Hastalandim.
21 Subat ve 8 Mart aktivite organizasyonu canima okuduysa bile keske daha iyisini hazirlasak diyorum.
Bulgarca dersine gidiyorum.
Bir aksam fena halde hastalandim dersi biraktim çikiyorken tökezledim.
Birden bire koluma giren iki genç, tanimiyordum onlari dogrusu.
Arkadan siniftan bir gencimiz. Gümrükte çalisiyor. Bir de yildiz hanim.
Ne oldugumu anlayamadan okulun kapisina çiktik.
Kaldirima oturdum. Yanimizda bir genç daha bitti.
yanimdaki kizimiza söyle seslendi teyzeme iyi bak. yoksa......
sonradan benim arabam gelinceye kadar gümrükteki polis çocugumuzun arabasinda hastaneye giderken buldum kendimi tansiyonum 10-16 ögürtü hak götüre ayakta durmak imkansiz.
Tekerlekli sandalyedeyim ve ellerimi havaya kaldirmis ben güçlüyüm ben kuvvetliyim diye konusan bir insan düsünün. aklimca kendime meditasyon yapiyorum. bir taraftan da gençlere ben deli degilim çocuklar eger yalnizsaniz kendinizi yüreklendirmeniz gerekir diye tekrarliyorum.
Bbedende enfeksiyon varmis ve onu atamamisim. ilaçlari yazdi bir igne yaptilar.
Doktora simdi ben yola çikabilirmiyim diye soruyorum. nereye diye soruyorum. suratima bakiyor hanimefendi ne yola çikmasi sen yaninda kalacak birini bul ve yat.o aksam malesef çiflikte yalnizdim.
Neyse iki araba köye kadar geliyoruz. Yanimda çalisan zalihayi aliyoruz çiftlige geliyoruz
Ogluma telefon açiyorum.
bu arada kiza soruyorum.
sen kimsin ve bana niye yardim ettin. Osmanlica dersini hem sen hem de arkadasin birakti.
Ben Kavakdere muhtarinin akrabasiyim. seni traktör arabasi üzerinde bizler için konusma yaparken dinledim. sen bizim gelecegimiz için konusuyorsan sen bize lazimsin ne olur ki biz seni hastaneye getirdik.
bu sözler karsisinda ne diyebilirim sevgili okuyucular yapilanlari gençlik görüp bilebiliyorsa. tüm çalismalarim insanlarima ve topraklarima helal olsun. sizleri ve topraklarimi çok seviyorum gençler ve yildiz hanim. yapilanlari unutmamak hem bir sadakat hem de bir erdemdir.
Iste hastalik hikayesi o aksam esim ve oglum torunumla geldiler. Ikinci gün tekrar acili boyladim. bu defa serum verdiler.
Dört bes gün hiç konusamadan yattim.
Simdi çok sükür.
Olalar benim bulgarca dersime oldu.
Kusura kalma hocam onu da ögrenecegim.
Daha öteki tarafa yol uzun.
yolun her adimi da bir egitim zaten.
Istanbulda 15 gün yattiktan sonra simdi ayaktayim devami arkadasima yazdigim mektupta iyi okumalar
Innerwheel
benim duygularimi paylastiginiz için tesekkür ederim. Innerwheeldeki arkadaslarimi bazen çok özlüyorum hatta birkaç defa ayrilmayi bile düsündüm. amma ben sadece kirsaldaki degil sehirdeki kadinim ve arkadaslarimi çok özlüyorum. tabiat için yapmamiz gereken çok sey var topraklar hasta topraklar ölüyor. herkes ne yediginin farkinda degil. bu topraklar için mehmetlerimiz kanini döküyor ancak bizler cehalet ve bilgisizlik bilinçsizlikle topraklari yok ediyoruz asitik toprak diyoruz basiyoruz gübreyi amma topragin istedigi belki bir torba kireç. Izmir topraklari tuzlanmis sular yer altina kaçiyor.bir avuç nisasta gerekiyor belki de. zorlanan topraklar gübreyle zehirleniyor biliyormuyuz?
Bunlari anlatmaya ülkemiz topraklarimiz ve insanlarimiz için bir seyler yapmak gerekmiyor mu.
Ben sadece geride ne kalabilir diye mücadele verebilir diye savasiyorum.
Bir nisanda hürriyet gazetesindeki muhabirler burada idi.bir sürü fotograflar çekildi.
Kirsaldaki kadinla ilgili söylesi yaptilar.
2 nisanda ticaret üniversitesi ögretim üyeleri çiftlikteydi sabah kahvaltisinda . Kirklareli'nin eski tarihinde bir sarap yolu vardi ben gazetede bunlari yazip durdum defalarca bu yolun kültür ve turizm yolu olabilecegini defalarca anlattim .
Hocalar beni internetten bulmuslar onlara yol hedefini verdik tarihçilerle de görüsmeler yapildi. amma baslangiç yeri kuntlar çiftligi idi neticede 10 orman köyümüz söz konusu olsa eko turizm olsa köylüm kazanacak belki bir gün birisi allah rahmet eylesin der. yazilarim eski de olsa gazetetrakya'dan okunabiliyor.
O kadar yogun bir trafik var ki ben de kendimi kaybediyorum.
Arkadaslar
Kirsala beyinler lazim o yüzden emeklileri kentten köye davet ediyorum.
15 metrelik bir yerde olsa kirsalda bir yeriniz olsun köylünüze bir merhabayi eksiltmeyin diyorum. yillardir sehirlileri hiç sikayet etmeden sirtinda tasidi bu köylü evet köylü milletin efendisi diyorlar. ben atama sükran duyarim. amma köylü kadin da milletin hanimefendisidir ve bu konuyu kirsalda çok iyi irdelemek lazimdir.
Kadinlar ev hanimi degil ev ekonomistir diyoruz.
Her kadin nakis bilir dikis bilir lisan bilir amma erkekler konusulurken meslegiyle kadinlar da konusurken ev hanimligiyla konusulur. halbuki yemeklerimizi komsu ülkeler tescil ettirirken kadinlarimizn mutfak yetilerini de kaybediyoruz.
Belki innerwheeldeki arkadaslarim biraz daha kirsala egilse yemek yarismalarimiz el sanatlari yarismalarimizi öne alsa kalkinmaya bir imza atmazmiyiz.
Köylüm sehirlere uzanmaya çalisiyor sosyal birlesmeyi varos kelimesi ile degil sosyal birlesme diye adlandirabilsek o insanlari egitebilsek ne kadar mutluluk olur.
Her neyse vaktiniz olursa www.gazetetrakya.com daki yazarlarimizin yazilarini okumaya davet edebilirsiniz.
Uzun zamandir yazi yazamiyorum www.facebook.com da kuntlar çiftligine girip buralari taniyabilirsiniz.
Trakya AB'nin Karadeniz isbirliginin Avrupa konseyinin planlarinda göz bebegi gibi algilaniyorsa neden insanlar bunlari bilmiyor.
4 nisanda da ticaret üniversitesi ve Yunanistan'in paydas oldugu Ruralthrace diye bir yuvarlak masa toplantisi vardi.
Evet erkekler çok güzel beyinlere sahipti amma kadinlarimiz da hiç fena sayilmazdi en azindan ben beyin de oradaki erkeklerle beyni aydi sonuçlari tartisabildigim için mutluyum ve hanim arkadaslarimla ve beylerle de bir Kirklarelili olarak onur duydum. mühim olan insan isimleri degildi insan beyinleri ve piril piril düsüncelerdi ülkemiz için. demek ki piril beyinler simdiye kADAR BELKI DE BIR ARAYA GELEMEMISLERDI. onur duydum dogrusu. hocalarim ve beyin yoldaslari için. piril piril beyinlerin sehirlerde ölmesi çok yazik.
Persembe aksami karamusul köyündeki çocuklar ve anneleri bilinçlendirmek için o köyde renk enerjisi ve basari üzerine bir söylesi yapacagim. bu köy köy geleneginden yola çikti beyinde kirlilik köy gelenek ve göreneklerinin unutulmasi dilde kirlilik dedi çevre kirliligi dedi ve simdi köy isletmeciligi çalismalarini baslatiyor.kadinlarin tv magazinciligini köylünün kahve kültürünü biraz aralandirip dünyaya bakis açilarini degisirmeye çalisiyorlar. ne dersiniz ben ülkemin daha çabuk kalkinabilecegini düsünüyorum böylece. ne diyelim .
KOLAY GELSIN HEPIMIZE. SLM
Iyi Günler dilerim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol