NEYIN HAYRI?

Bizimkiler Bulgaristan'dan gelme. 1928'da gelmis dedemler. Anam babam, ikisi de ikiser yasindaymis.
Seri Hasan derlerdi, birisi yasardi Terzidere'de. Bulgaristan'da eskiyalik ederlermis. Dagda bayirda birilerini yakaladiklari zaman istediklerini öyle veya böyle alirlarmis. Iyilikle alamadiklarina akla hayale gelmedik iskenceler, igrenceler ederlermis. Yatirip boynundan kesmek mi dersiniz, ayaklarindan agaca asmak mi?...
Örnegin, körpe mese agaçlarini egerler, kurbanin ellerini agacin gövdesine, ayaklarini dalin ucuna baglarlar, öylece birakip çekip giderlermis. Biraktiklari agaç dogal olarak gerginlesiyor, adam iyice geriliyor, uzuyor ve öylece ölümü beklermis.
Ensesinden veya girtlagindan kesmeye yeltendikleri adam korkudan zangir zungur titrerken, eskiyalar, sakin sakin, hakir hukur gülerek, "Kookma kookma, sindi oluu biter o!" diyorlarmis.
Bizim köyde bir degimdir bu "Kookma kookma, sindi olu biter o!"
Birileri, birilerinin elini kolunu baglamis, ümügüne çökmüs, elinde kasatura, kesti kesecek.
Alttaki zangir zungur titremekte.
"Kookma kookma, sindi oluu biter o!" diyor tepeye dikilen adam.
Kenardan bakanlar da ellerini yukari dogru çevirmisler, hep bir agizdan sesleniyorlar "Hayirli ugurlu olsun!"
Neyin hayri yahu? Adami kesiyorlar, görmüyor musunuz?
Ve, millet seyrediyor, avuçlari patlarcasina alkislayarak.
Neyi alkisliyor bu seksen küsur kisi?
Birilerinin elinde benzin bidonu, evin duvarlarina, temeline, çatisina döküyorlar benzini.
Birileri, elinde kibrit, çakti çakacak. Benzine tuttu tutacak.
Birileri de kenarda, yukari dogru açmis ellerini, haykirmakta "Vatana millete hayirli olsun!"
Ev yanacak, ev!
Evi yakiyorlar, evi! Neyin hayri? Hangi hayir?
Isin buraya gelip dayanacagi belli degil miydi?
Bu adamlarin, bu kurbani, ellerinden geleni artlarina komadan birakmayacaklari belli degil miydi?
Iki aylik kuzuyla, kidemli kurdun ünlü öyküsünü hepiniz bilirsiniz. Hani, zorla yaratilan su bulantim bahanesi ve sonucunda gerçeklesmesi olasi olay.
Kurdun cani öyle istiyordu. Bunu da yillar yili belli ediyordu.
Kuzu gençmis, körpeymis, masummus, suçsuzmus, ne degisir? Kurdun akli fikri kuzuyu yemekte.
Etkin, egemen birileri, bu kuzunun yasamamasi düsüncesindeler. Bunun öyle veya böyle, ona veya buna yem olmasini arzulamadalar ve kararlastirmislar.
Suyun basinda bulusmuslar.
Zaman bu zaman. Beklentilerin sonuna yaklasilmis. Indirici darbeyi vurmanin tam da zamani.
Kuzu, masum.
Kuzu, hayli naçar.
Kurt, hayli bilinçli ve azgin.
Artik önüne geçilemez biçime yanasmis durum.
"Sen yillardir benim suyumu bulantiyorsun zaten. Yillardir senin yüzünden bulanik su içiyorum. Simdi seni yiyeyim de gör!"
"Ama!.."
"Ama'si mama'si yok."
Evet. Buraya gelip dayandi öykümüz.
Kurt, kuzuyu yedi yiyecek. Koymus kafaya bir kere.
Adam benzini döktü duvarlara. Yandasi kibriti çakti çakacak.
Seri Hasan kurbanini körpe mese agacinin tepesiyle gövdesi arasina bagladi. Dali birakti birakacak.
Adam haykiriyor can havliyle.
Seri Hasan gayet sakin ve siritkan "Kookma kookma, sindi olu biter o!" diyor gevrek gevrek kakirdayarak.
Ve birileri alkisliyor elleri patlarcasina.
Birilerinin avuçlari bulutlar yönünde, açik "Vatana millete hayirli ugurlu olsun!" diye bas bas bagiriyorlar.
Neyin hayri?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol