Merhaba Kirklareli

1. AB tam üyeligi Türk isçilerine Birlik ülkelerine! serbest dolasim hakki saglayacaktir.
isçilerin serbest dolasimi, Avrupa Tek Pazari'nin dayandigi dört temel serbesti olan mallarin, hizmetlerin, emegin ve sermayenin serbest dolasimi arasinda yer almaktadir. Avrupa Toplulugu'nu kuran Roma Antlasmasi ile Topluluk içinde isçilerin serbest dolasimi güvence altina alinmistir. Antlasma, bir üye ülke isçilerinin diger bir üye ülkede yapilan is teklifini kabul etme ve bu amaçla diger üye ülkede serbest dolasma haklarini içermektedir.
Serbest dolasim 1963 yilinda imzalanan Türkiye-AB Ortaklik Anlasmasi'nda yer almis ve 1970 yilinda imzalanan Katma Protokol'de serbest dolasimin 1976-1986 yillari arasinda kademeli olarak gerçeklesmesi öngörülmüstür. 1980 yilinda Ortaklik Konseyi'nde alinan 1/80 ve 3/80 sayili kararlar Birlik ülkelerinde isgücü piyasasina girmis bulunan Türk isçilerinin ve aile bireylerinin istihdam ve sosyal haklarini belirlemistir. 1/80 sayili karar, istihdam süresi arttikça Türk isçilerinin istihdam konumlarini saglamlastirmaktadir. 3/80 sayili karar ise birden fazla üye ülkede yasal çalismasi ve ikameti bulunan Türk isçilerin ve aile bireylerinin bu ülkelerdeki sosyal güvenlik haklarinin esgüdümüne yöneliktir.
1/80 sayili kararin gelistirilmesi ve 1986 yilinda serbest dolasimin tam olarak gerçeklestirilmesi AB tarafinin 1986 yilinda Ortaklik Anlasmasfndan ve Katma Protokol'den kaynaklanan yükümlülügünü tek tarafli olarak askiya almasi nedeniyle mümkün olmamistir.
Ortaklik Anlasmasi ile elde edilemeyen serbest dolasim hakki tam üyelik ile gerçeklesecektir. Kisilerin serbest dolasimi aday ülkeler ile AB arasinda gerçeklestirilen katilim müzakerelerinde ele alinan 35 konu basligi arasinda yer almaktadir. AB, üyelik müzakerelerinde, yeni üye ülkelere dolasim serbestligini tam üyeligi takip eden 5 ile 7 yil arasinda degisen bir geçis sürecinden sonra tanimayi kararlastirmistir. ingiltere, irlanda, Hollanda, isveç, Finlandiya ve Danimarka ise yeni üye ülke vatandaslarinin bu geçis sürecine tabi olmadan serbest dolasim haklarini kullanabileceklerini açiklamistir.
Serbest dolasim sadece kamu politikasi, kamu güvenligi ve kamu sagligi gerekçeleri ile kisitlanabilmektedir. Avrupa Toplulugu Adalet Divani'nin aldigi kararlar sinirlandirmalarin en asgari düzeyde olmasina yöneliktir. Üye ülkeler bu gerekçeleri kendi vatandaslarinin istihdamini korumaya yönelik olarak, ekonomik amaçlarla kullanamaz.
AB'nin nüfus yapisindaki ve istihdam ihtiyaçlarindaki degisikliklere bagli olarak Türkiye belirli bir geçis sürecinin ardindan serbest dolasim hakkina sahip olabilecektir. Nitekim Ekim 2004 tarihli Türkiye'nin Katilim Yönünde Kaydettigi ilerlemeye iliskin Avrupa Komisyonu Tavsiye Raporu'nda kisilerin serbest dolasimina iliskin olarak, daha önceki genislemelerde de oldugu gibi, uzun geçis sürelerine ihtiyaç duyulacagi belirtilmistir. Bu noktada, son genisleme sürecinde yasanan gelismeler de örnek teskil etmektedir. Zira ingiltere ve irlanda disindaki AB üyesi ülkelerce 1 Mayis 2004 tarihinde üye olan ülkelerden iki ülke disindaki diger tüm ülkelerin vatandaslarina, istisnaen iki yil daha uzatilabilecek olan, bes yillik bir genel geçis dönemi uygulanmaktadir. Buna göre, yeni AB üyesi ülke vatandaslari ancak sözkonusu dönem ertesinde AB isgücü piyasalarinda serbestçe çalisabilecekler ve tüm haklardan faydalanabileceklerdir. Bu dogrultuda, Türk isçileri, uygulanacak geçis süresi ertesinde, tüm AB üyelerinde çalisabilecekler, 30'a yakin üyeye sahip olacak Birlik'teki istihdam olanaklarindan faydalanabileceklerdir. Bu sayede gerek ülke içinde vasiflarina uygun is bulmakta güçlükle karsilasan gerek yeni tecrübe ve bilgi kazanmak isteyen Türk vatandaslari diger AB ülkelerinde serbestçe çalisabilecektir.
2. Serbest dolasim ile diger AB ülkelerinde çalisan Türk isçileri çalistiklari ülke vatandaslari ile her alanda esit muamele görecektir.
AB'de istihdam, ücret ve çalisma kosullari açisindan üye ülke isçileri arasinda milliyete dayali her türlü ayirimcilik yasaktir. Bu temel ilke ikincil mevzuat (tüzük/direktif) ve Avrupa Toplulugu Adalet Divani kararlari ile gelistirilmis ve detaylandirilmistir. AB hukuku çerçevesinde bir üye ülke vatandasi bir baska üye ülkede istihdam, is kosullari, ücret ve isten çikarma konularinda yalnizca milliyetinden ötürü farkli muameleye tabi tutulamaz. Bir üye ülke isçisi bir baska üye ülke vatandasi ile ayni sosyal hizmetlerden ve vergi avantajlarindan faydalanma, ayni egitim ve konut imkanlarini kullanma hakkina sahiptir.
AB üyeleri arasinda ülke vatandaslarina saglanan sosyal imkanlar farklilik göstermektedir. Birlik ülkelerinin sahip oldugu degisik sosyal, ekonomik ve kültürel yapilar sosyal politikalarini etkilemistir. Avrupa Birligi'nin üye ülkelerin sosyal politikalari üzerinde belirleyiciligi kisitlidir. Temel ilke bir üye ülkenin topraklarinda çalisan diger üye ülke vatandaslarina kendi vatandaslarindan farkli muamelede bulunmamasidir. Bu çerçevede tam üyelik sonrasinda Fransa'da çalisan bir Türk isçisi Fransa'nin, ingiltere'de çalisan bir Türk isçisi ise ingiltere'nin kendi vatandaslarina sagladigi tüm sosyal imkanlardan faydalanacaktir. Ancak Fransa ve ingiltere'nin uyguladiklari sosyal politikalar ve sagladiklari sosyal avantajlardaki farkliliklara bagli olarak söz konusu iki Türk isçisinin sahip oldugu haklarda da farkliliklar olacaktir.
Türkiye-AB Ortaklik Anlasmasi'nin yürütme kurumu olan Ortaklik Konseyi'nin 1980 yilinda aldigi 1/80 sayili kararinin 10. maddesi Türk isçilerine ücret ve diger çalisma kosullarinda esit muamele hakkini öngörmüstür. 1/80 sayili kararin üye ülke mevzuatlarina yansitilmamasi sonucunda Türk vatandaslari Avrupa Toplulugu Adalet Divani'na (ATAD) basvurmustur. 1987 yilinda Divan'a intikal eden ilk davada Türkiye-AB ortaklik hukukunun AB müktesebatinin bir parçasi oldugu ve Türk isçilerinin ATAD'a basvurabilecekleri belirtilmistir. ATAD'da Türk isçilerinin haklari ile ilgili görülen 20'ye yakin dava sonucunda 1/80 sayili kararlarin hükümleri yorumlanmis ve Türk isçileri sosyal haklarinin korunmasinda önemli hukuki kazanimlar saglamistir.16 Ancak söz konusu kararlara ragmen Türk isçilerinin haklarini düzenleyen tüm üye ülkelerde geçerli ve kapsayici bir düzenleme gerçeklestirilmemistir.
Tam üyelik ile Türk isçilerinin esit muamele hakki AB hukuku kapsaminda daha net ve gelismis bir sekilde korunacaktir. Türk isçileri çalistiklari üye ülke isçileri ile ücret, izinler, çalisma süreleri, mesleki egitim, sigorta, emeklilik, saglik, ise alim, isten çikarma ve lojman gibi alanlarda esit muamele görecektir. Diger AB ülkelerinde çalismaya giden Türk isçileri is, istihdam ve çalisma kosullarinda ayirimcilikla karsilasmayacak, diger üye ülkelerde çalismalari halinde yasayabilecekleri dezavantajlar asgariye inecektir. is arama ve is degistirmede üye ülke vatandaslari ile ayni haklara sahip olacaklardir.Ancak bu haklar tam üyeligin hemen ertesinde degil, katilim müzakereleri sirasinda belirlenecek geçis dönemi düzenlemesi ertesinde fiilen kullanilabilecektir.
DEVAMI YARIN...
haticekunt@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol