Doç. Dr. Bariye Üçok 18 yil önce Ekim ayinin ilk günlerinde evine posta ile gönderilen bombali paketi açarken öldürülmüstü. Cumhuriyetin ilk ilahiyatçi bilim kadini Doç. Dr. Bahriye Üçok’tan söz ediyorum. Benim yakin dostlarimdandi. Ankara’da ATATÜRK ENSTITÜSÜ’nde beraberdik. Bir aralik enstitünün Genel Baskani olmustu. Yani hem Atatürkçü ve hem ilahiyatçi idi ve bu özelligiyle LAIK CUMHURIYET KADINLARI’na örnek bir aydinlanmaciydi. 1970’li yillarda Cumhuriyet Senatosu’na Cumhurbaskanligi kontenjanindan seçilmis ilk kadindi. Daha sonra CHP’den Ordu Milletvekili seçilmisti. Ankara’ya toplantilara gittikçe müsterek dostum Atatürkçü Din Adami yazar rahmetli Ercümend Demirer ile evine gider, sohbetlerde bulunurduk. Bu sohbetlere zaman zaman esi hukuk profesörü Coskun Üçok da katilirdi. Simdi avukat olan kizi Kumru okuyordu.
Ankara Ilahiyat Fakültesinden iki bilim insani dostum olmustur. 1958’de Yedeksubayligimda dostlugumuzu pekistirdigimiz Doç. Dr. Haluk Karamagarali ve Doç. Dr. Bahriye Üçok hem dinin bilmini yapiyorlardi hem de laikligi savunuyorlardi.
Bahriye Üçok siyasette sikintiliydi. Bana yazdigi mektuplarinda ikiyüzlü politikacilardan sikayetçiydi. Onlara Atatürk’ü anlatmakta, Atatürkçülük için bir sey yapmada zorlandigini yaziyordu. Sagda da solda da ikiyüzlü insanlarin bulundugunu, ikbal, iktidar ve çikar baglaminda bunlarin birlestiklerini vurguluyordu. Cumhuriyet Senatosu Üyesi iken bazi senato üyesi arkadaslari ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Kampusüne Türk tarihini, Atatürk’ü ve Türk ulusunun özelliklerini yansiticak sanat eserleri konmasi için çalismalar yapan Meclis Komisyonunda aktif görev almisti. Bu komisyonun basinda Kars Milletvekili ve o sira Meclis Baskani olan Kemal Güven, Cumhuriyet Senatosu Baskani Kemal Ariburnu vardi. Meclis bahçesine dikilecek sanat eserlerinin neler olabilecegi konusunda ülkenin sanatçilarindan, fikir adamlarindan toplantilarda sunacaklari bildirilerle görüs istemislerdi. Bu baglamda bildiri sunmak için genis kapsamli bu toplantiya kabul edilen bir bildiri ile ben de çagrilmistim. Ankara’ya uçak biletlerimi Meclis Baskani göndermisti. Bu toplantinin adi, T.B.M.M. ANITLAR ÖNFIKIR TOPLANTISI olarak ifade ediliyordu. Toplanti meclis binasi içinde Adalet Partisi Grup Salonunda yapilmisti. Devletin zirvesi dahil, çok sayida siyasetçi, fikir adami, sanatçi bu toplantiya gelmis, 15, 20’yi geçmeyen bildirileri dinlemislerdi. Bu bildiri metinleri toplanti tutanaklari olarak yayimlanmistir. Rahmetli Bahriye Üçok bu toplantinin bas mimarlarindan biriydi. Bazi çevreler onun Atatürkçülük baglaminda bu kadar aktif olmasina kiziyorlar, basinda elestiriyorlar, kin kusuyorlardi. Fakat o bunlara aldirmiyor, hem konusuyor, hem yaziyor, topluma yeni seyler söylüyordu.
Bahriye Üçok bir aralik esiyle Uzakdogu gezisine çikmisti. Bu gezi notlarini Milliyet ve daha sonra Cumhuriyet Gazetelerinde yayimlamak istemis, ancak Milliyet gazetesi ilk önce yayimlayacagini söyledigi bu yazilari nedense sonradan yayimlamaktan vazgeçmisti. Bahriye Hanim Cumhuriyet’te yayimlanmasi için benim araciligimi istemisti. O siralar ben Cumhuriyet’in sahibi ve Basyazari rahmetli Nadir Nadi ile iyi görüsüyordum. Fakat yazilarin burada da yayimlanmasi mümkün olmadi, birtakim siyasi gelismelerden gazetede bu yazilara sira gelmedi. Demek istedigim Doç. Dr. Bahriye Üçok her yönüyle devrimci, Atatürkçü, bilinçli ve bilgili bir siyasetçi CUMHURIYET KADINI idi. “ATATÜRK YOLUNDA BIR ARPA BOYU” kitabi bu alandaki düsüncelerini, ugraslarini içermektedir. Onu rahmetle aniyorum. nazifkaracam@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol