NKÜ'de "Balkanlar" konuşuldu

"Balkanlar ve Sosyal Bilimleri Yeniden Düşünmek" konulu "Turkuaz Sosyal Bilimler Kongresi" dün Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nde başladı. 18 Eylül'de sona erecek olan kongrenin ilk gününe öğrenci, akademisyen, uzman ve araştırmacılardan yoğun ilgi vardı
Namık Kemal Üniversitesi, Sabahattin Zaim Üniversitesi, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi ve Malezya Teknoloji Üniversitesi'nin ortak katılımı ile organize edilen "Turkuaz Sosyal Bilimler Kongresi Serisi'nin ilki" dün başladı. Namık Kemal Üniversitesi Rektörlük Binası Kongre Salonu'nda gerçekleştirilen kongreye katılım yoğun oldu.

16-18 Eylül tarihleri arasında yapılacak olan kongrenin ilk günü, saat 09:45'te, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından NKÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Şimşek'in açılış konuşması ile başladı. Konuklara hoş geldiniz dedikten sonra Şimşek, "Kongrenin iki teması var: Birincisi Balkanlar gerçekten Balkanlar'a gittiğimizde çok duygulanıyoruz ve kendimizi Edirne'de, İstanbul'da ve Bursa'da görüyoruz. Gerçekten bizi en fazla üzen, duygulandıran, bir oluşum gerçekleşiyor. Şüphesiz Balkanlar'a yapacağımız çok şey, onlardan da alacağımızı çok ders olduğunu düşünüyorum. İkincisi sosyal bilimler… Belli dönemlerde de belli alanlar öne çıkmaktadır. Kalkınma döneminde mühendislik önemlidir. Ekonomik kriz varsa ekonomistler ön plana çıkmaktadır. Ama şüphesiz sosyal bilimler her zaman günceldir. Çünkü halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Ortadoğu'da, dünyada yaşanan hadiseleri görünce sosyal bilimcilere çok görev düşmektedir. Bu kongrenin hazırlanma sürecinde emeği geçen, başta İktisat Fakültesi dekanlığı ekibine ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
Rektörün konuşmasının ardından kürsüye çıkan NKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ensar Nişancı şöyle konuştu: "Bizler İktisadi İdari Bilimler Fakültesi olarak NKÜ'nin önemli misyonlarından bir tanesinin sosyal bilimler alanına katkı sağlaması olduğunu düşünüyoruz. Elbette ki eğitim bizim öncelikli amaçlarımızdan. Fakat aynı zamanda bilgi üretimi bizim için bir o kadar önemli. Bilgi üretiminin yapılacağı en önemli alanlardan bir tanesi hiç şüphesiz Balkanlar. Balkanlar'a ilişkin bugüne kadarki ilgimizin daha romantik ve fikir düzeyli bir ilişki olduğunu, data üzerine kurulu bir ilişki olmaktan strateji geliştireceğimiz bir ilişkiye uzanamadığını görüyoruz. Bizim hakikaten Balkanlar'ı çalışmaya ihtiyacımız var. Bilgiyi data veriler üzerinden üretmeye çok ihtiyacımız var. Bu kongre tam da bu çerçevede, bir platform oluşturup data temelli bilgi üretmenin zeminini aramanın ilk adımları olarak değerlendirilebilir.
Peki neden bu kongreye neden Turkuaz dedik. Turkuaz bir renk olmanın ötesinde çok önemli sembolik değeri olan bir sembol ağıdır. Turkuaz, Osmanlı'da çiniyi sembolize eder ve imarın en önemli sembollerinden biri de çinidir. Turkuaz aynı zamanda Akdeniz'in bir sembolüdür. Kadim medeniyetlerde Akdeniz hakimiyeti dünya hakimiyetinin bir göstergesidir. Tabi ki bizim amacımız hakimiyet değildir, ama içinde yaşamış olduğumuz dünyayı tanımaya ihtiyacımız var. Bugünlerde dünya tarihsel anlardan geçiyor. Çok büyük kırılmalar var. Bu çerçevede sosyal bilimleri yeniden devreye sokmaya ihtiyacımız var. Politik söylemlerin dışına çıkıp sahi bilgiler üretip bu bilgiler ışığında yolumuzu aydınlatmalıyız. Umuyorum bu kongre bu büyük hedef doğrultusunda önemli bir adım olacaktır."
Dün saat 10:00'da sözü devralan Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu da "Türkiye Açısından Balkanlar'ın Önemi" konulu konuşmasını yaptı. Türkler'in Balkanlar'a gelip yerleşmesinden yıkılışına kadar Türk tarihini kısaca özetleyen Tabakoğlu, Türkler'in Balkanlar'a yerleşmesinin başta Avrupa olmak üzere dünya ülkeleri üzerindeki etkilerinden bahsetti. Tabakoğlu yaptığı konuşmada, "Dekart "Hür olamayan düşünce, düşünce değildir." Demiştir. Tabi bu düşünce araştırma tabanlı veri tabanlı olması gerekir. İnsanların oturup da komplo teorileri üretmeleri anlamlı değildir. Şimdi biz Balkanlar konusunda görüşler ileri sürerken, olayı tarihsel bir baza oturtma ihtiyacı duyuyoruz. Yani Türklerin Balkanlar'daki varlıkları binlerce yılla ilgilidir. Tabi Türkler'in Balkanlar'a gelmesi batı ideolojisinin tam karşıtı bir olaydır. Çünkü onlara göre, Türkler hiçbir zaman Batılı, Balkanlı bir ülke olamazlar onların yeri Asya'dır. Tarihe yön veren hareketler nüfus hareketleridir. Yani Türklerin Balkanlar'a gelişinde nüfus hareketleri vardır. Yani Orta Asya'daki nüfus hareketleri olmasaydı Türkler Balkanlar'a gelmezdi." Sözlerini dile getirdi.
NKÜ Rektörlük Binası Kongre Salonu'nda gerçekleştirilen "Turkuaz Sosyal Bilimler Kongresi"nin açılış paneli ise Prof. Dr. Alpay Hekimler'in oturum başkanlığında saat 11:00'de başladı. Türkiye-Bosna Hersek İş Konseyi Başkanı Muzaffer Çilek'in ve NKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ensar Nişancı'nın konuşmacı olarak katıldığı panel, Bosna-Hersek ile ilgili tanıtım filminin gösterimi ile başladı. "Bosna Sizi Çağırıyor" adlı tanıtım filminin ardından, Bosna-Hersek konusunda konuşma yapan Çilek,
"Gerçekten Bosna-Hersek'e açılma zamanı. Çünkü ülke kendi yaralarını sardı. Ekonomik geliri epey arttı. Kültür sanatı, eğitim seviyesi oldukça yüksek bir Avrupa ülkesi. Aslında Türk iş dünyası için Bosna'ya giriş zamanı. Bosna'da Türk iş dünyasına önemle ve severek yaklaşıyorlar. Türklerin yeniden burada iş yapmalarını istiyorlar.
Türkiye'nin stratejik önemi olmakla birlikte, Türkiye'deki akademisyenlerin, öğrencilerin, araştırmacıların ve üniversitelerin Bosna-Hersek'teki akademisyenlerle ve üniversitelerle iş birliği yapmaları çok önemli" sözlerini kaydetti.
Muzaffer Çilek'in sözü İİBF Dekanı Porf. Dr. Ensar Nişancı'ya devretmesiyle, konuşmasına"Türk dış politikasını değerlendirirken analitik çerçeve olarak üç ayrı çerçeve ya da çevreden bahsetmek istiyorum: Birincisi global çerçeve, ikincisi bölgesel çevre, üçüncüsü de yerel çerçeve ya da çevre. Dünya tarihinde önemli kırılma noktaları vardır." Diyerek başlayan Ensar Nişancı, Türk dış politikasının analitik çözümlemesini yaptı.
"Turkuaz Sosyal Bilimler Kongresi"nin ilk paneli, konuşmacıların sözlerini bitirmesinin ardından ve soru-cevap kısmına geçmesiyle sona erdi.
Dün öğlen 12:00'de verilen yemek arasının ardından programın akışı şu şekilde gerçekleşti:
13:30-14:30: PANEL 1: "Uluslar arası İlişkilerde Yeni Sorun Alanlarını Yeniden Düşünmek" 14:30-15:30: PANEL 2: "Kürt Sorunundaki Gelişmeler: İçimizdeki Balkanlar mı?"
16:00-16:45: PANEL 3:"Avrupa Birliği, Avrupalılaşma ve Balkanlar"
16:45-18:00: PANEL 4: "Türk Dış Politikasına Olgusal Bakış"
Kongre Programı
18 Eylül'e kadar devam edecek kongrenin sonraki programı ise şu şekilde gerçekleşecek:
17 Eylül 2015
09:30-10:30: PANEL 5: Tekirdağ Özel Paneli
11:00-12:00: PANEL 6: Balkanlar'a Ekonomi Politik Bağlamda Bakış
13:30-14:30: PANEL 7: Türk Dış Politikasında Batı ve Balkanlar
14:30- 15:30: PANEL 8:Balkanlar: Tarihsel Veriler ve Tartışmalar
16:00-17:30: PANEL 9: Uluslar arası Aktörler, Müzakere ve Barış İnşası: Farklı Deneyimler ve Ülke Örnekleri
17 Eylül Perşembe akşamı saat 20:00'de düzenlenecek olan gala yemeğinin ardından ertesi günü Tekirdağ'dan Edirne'ye gezi düzenlenecek.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol