NE OLACAK ŞİMDİ?

Tüketici Hakları Derneği, Bakanlar Kurulu'nun 03.05.2004 tarih ve 2004/7251 sayılı kararı ile;
"Merkezi Ankara'da bulunan 'Tüketici Hakları Derneği'nin kamu yararına çalışan derneklerden sayılması; İçişleri Bakanlığı'nın 20.01.2004 tarihli ve 00030 sayılı yazısı ile Danıştay İdari İşler Kurulu'nun 02.04.2004 tarihli ve E:2004/5, K:2004/6 sayılı kararı üzerine, 2908 sayılı Dernekler Kanunu'nun 59 uncu maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 03.05.2004 tarihinde kararlaştırılmıştır."
Buna göre; varlığımız ve çalışmalarımız bu statüde devam etmektedir. Tüzüğümüz ve ilkelerimiz gereği Tüketici Hakları Derneği, hiçbir işveren, şirket veya özel kuruluştan bağış ya da parasal destek alamaz. Bunun anlaşılabilir bir nedeni var. Eğer, parasal yardım ve desteğe açık olunsaydı, tüketici haklarını ihlal eden kuruluşlarla nasıl mücadele edilebilirdi? Ama, tüketiciler adına faaliyet gösteren bir sivil kuruluş olarak her dernek, sendika, meslek odası vb. gibi sivil toplum örgütlerinde olduğu gibi, bu derneğin de doğal olarak kira, elektrik, yakıt, iletişim vb. zorunlu harcamaları vardır. Tüm bu giderlerin, tamamen gönüllülük anlayışı ile görev yapan yönetim kurulu ve birkaç üyenin üyelik ödentileriyle karşılanması mümkün mü? Evet, sorabilirsiniz bugüne kadar 'bütün bu işlerde yapılan harcamaların kaynağı neydi'? Kuruluşu olan 1996'dan bu yana, başlangıçtaki ilk heyecan nedeniyle 100'e yakın olan üyesinin parasal destekleriyle 2010'lara kadar gelindi. Bu tarihten itibaren, üye sayısındaki büyük düşüş sonucu, salt yönetim kurulu üyelerince karşılanamaz duruma gelen zorunlu giderler nedeniyle, şubemizin kapatılması gündeme geldi. Yönetim kurulumuz, halk için çok yararlı olduğu düşüncesiyle bu derneğin kapanmasına gönlü razı gelmedi ve yaşaması için parasal destek arayışına girdi. Dönemin Belediye Başkanı ile görüşerek bir desteğin söz konusu olup/olmayacağı soruldu. Kendilerinin de olumlu görüşleri ve zaten yerel yönetimlerin kamu yararına çalışan derneklere parasal destek yapmakta olması gerekçesiyle üç yıldan beri gereksinim duyulan zorunlu giderlerimizin önemli bir kısmı karşılandılar. Buradan, sayın başkan ve bu karara desteği olan diğer Belediye Meclisi üyelerine yönetim kurulumuz adına çok teşekkür ederim.
Kutlama ve başarı dileklerimizin ileletildiği ziyaretimizde çalışma koşullarımız, sorunlarımız, dilek ve temennilerimizin iletildiği görüşmemizde bize desteklerinin süreceği ifadesinde sayın başkandan desteklerinin devamı sözünü aldık. Ancak; sayın başkanın şansı mı, şanssızlığı mı bilemiyorum kendilerinden, mevzuat gereği 'bundan böyle, size destek yapamıyacağız' yazılı yanıtını aldık. Sivil kuruluşlara bu denli yakın olduğu görüş ve düşüncelere sahip birinin 'ki bu, bir belediye başkanıysa son derece önem arz eder' 3-5 gün sonra tam tersini yaparsa, gönül desteğinden başka bir anlam taşımaz. Halbuki; 'Tüketici Hakları Derneği'nin nelerle uğraştığı hakkında eseri düzeyde bilgisi olan sevgili yurttaşlarımızdan o kadar çok ve yürekten gönül desteği alıyoruz ki sormayın. Ne önemli iş yapıyorsunuz, insanlar farkına varmadan meğer nasıl soyuluyorlarmış, iyi ki sizin gibi örgütler var, (yüzümüze karşı içlerinden 'bu derneği yaşatın, güçlendirin, parasal kaynağını nerden bulursanız bulun) ve de ayakta tutmayı sağlayın diyorlar. Ama; yönetim kurulunda bulunan bütün arkadaşlarımız da emekli kamu çalışanı ve sınırlı gelirlerimiz var. Emeklerimizi, enerjimizi, harcanan zamanlarımızı ve de 3-5 kuruşu aramıyoruz ama, yıllık asgari 4-5 bin liralık zorunlu giderleri karşılamak için şans oyunlarından birer talihli olmaya ihtiyacımız var.
Ne diyelim? Bundan sonra, ekonomik destek dilenmektense, kendimize şans diliyorum.           
TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİNDEKİ HAKSIZ ŞARTLAR YÖNETMELİĞİ…
Geçtiğimiz hafta içinde, 'Tüketici Yasası'na bağlı olarak 'Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Yönetmeliği' yayınlandı. Bu yönetmelik, tüketici ile kurulan sözleşmelerdeki her türlü haksız şartı kapsıyor. Sosyal ve ekonomik anlamda önemli kriterler içerdiği için, sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu yönetmeliğe göre;
Faaliyetlerini, kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi veya kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de niteliklerine bakılmaksızın bu yönetmelik hükümleri uygulanacak.
Tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları, 'Haksız Şart' niteliğini taşıyacak.
Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusu, 'Hizmet' sayılacak.
Alışverişe konu olan taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi mallar, 'Mal' olarak adlandırılacak.
Tüketici ile sözleşmeyi düzenleyen arasında kurulan yazılı ve sözlü her türlü akit, 'Sözleşme' olarak tanımlanacak.
Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi, 'Sözleşmeyi Düzenleyen' olarak kabul edilecek.
Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, 'Tüketici' özelliklerini taşıyacak.
Tüketicinin korunması amacıyla kurulan dernek, vakıf veya bunların üst kuruluşları, 'Tüketici Örgütleri' kimliğini taşıyacak.
Tüketici ile yapılan sözleşmelerde yer alan bir şartın haksız şart olarak kabul edilebilmesi için;
a) Tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilmesi,
b) Tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olması,
Uunsurlarının bir arada bulunması gerekyor.
*Bir sözleşme şartının önceden hazırlanması ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketicinin sözleşmenin içeriğine etki edememesi durumunda, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul ediliyor. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür.
*Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu yönetmelik hükümlerinin uygulanmasını engellemez.
 *Sözleşme şartlarının yazılı olması halinde, tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır bir dilin kullanılmış olması gerekir. Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması veya birden çok anlama gelmesi hâlinde; bu hüküm, tüketicinin lehine yorumlanır.
*Tüketiciyle kurulan sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Ancak, sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur.

Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim. 25.06.2014
Hüseyin Kahraman

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol