15 Mart, 'DÜNYA TÜKETİCİ HAKLARI GÜNÜ' . Herkesin, birer 'TÜKETİCİ' olması nedeniyle; hak mücadelesi, bilinçli bir tüketici olma yolundaki son iki günde ciddi bir sınav geçirmiş olmamızın onur ve gururu ile tümünüzün bu mücadele gününü kutlarım.
Dün de, önemli bir gündü. Ve, tüm sağlık emekçilerimizin mücadele gününe dönüştürdüğü '14 Mart TIP BAYRAMI'nı yürekten kutlarım.
Tüketici Hakları Derneği olarak, 13-14 Mart günlerinde 'BANKALAR SİNEK AVLAYACAK' sloganıyla, gerek ilimizde gerekse ülke genelinde gerçekleştirmiş olduğumuz 'BOYKOT' eyleminin değerlendirmesini henüz yapmadık. Ancak, şunu da söylemeliyim ki; azda olsa olumsuzu da bulunan ancak çoğunluğu olumlu eleştiriler aldık ve almaya devam ediyoruz.
Bu süreçte, hep eleştirilerimizin hedef tahtası olan ülkemizdeki 'Banka ve Bankacılık' üzerine söylediğimiz sözler, biraz amacını aşıyor gibi görünse de kesinlikle hak ettiklerini düşünüyor söylediklerimizin arkasında duruyoruz. Ancak; kesinlikle şu iyi bilinmelidir ki, müdüründen hizmetlisine kadar çalışanlarına en ufak bir sözümüz, sitemimiz, yergimiz yoktur, olamaz da. Çünkü, onlar da birer yaşam mücadelesi içinde çalışarak ekmeğini kazanan emekçilerdir. Bankalara yönelik 'BOYKOT' eylemi ile ilgili yapılan tüm davranış ve söylemlerimiz sadece, kapitalizmin finansal emperyalizm araç ve kurumları olarak 'Banka ve Bankacılık' faaliyetlerine aittir. Kendilerinin de birer tüketici olduklarını varsayarsak; kıraldan çok kralcılık yapmadıkları takdirde asla çalışanlarına yönelik değildir.
Yine bir 15 Mart, yine bir "Dünya Tüketici Hakları Günü". Bundan tam altı yıl önce, yine bir "Dünya Tüketici Hakları Günü" basın açıklamamızda altını çizdiğimiz, " Tüketicilerin Acil Durum Raporu"ndan ne değişti bir göz atalım.
'Tüketicilerin Acil Durum Raporu'ndaki bize göre en önemli gördüğümüz on sorun şunlardır.
1- Sorun : Tüketicilerin alım gücü düşürülmüş ve tüketiciler yoksullaştırılmıştır.
2- Sorun: Sosyal devlet ve kamu yararı terk edilmiştir.
3- Sorun: Ülkemizin en stratejik kamu kuruluşları özelleştirilmekte, yabancılaştırılmakta ve kapitülasyonlar hortlatılmaktadır.
4- Sorun: Sağlık ve eğitim gibi en temel kamusal hizmetler ticarileştirilirken yoksul ve dar gelirli tüketicilerin bu hizmetlere ulaştırılması güçleştirilmiştir
5- Sorun: Dünyanın en yüksek dolaylı vergisini ülkemizde yaşayan tüketiciler öderken, bu dolaylı vergiler nedeniyle de tüketiciler en temel kamusal hizmetleri pahalı almak zorunda bırakılmıştır.
6- Sorun: Sağlıksız ve güvensiz ürünler ve hizmetler nedeniyle tüketiciler risk ve tehlike altındadır.
7- Sorun: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, ilgili ve yetkili kamu kuruluşlarının
sorumluluklarını ve yetkilerini yeterince kullanmaması, firmaların hak düşürücü tavırları ve olumsuz yargı kararları nedeniyle, yeterince uygulanmamaktadır.
8- Sorun: Küresel ısınma ve çevresel kirlilikler geleceğimizi tehlikeye atmaktadır.
9- Sorun: Bankalar tüketicileri soymaktadır.
10- Sorun: Ülkemize ithal edilen genetik yapısı değiştirilmiş tarımsal ürünlerin (GDO) ve tohumlara yüksek bedeller öderken hem tüketicilerin sağlığı hem de biyoçeşitliliğimiz
ve tarımımız tehlikeye atılmaktadır.
SONUÇ: Altı yıllık süreci, gözlem ve izlemlerimize göre; 'çok daha kötü'-'çok başarısız'-'başarısız' ve 'yetersiz' vb. notlarla değerlendirdik. Sonumuz hayrola…
İyi hafta sonları… Sorunsuz sağlıklı bir yaşam dilerim…
Hoşça kalın…
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol