Canim Sende", yada "NEME LAZIM" düsüncesinde olduklari için mi yanit vermiyorlar, bilinmez. Mesela geçen Genel Seçimde on milyonun üstünde seçmen sandaga gitmemistir.. Son yapilan "Cumhurbaskani Kim Olmalidir" sorulu, konulu ankete katilanlarin yüzde 41'i "Fikrim Yok" diyerek soruyu yanitsiz birakmistir.
Ülkesi üzerine düsünmeyen insan. Bu bana 1919 yilinda Anadolu'ya yeni geçmis Mustafa Kemal'in yolu üzerinde tarlasini süren çiftçi ile görüsürken söylediklerini hatirlatti. Ne demis Musatafa Kemal çiftçiye? "Düsman Izmir'den çikti, buralara dogru geliyor. Bakiyorum sen orali degilsin. Düsmanin geldiginden haberin mi yok?"
Çiftçi Mustafa Kemal'in yüzüne bakar "Haberim var, haberim var. Ancak düsman tarlamin sinirina geldigi zaman düsünürüm" der.
Düsmanin tarlanin sinirina gelmesini beklemek çok seyi kaybetmek demektir. Düsersem kalkmak için çalisirim gibi bir sey. Oysa aslolan düsmemek, düsmanin tarlanin sinirina gelinceye kadar beklememektir. Düsman tarlaya girdikten sonra onu oradan çikarmak zordur.
Bugünlerde Türkiye'nin gündeminde ülkemizle ilgili çok önemli sorunlar bulunmaktadir. Siradan insanlarimizin medyada (TV'lerde konusulan, gazetelerde yazilan) bu konulari dinleyip okuduklarini sanmiyorum. Onlarin daha ziyade magazinle, televole ile mesgûl olduklarini düsünüyorum. Zira bu konuda yapilan anket sonuçlari bunu göstermektedir. Oysa su sira tartisilan konulardan biri ülkenin gelecegi ile ilgilidir. Ülkeyi kurda kusa yedirmeden, bölünüp parçalanmasina izin vermeden nasil ayakta tutabiliriz? Zira su sira ülkenin sinirlarinin ötesinde yangin vardir. Silahli Kuvvetler tetik üstündedir. Acaba bu konularda, ufukta beliren bu tehlikeler karsisinda yurttaslarimiz nerelerde ne yapiyorlar?
Daha fazla ürün yetistirmeyi mi, daha iyi mal üretmeyi mi düsünüyorlar. Yoksa incir kabugunu doldurmayan seyleri düsünüp konusuyorlar?
Dogalki herkesten ayni seyleri düsünmeleri istenemez ve beklenemez. Düsüncede, düsünenlerde böyle bir standart yoktur. Ne kadar ekmek o kadar köfte.
Türkiye kötü komsulari olan bir ülkedir. Tabii komsu seçme hakkimiz yoktur. Kim komsumuz ise onunla geçinmek zorundayiz. Ama komsular kötü ve düsman ise onlarla buna ragmen yasayabilmek için bir seyler yapmak zorundayiz. Ülkemiz için de ayni sey geçerlidir. Komsularimizdaki yangin, kargasa kimin kiminle çatastigi, kimin kiminle savastigi bir durumda, elbet seyirci kalmak, elimizi kolumuzu baglayip durmak dogru olmaz. Adama, "Kalk Mehmet bir seyler yap" derler. Simdi ülkesi için insanlarimiz bu noktadadir. Ülkeyi ayakta tutacak ne olmalidir? ÖNEMLI, ÇOK ÖNEMLI olan seyler nedir? Hemen çogunlugumuzun üzerinde birlestigi dört temel faktörü ve uusal yapilanmayi dile getirmek istiyorum. Akil için yol birdir. Söyleyince herkes diyecek ki "Tamam" bunlar gereklidir, ne yapilmasi gerekiyorsa yapilmalidir.
"Türkiye'nin bu istikrarsizlik, bu alaca karanlik ortaminda yapmasi gereken dört hayati seyden biri "GÜÇLÜ BIR EKONOMI'ye sahip olmak. IkI, KUSURSUZ BIR DIS POLITIKA gütmek. ÜÇ CAYDIRICI ASKERI BIR GÜÇ yaratmak. Dört, IYI BIR HABER ALMA TESKILATI kurmak. Mustafa Kemal milli mücadelede, Anadolu savaslarinda Yunanin Eskisehir'e kadar ilerlemesi sirasinda geçen zaman içersinde bu önlemleri aldiktan, bu hazirliklari tamamladiktan sonra düsmana saldiridigini, düsmani denize döktügünü biliyoruz. Mustafa Kemal ekonomisi ve ticareti baskalarinin elinde olan ülke bagimsiz degildir demistir. Mustafa Kemal yanlisi olmayan, teslimiyetçiligi reddeden, dengelere dikkat eden bir dis politika izlemistir. Mustafa Kemal düsman ordusundan daha yetenekli, daha iyi savasmayi bilen, caydirici gücü olan bir ordu kurduktan sonra düsmanin önüne gitmistir. Savas kabiliyeti üstün bir ordu, düsmani niyetlerinden, kötü düsüncelerinden caydiran bir ordudur. Bugün ordumuzu bu noktadan daha ileri götürmek, onu zamanin, çagin en ileri silahlari ile donatmak, güçlendirmek zorundayiz. Dört, Uçan kustan bile haber alacak bir ISTIHBARAT TESKILATI'miz olmalidir. Mustafa Kemal, Yunani denize döktügü zaman yabanci gazeteciler kendisine sormuslardir. "Bu isi nasil basardiniz? yaniti kisa olmustur. "TELIN UCU ILE" Yani haberlesme, haber alma ile demistir." Bugün Amerika Uzay Istasyonu NASA ve CIA ile, Israil MOSAD ile bunu yapmaktadirlar. Kisaca her alanda GÜÇLÜ BIR TÜRKIYE'nin insanlari olmak zorundayiz.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol