Isçi Partisi Öncü Kadin Kirklareli Il Baskani Nevriye Mutluer, Anayasa Mahkemesi'nin AKP'nin kapatilmasi istemiyle açilan dava hakkinda verdigi karari degerlendirdi.
Mutluer, konuyla ilgili yaptigi yazili açiklamada, "Anayasa Mahkemesi AKP hakkindaki kapatma davasini karara bagladi. Nitelikli çogunlugun saglanamamasindan dolayi AKP kapanmaktan kurtuldu.
Anayasa Mahkemesi bu karari ile milletin beklentilerine cevap verememistir. Iktidarin, Cumhuriyet yikicilarinin elinde kalmasina göz yumulmustur.
Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi'nin karariyla ilgili olarak belirtilebilecek diger gerçekler sunlardir: Mahkemenin hukukçu üyelerinin tamami, yani 10 üye AKP'nin suçunu sabit görmüstür. Bu partinin ''Laiklige aykiri eylemlerin odagi haline geldigi'' konusunda fikir birligine varmistir.
Ayrica alti üye yani Anayasa Mahkemesi üyelerinin çogunlugu, AKP'nin kapatilmasi gerektigi kanaatine varmistir. Dört üye ise, bu partinin laiklige aykiri eylemlerin odagi haline geldigi kanaatinde olmasina ragmen, ceza olarak hazine yardiminin kesilmesini yeterli görmüstür.
Kisacasi söyle bir tablo ortaya çikmistir. En yüksek yargi kurumunun da saptadigi üzere Türkiye'yi suçu sabit olan, yani Cumhuriyet'e karsi eylemlerin odagi haline geldigi belirlenen bir parti yönetmektedir!
Türkiye tarihinde mütareke günlerinden bu yana yabancilar, hiçbir yargilamaya bu kadar müdahil olmadilar. Gerek Avrupa Birligi'nden, gerekse Amerikali yetkililer davanin açildigi ilk günden itibaren AKP aleyhine bir karar çikmamasi için var gücüyle çalistilar.
Neredeyse her hafta gelip giden heyetlerin birinci gündem maddesi AKP davasi oldu. Ne yazik ki, bütün bu baskilar sonuç vermistir. Emperyalizme karsi tarihin ilk Kurtulus Savasi'nin sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti, 90 yil aradan sonra Ergenekon Davasi sürecinde yasananlarla birlikte, yeniden emperyalistlerin müdahil oldugu bir yargilama utanci yasamistir.
Alti yillik AKP iktidari Türkiye için agir bir bedel anlamina gelmistir. Bu alti yilin sonunda;
1) AKP, Cumhuriyet ve Laiklik karsiti uygulamalari ile toplumumuzu bölmüstür. Toplumsal barisi dinamitlemistir. Bizi bir arada tutan baglari çözmüstür. Iktidarda kalacagi her gün Türkiye'nin ve Türk Milletinin, Ortaçagin parçalanma ve çatismalarina mahkum olmasi anlamina gelecektir.
2) Alti yillik AKP iktidari, Türkiye ekonomisini çöküsün esigine getirmistir. Bes yil içinde dis borç ikiye katlanmis, ülkenin bütün stratejik kurumlari yabancilara verilmis, tarim çökertilmis, iç ticaret yabanci tekellerin eline geçmis, cari açik adeta ekonomiyi rehin almis durumdadir. Türkiye'nin ihtiyaci, emperyalist kusatmaya karsi bir milli direnme ekonomisidir. Türkiye AKP'den kurtulmadan ekonomisini kaçinilmaz büyük krizden kurtarma yolunda hiçbir tedbir alamaz.
3) AKP iktidari, Türkiye'nin AB kapisinda millet olarak çözülme, devlet olarak dagilma sürecini yasamaya devam etmesi anlamina gelmektedir. Kayitsiz sartsiz boyun egilen AB ve ABD dayatmalari, milletimizi bir yandan etnik topluluklar, mezhepler, tarikatlar, asiretler ve bölgeler biçiminde bölmekte, öte yandan ABD'nin BOP(Büyük Ortadogu Projesi) uyarinca federal bir yapiya dogru götürmektedir. AB kapisinda Türkiye'nin kaderi, bölünmek ve iç çatismalarla parçalanmaktir.
4) AKP iktidari; 2003 yilindan beri Kibris konusunda üst üste tavizler vermektedir. Bunun sürdürülmesi, KKTC(Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti)'nin sonu olacaktir.
5) Gene AKP iktidari, Irak'in Kuzeyindeki kukla devletin resmen kurulmasi, Irak Türkmenlerinin varliginin sona erdirilmesi ve kukla devletin Türkiye'ye dogru genisletilmesi dogrultusunda yeni adimlarin atilmasi anlamina gelecektir.
6) AKP Hükümeti, Bati'nin sözde soykirim ve Ermenistan konusundaki dayatmalarina boyun egmis ve bu konuda yeni adimlar atmaya hazirlanmaktadir.
7) AKP Iktidari, Türk Ordusuna karsi sonu gelmez saldirilarin artarak devam etmesi demektir. Türk Ordusu, emperyalist merkezler tarafindan Türkiye'ye yöneltilen askeri tehdidin önündeki en büyük engeldir. Bunun için devamli saldiriya ugruyor. AKP, bu güne kadar izledigi politikayla Türk Ordusu'na yönelik saldirilarin da odagi olmustur.
Iste bütün bunlardan dolayi Türkiye, AKP yükünü daha fazla tasiyamaz. AKP Iktidari ile geçecek her gün, Türkiye'nin ödeyecegi faturanin katlanarak artmasindan baska bir anlama gelmez.
Tayyip Erdogan Anayasa Mahkemesi'ni on üyesinin yaptigi ''Laiklige karsi eylemlerin odagi olma'' belirlemesini tanimadigini daha ilk andan itibaren ilan etti. Bir kez daha belli oldu ki ya onlar Cumhuriyeti yikacak, ya da Cumhuriyet onlardan kurtulacaktir.
Milletin kaderine ve gelecegine yine milletin kendisi sahip çikacaktir. Bütün Milli Güçleri birlesmeye ve hep birlikte Halk Hareketi'ni yükseltmeye davet ediyoruz. Isçi Partisi bu mücadelenin en önünde olacaktir" dedi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol