NASIL BULMAK ISTIYORSAN

Biz hep böyle gördük büyüklerimizden.
Evdeki büyüklerimizden degil, baskentteki büyüklerimizden.
Onlarin kimileri, yasama yürüyerek baslayan kisilerdi.
Kimisi isportaciliktan geldigini söyler ya hani.
Alt siralarda yillarca vatandaslik yaptiklarini anlatirlar.
Giderek, uygun ortam bulduklarinda bisiklet aldilar kendilerine.
Pedal çevirerek sürdürdüler yasamlarini.
Zaman onlarin bisikletlerini evrimlestirdi.
Bunun için önce üstünde basinda ne varsa bosalttilar.
"Bos alanlari" doldurdular.
Sonra kapagi bir yerlere atip.
"Bosalanlari" doldurdular.
Ve, gün oldu, geçmiste yasadiklari yasam biçimine rest çekerek mersedes sahibi oldular.
Biliyorum, bazen ketum ve suskun olmakta yarar var.
Daha az konusmak gerekiyor.
On sözcügün altisini yutar, dördünü söylemek var ya hani.
Gel bu kez ikisini daha kullanma. demek geliyor aklima.
Ama.
Içimden gelmiyor.
Hep suskunlukla ve ketumlukla da olmuyor iste.
Bazen Sekspir ön plana çikiyor ve diyor ki
"Hosça kal sakin kafam,
Hosça kal kanaatkâr yüregim"
Ve, ozan haykirir öteden
"Avci da avi kadar aci çekmeli ki, gerçek olsun acinin tarifi."
Insanoglu müthis alengirli.
Simdilerde yeni yeni ögreniyorum insanlarla geçinmenin yolunu, insanlarla geçinmeyi.
Gerek susarak, gerek bilmezden gelerek.
Ögretiyor zaman.
Olaylar ister istemez bazi seyleri algilatiyor.
Anlamak isteyene.
Su da bir gerçek
Her dibe vurus, ziplayarak yükselmeye katkida bulunabilir.
Kosullar akillica kullanilabilirse!
Bu noktada, yipratmamaya gayret ederek sürdürebilmek iliskileri.
Yani
"Çikarken kapiyi çarpmamaya bak
Olura geriye dönmen gerekir
Gönül duvarini yikmadan birak
Gelip te içine girmen gerekir"
Ve bir gün dönüp geldigimizde, dört duvari yerinde bulabilmenin de ötesinde.
Içinde yasanilabilir bir ortam arzularsak ya!
Insan degil miydi, iliskilerimizi biçimlendirdigimiz, yüz yüze, gönül gönüle geldigimiz?
Evet, kendimizi sevmek ama.
Karsimizdakine de deger vermek.
Bir bakima, örnek oldugumuzun bilincinden ayrilmadan.
Gerek evdeki büyükleriz. Gerekse de bilmem hangi mekânda.
Oysa, baskentteki büyüklerimiz fazlaca tahrip ve tahrik etmeye basladilar. Sonu nereye varir dersiniz?
"Insanoglu susuz toprak gibi kurak olur mu
Bedeni ayri düsünce gönlü irak olur mu
Kirip dökme yüregimi hiçkirarak olur mu
Nasil bulmak istiyorsan öyle birak olur mu"

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol