Merhaba Kirklareli

Epeydir elim tuslara gitmedi baglarda bahçelerde bayagi isimiz var. Tabiat sizi beklemez siz tabiati havayi takip etmelisiniz. Zaten çiftçinin kaderi de bu degil mi ki? Yine de sükürler olsun sagligimiz yerinde olsun da çalisalim.
Bu günkü yazimda sizlerle uluslararasi bir olayi paylasmak için bilgisayarin basina oturdum.
21-24 Mayis 2007 tarihlerinde 11. 'Yillik Dünya Kadinlari Ortadoguda Baris Konferansi' 20 ortadogu ülkesinden temsilcilerin katilimiyla Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti'ni de kapsayan gezi programiyla birlikte Güney Kibris'ta yapildi. Baris Dünya Kadinlari Enternasyonal Baris Federasyonu tarafindan desteklenen bu çalismalar Japon görevlilerin sessiz sakin ve özverili çalismalari ile yogun ve disiplinli bir çalisma örnegi idi.
Japonya'dan gelen davete önceleri tereddütle bakmama ragmen Ülkemi her türlü masada temsil etmem gerekliligi bilincine vardim. Daha önceki bir konferansima katilan Japon temsilcilerin, ordaki konusmam esnasinda, "Ben sadece Türk vatandasi degilim. Ben dünya vatandasiyim" sözüm üzerine 'Yillik Ortadogu Baris Konferansi'na davet edildigimi ögrenince çok daha mutlu oldu.
Iste bu büyük organizasyonda, katilimcilarli "Hello, galisberaras, merhaba, selamün aleyküm, guten tag ve konitua" seklinde selamladiktan sonra Ingilizce olarak yaptigim konusmamin Türkçe tercümesi
"Bir Türk ve Kibris'ta yasamis bir Türk olarak ilk etapta bu daveti tereddütle karsiladim. Japon görevli Dr. Akiko Nishikawa'nin bu olayin bir politik amaç tasimadigini söylemesiyle, katilmaya karar verdim. Bizler, karisik ailelerden gelen insanlariz. Ailemdeki barisi, bizi kotuyanlara tesekkür, bizim için ölenlere de dua ederek sagladigimi saniyorum. Türkler, çocuklarina nefreti ögretmez. Insanlar arasinda nefret olmaz. Gençler tarihte olnalardan suçlanamaz ama tarihten ders alinmasini bilmelidirler. Böylece ailelerindeki ve kendi içlerindeki barisi koruyabilirler. Duygu ve tecrübelerimi sizlerle paylasmaktan mutluyum. Dünyanin her tarafinda problem ve kargasa olmaktadir. Kibris'ta çocuklugumda ve gençligimde yasadigim ne çatisi delik barakadaki geceleri ne de kanimizi emen tahya kurularini unutumam. Firtinada uçmamasi için çadirin diregine sarilarak uyudugumuz geceler de hep hatirimda olacak. Ama bu yasadiklarim veya tüm insanlarin yasadigi zorluklar bizleri baris için çalismaktan alikoyamaz. Babam bize, bizi inciten insalari bile anlamayi ve onlari sevmeyi ögretti.
Kibris, Avrupa, Asya ve Afrika arasinda bir ada. Din, dil, irk farki olmadan degisik düsünceleri olan insanlar dahi orada yasiyor. Savaslari kim baslatir, kim baslatmaz, kim suçlu kim suçsuz, bunlarla ilgili hiçbir yargida bulunamam. Hayatta gerekenler yasanir ve gerekenler yapilir. Ve Türkiye'de insanlar her zaman baris için ellerinden geleni yaparlar. Biz ne hakimiz, ne de Allah'iz ki yargilayalim. Bütün bunlari konusmak bile tarihi kesinlikle degistirmiyor. Politikacilarin görevi adaya barisi getirmektir. Biz kadinlar sadece önerilerimizi sunabiliriz. Toprakta insana, insandan kurum ve kuruluslara, otoritelere, politikacilara ve yöneticilere çok fazla görev düsüyor. Sizlerle bizim çalisma yaparak hazirladigimiz birkaç slogani paylasmak istiyorum 'Tarihten ders alarak gelecek için çalisalim' 'Toprakta baris, insanda baris' 'Kültürde, demokraside ve sanatta elele'
Bunlari sadece bir Türk olarak söylemiyorum. Gelin çocuklarimiza birbirlerini sevmelerini ögretelim. Yaslilarimizi dinleyelim ve anlayalim. Festivallerde bir araya gelelim. Is hayatinda sirket, kurum ve kuruluslar bir araya gelsin. Türkler ve Rumlar Kibris'taki iki taraftir. Her seyi iki partner olarak konusalim. Bütün insanlari seviyorum"
Bu konusmamla Kibris'ta büyük problemler yasadigimi ve bu sorunlarin nasil üstesinden geldigimi anlattim. Insanlari anlamayi, affedebilmeyi, bizim için ölenlere dua etmeyi, mücadele verenlere tesekkür etmeyi, hatta Kibris'taki evimizde oturan Rum için bile onur duymayi ögrendim artik. Topraklar el degistirebilir, önemli olan barisin baki kalmasidir. Gerektiginde lobi faaliyetleri çok daha fazla artirilmali. Ortadogu, ya da hangi ülke olursa olsun hep baris için konusmayi tercih ederim. Rumlar da problemlerini nerelerde konusmalari gerektigini ögrenmeli.
Ben tarihten ders almayi ve çalismayi Nazif Karaçam Hoca'mdan ögrendim. Aranizdan, Kirklareli'den biri olarak ülkemi Uluslar arasi platformda temsil etmekten gurur duydum. Hele programdaki kimligimi gazeteci olarak görmem benim için sürpriz olsa da Önadim Ailemden onur duyuyorum. BARIS ÖNCE AILEDE BASLAR, ÖNCE ÇOCUKLARIMIZI EÄzITELIM
haticekunt@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol