Merhaba Kirklareli

(DÜNÜN DEVAMI)
Kurtulus Savasina basladigi sirada Atatürk'e dediler ki
-nasil mümkün mü olur? ordu yok!
Atatürk hemen cevap verdi
-Yapilir!
- iyi ama, bunun için para lazim... O da yok?
- Bulunur!..
- Diyelim ki bulduk, düsmanlarimiz hem büyük, hem de çok!
-Olsun, yenilir!..
O, dediklerinin hepsini yapti. Yapamayacagi seyi asla vadetmedi. Bir devlet sefinin kendisini millete sevdirebilmesi için belki ilk sart bu degil midir?
Kurtulussavaii henüz basliyordu. Ordu yoktu ve her taraftan vatanin bagrina giren düsmanlara karsi ancak gönüllü çetelerle savasyapiliyordu. Mebuslar arasinda bile, dövüsü göze alan, fakat ümitsizlikten kurtulamiyanlar vardi. bir gün Büyük Millet Meclisinde vatanin kurtulmasi için neler lazim neler yapilmasi lazim geldigi hakkinda heyecanli konusmalar oluyordu. Mebuslardan biri, sözleri büyük vatan sairi Namik Kemal'in su beyiti ile bitirdi.
"vatanin bagrina düsman dayamishançeri yok mudur kurtaracak bahti kara
maderini?
En büyük ve korkunç düsmanin ümitsizlik oldugunu pek iyi bilen Atatürk bu beyitin iki kelimesini degistirerek, fakat vezninide bozmaksizin sert ve sarsilmayan bir sesle su cevabi verdi
"vatanin bagrina düsman dayasin hançerini , bulunur kurtaracak maderini"
23 Nisan 1920... Ankara'da büyük millet meclisi açilmistir. Memleketin her tarafindan bir çok milletvekilleri gelmistir. Bu yani meclise gelenlerin bir kismi Ankara'da hiç bir seyin olmadigini görünce, ümitsizlige düsmüslerdi. Bahsedilen ne yesil ordu, ne hazine, ne yatacak otel, hiç bir sey yoktu. Sadece Mustafa Kemal... Bazilarina bu dava çürük gelmisolacak ki, memleketlerine dönmeye karar vardiler.Bunlar geri dönerlerse mecliste huzursuzluk olacagini anlayan Mustafa Kemal, kürsüye çikti. O gün pek heyecanliydi. Atatürk'ün hayatinda belki de böyle canli bir tablo dogmamisti. Millet vekillerine hitaben
Isittim ki bazi arkadaslar yoksullugumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmis. Ben kimseyi zorla meclise davet etmedim. Herkes kararinda özgürdür. Bunlara baskalari da katilabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmisbir insan sifati ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alir, fiseklerini gögsüne dizer, bir eline de bayragini alir, bu sekilde Elmadagi'na çikar, orada tek kursunum kalana kadar vatani savunurum. Kursunlarim bitince de bu aciz vücudumu bayragimi sarar, düsman kursunlari mile yaralanir, temiz kanimi mukaddes bayragima içire içire tek basima can veririm. Ben buna and içtim!.. diyer haykirinca, herkesi bir heyecan dalgasisardi. Hiçbiri gözyaslarini tutamiyordu.
Memleketimiz su iki seyin memleketidir Biri çiftçi digeri asker yetistiren bir milletiz. iyi çiftçi yetistirdik, çünkü topraklarimiz çoktur. iyi asker yatistirdik, çünkü o topraklara kasteden düsmanlar fazladir. Bundan sonra da daha iyi çiftçi ve asker olacagiz. Lakin bundan sonra asker olusumuz artik eskisi gibi baskalarinin hirsi, sani, söhreti ve keyfi için degil; yalniz ve yalniz bu aziz topraklarimizi korumak içindir.
3. Atatürk'ün Kooperatifçilik Hakkinda Düsünce ve Eylemleri
Büyük Önder Atatürk'ün kooperatiflerin ne oldugunu ve yararlarini çok iyi bildigi, 1 subat 1931'de Izmir Ticaret Odasi'nda yapilan bir toplantida kooperatifler konusundaki elestiriler üzerine yaptigi konusmadan açik olarak anlasilmaktadir Atatürk, "Kanaatim odur ki, muhakkak surette birlesmede kuvvet vardir.Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zeka ve maharetleri birlestirmektir. Yoksa zayif ile bir kuvvetlinin birlesmesinden bahsetmiyorum. Birlesmenin böylesi zayif olanin kuvvetliye esir olmasi demektir."
BITTI...
haticekunt@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol