MILLET SEKTÖRÜ, HALK SEKTÖRÜ DERKEN KAMU SEKTÖRÜ DE ÇÖKTÜ

Ecevit'in, CHP'nin basinda oldugu 1970'li yillarin ortasinda çokça söz ettigi bir HALK SEKTÖRÜ konusu vardi. Halk Sektörü rahmetli Ecevit'in Atatürk Halkçiligi'ni slogan olarak kullandigi zaman ortaya atilmisti. Hatta 1974 yilinda Halk Sektörü konusunda bir seminer düzenlenmis, anli sanli bilim adamlari, Halkçi Politikacilar, ekonomistler bildiriler sunmuslar ve daha sonra bunlar HALK SEKTÖRÜ adi altinda kitaplastirilip yayimlanmistir. Benim kitapligimda bulunan bu kitapta çok da çarpici görüsler bulunmakta, halki kurtaracak formüller ileri sürülmektedir. Söylemler romantik de olsa insanin ilgisini çekmektedir. O seminere Ecevit gönderdigi mesajda söyle diyordu
"Türk ekonomisinin sosyal adalet içinde yeni bir atilim gücü kazanmasi ve Türk demokrasisinin daha saglam temellere kavusmasi bakimindan büyük umut bagladigimiz HALK SEKTÖRÜ'dür."
O zamanin ekonomistleri, düsün (fikir) adamlari ve Basbakan Ecevit Halk Sektörü'nü Özel ve Kamu Sektörleri'ne paralel (kosut) ekonomik bir güç olarak düsünüyorlardi. Hatta daha da ileri giderek, Halk Sektörü'nün Kamu ve Özel Sektör'ün yerini alacagini söylüyorlardi. Bununla saniliyor ve düsünülüyordu ki sermaye tabana yayilacak, üçüncü bir Ekonomik Güç olarak gün isigina çikacaktir. Hatta hatta daha da ileri giderek, Kamu ve Özel Sektörün yerini Halk Sektörünün alacagi vurgulaniyordu. Böylece Halk Sektörü ile, yani halkin ekonomik gücü ile ülkenin kalkinacagi varsayiliyordu. Halk Sektörünü "Küçük tarimcilar (çiftçiler), Küçük Esnaf ve Sanatkârlar, Küçük ve Daginik Tasarruf Sahipleri"nin meydana getirecegi düsünülüyordu. Bu gelismeye paralel (kosut) olarak KÖYKENT'ler kurulup gelisecek, kooperatifçilik yayginlasacak ve bu hareketin itici gücü kooperatifler olacaktir. Kooperatifler Halk Sektörü'nün parasal kaynaklari, kredi musluklari olacaklardi. O zaman böyle düsünülüyordu. Ancak sonradan anlasildi ki bunlarin tümü hayalmis..
Bu baglamda daha da ileri ve romantik düsünceler vardi. Kurulacak Köykentler'de "Tamirhaneler, El-isleri, Imalâthaneler gibi, küçük çapta sanayi erbabinin faaliyet gösterecegi yerler, buralarda Çarsi-pazarlar meydana getirilmis olacaktir. Ancak bu düsüncelerin, girisimlerin, çalismalarin, tartismalarin, Hükümet programlarinin üzerinden 30-35 yil geçmis olmasina ragmen ortalikta hiçbir sey yoktur. Neden yoktur? Çünkü, düsünceler, girisimler Türkiye gerçeklerine aykiri, romantik seylerdi de ondan. Köy Enstitülerini, Halkevlerini savunmayan, kapatanlara karsi direnmeyen, onlari tekrar açmayi hayal bile etmeyen bir zihniyet Halk Sektörü yaratabilir, Köykentler'i gelistirebilir, modern yeni bir Türkiye yaratabilir miydi? Hadi canim sende.
Bugün ne Kamu Sektörü ne de Halk Sektörü vardir. Var olan Özel Sektör'dür. Kamu Sektörü satilmistir. Hatta simdi satilacaklar arasinda sular, yollar, ormanlar, hastaneler bile vardir. Halk Sektörü ise tamamen çökmüstür. Özel Sektör ve bankalar köylüyü ipotek altina almis, milyarlarca dolar borçlandirmislardir. Hatta bu iktidar döneminde de kazananin Özel Sektör oldugu ifade edilmistir. ÖZAL zamaninda sirketlestirilen devlet, halki kenarda birakmistir. Hortumlanan bankalara aktarilan 30-40 dolar para halktan vergiler yoluyla alinan paralar olmustur. Bugün Türkiye'de ne Kamu Sektörü, ne de Halk Sektörü vardir. Var olan yabanci sirketlerle içiçe olan Özel Sektör'dür. Bir de borç batakligi içinde gittikçe batan Halk kesimi vardir. Halk Allahin Ipi'ne, bu iktidarin gücüne sarilmis, sosyal yardimlara bel baglamistir. Bugün oldugu gibi gelecekte de iktidarlari promosyonsuz yön bulamayan halkin oylari tayin edecektir. Hükümetler de içerden ve disardan borç almaya, faiz ödemeye ve bununla çarki döndürmeye devam edeceklerdir. Is o noktaya gelmis ve de getirilmistir.
Görelim Mevla (Tanri) Neyler/ Neylerse Güzel Eyler.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol