Nükleer Enerji Santrali'ne tepkiler çığ gibi büyüyor

Son günlerde sahil kısmına çimento limanı yapılacağı söylentileriyle gündeme gelen, Avrupa'nın en büyük longoz ormanına sahip olan İğneada, şimdi de doğal güzelliğini kaybetmesine sebep olacak olan Nükleer Santral Projesi ile gündemde. Doğaya büyük tahribat verecek olan söz konusu projelere karşı halkın tepkisi ise çığ gibi büyüyor.
Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı bir kasaba olan İğneada, Avrupa ve Türkiye'nin en büyük longoz ormanına sahip olmakla birlikte, içinde barındırdığı nesli tükenmekte olan bitki ve hayvanlarla azımsanmayacak bir biyoçeşitliliğe sahip.

Balıkçılık, ormancılık ve turizmin halkın birincil geçim kaynağı olan İğneada, bugünlerde en önemli plajlarından Dalyan'a yapılması planlanan çimento limanı ile gündemde.
2012'de İğneada'da çimento limanı yapmak isteği Limanköy Balıkçılık Koopertaifi'nin itirazıyla Danıştay'dan dönen Traçim Çimento Fabrikası'nın 3 yıl sonra Ada İnşaat isimli bir şirketle anlaşarak yeniden liman yapılmak üzere ÇED raporu hazırlatmasıyla konu yeniden gündeme geldi. Kırklareli Belediyesi, Demirköy Belediyesi, Limanköy Su Ürünleri Kooperatifi ve DAYKO gibi kuruluşlar başta olmak üzere çoğu vatandaş İğneada'ya liman yapılmasını istemiyor. Nitekim İğneada, Trakya'nın en önemli turistik bölgesi olmakla birlikte yaz aylarında yerli yabancı turistle dolup taşıyor. İğneada'da çimento limanı gerçekleşirse günde 300 ağır yük kamyonu Vize-İğneada arasında gidip gelecek. Virajlı bir güzergaha sahip Demirköy-İğneada hattındaki bu yoğun trafik hem doğal çevreye zarar verecek hem de turistlere sıkıntı yaşatacak. Diğer yandan İğneada Körfezi balık rezerv alanı olmakla birlikte, çimento limanı yapıldığında liman için deniz dibi taranacak, milyonlarca ton hafriyat denize dökülecek ve deniz içindeki biyolojik hayat alt üst olacak. Körfezdeki doğal balık üreme alanı ve balıkların yumurtladığı deniz çayırları çimento limanı ile birlikte yok olacak. Bunun yanı sıra her yıl limana yaklaşacak 150-300 arası geminin yaratacağı petrol-sintine kirliliği de balık üreme alanlarına büyük zarar verecek.
İğneada'ya yapılması planlanan Nükleer Santral Projesi'ne tepkiler çığ gibi büyüyor
İğneada'nın doğal güzelliklerinin yanı sıra halkın balıkçılık, turizm gibi geçim kaynaklarını da tehlikeye sokacak olan çimento limanı projesinden sonra, İğneadalılar şimdi de beldelerine yapılması planlanan nükleer enerji santrali projesi sebebiyle sıkıntılı günler yaşıyor.
Avrupa'nın en büyük longoz ormanına sahip ve nesli tükenmekte olan bitki ve hayvanların yuvası konumundaki İğneada'ya şimdi Türkiye'nin 3'üncü Nükleer Santral'i yapılması planlanıyor. Gerçekleşmesi halinde doğaya, geri dönüşü olmayan bir tahribatta bulunacak olan projeye İğneadalılar başta olmak üzere vatandaşların çoğu karşı çıkıyor. Son günlerde özellikle sosyal medyada olukça yer bulan tepkilerin yanında çeşitli imza kampanyaları da düzenleniyor. Bölgemizin sahip olduğu bu eşsiz ekosisteme sahip beldemizin doğal güzelliklerinin yitirilmemesi adına verilen tepkiler çığ gibi büyürken önümüzdeki günlerde halkın eyleme geçmesi bekleniyor.
Avrupa'nın en büyük longoz ormanı İğneada Longozu bir doğa harikası!
Nükleer Santral'in Avrupa'nın en büyük Longoz ormanlarının bulunduğu İğneada Milli Parkı'nın yakınlarına inşa edilmesi planlanıyor. Yaz aylarında turist akınına uğrayan İğneada, İstanbul'a kuş uçuşu yaklaşık 120 km mesafede bulunmakla birlikte, Kırklareli'nin Demirköy ilçesine de yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Longoz Ormanları toprak yolları, heybetli ağaçları, kuş sesleri, yer yer su birikintileri ve yeşil çayırlarıyla sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın da en büyük ve görkemli ormanı.
Uzmanlara göre dünyada bu kadar zengin ormanların sayısı az. Kırklareli'ndeki longoz, diğer longozlara göre büyük ve daha zengin. 671 tür bitki, 481 kuş, 61 tür memeli, 28 tür tatlı su balığı, 311 tür böcek, 25 tür sürüngeni içerisinde barındıran İğneada Longoz'u, bünyesinde 5 adet de göl barındırıyor. Ormanlar nesli tükenmekte olan pek çok hayvan ve itkiye de ev sahipliği yapıyor. Örneğin ilimizin sembolü Ak Kuyruklu Kartallar Türkiye'de sadece 3 bölgede var ve sayıları 10 civarında.