Meclisin 4'ncü gündeminde "KADIN" vurgusu

Bütçe ayı olan Kasım'da 20 yorucu gündem gününü geride bırakarak 24 Milyon TL Bütçe ile 2014 yılına selam çakan Meclis; aralık ayının 4, 2013 yılının da 13,30'da yapılan son gündemini geride bıraktı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığı 79'ncu yılında meclisteki  konuşmalar, Üyeleri tarihin tozlu sayfalarında dolaşılmasını beraberinde getirdi

İl Özel İdaresi Hizmet binası İl Genel Meclisi salonunda saat 10,30'da Behçet Şen Başkanlığında toplanan Meclis, yoklama ve 3'ncü birleşimine ait gündemin okunup olumlu yönde oylanmasının ardından diğer gündem maddelerine geçildi.

İl Özel İdaresi'nin 02,12,2013 tarih ve 10378 sayılı, İlimiz Merkez ilçesi Karadere Köyünün köy yerleşik alanının yeniden tespit edilmesinin teklifi İmar ve Bayındırlık komisyonuna havale edildi. Ayrıca İl Özel İdaresinin 02,12,2013 tarih ve 10390 sayılı, idaremiz  arşivinde bulunan İmar Plan Paftalarından alınacak adet ücretinin de renksiz olanlarının 5 TL renkli olanlarının ise 15 TL'ye Çıkartılması kararlaştırıldı. 2014 Bütçe planı dahilinde köylere yapılacak olan çeşitli işlerin de görüşülmesini alt yapı komisyonuna havale edildi.
Kadınlara Seçme Ve Seçilme Hakkı Verilmesinin 79. Yıl Dönümü,  İl Genel Meclisinde yapılan konuşmalarla hatırlandı. Rabia Çakmakçı ve Hüseyin Taşkın yaptıkları konuşmalarda,  kadınların hayatın bütün yerlerinde olması gerektiğini ve bu gerekliliğin özellikle devletin çeşitli kademelerinde yer alması gerekliliği vurgulandı. Yapılan konuşmalarda şu ifadelere yer verildi; "Kadın hakları ve kadınların erkeklerle eşitliği ile ilgili olarak geçtiğimiz asırdan bu yana batı ülkelerinde ve toplumlarında verilen mücadelelerin ve öncelikle Amerika ve İngiltere'nin bu mücadelelerin en şiddetli alanlarına ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Ülkemizde gerek Osmanlı imparatorluğu ve gerek Cumhuriyet çağında kadınlarımızın kendisinin hakları konusunda , batı ülkelerindekine benzeyen haklara sahip olmak için çalıştıklarını söylemek mümkün değildir. Ama biz, "kadınlara bazı büyük batı ülkelerinden daha önce bu hak Atatürk tarafından verilmiştir . Cumhuriyet dönemi ve Kadın hakları teokratik bir hükümet yapısının ve kadın haklarının kısıtlı olduğu bir toplum düzeninin olduğu Osmanlı İmparatorluğundan kadın - erkek eşitliğinin kabul edildiği modern Ülkemiz Cumhuriyeti'ne geçiş , bir çok devrimler ile mümkün olabilmiştir . Bu devrimler içerisinde kadınların erkekler ile denk toplumsal varlıklar olarak toplum içerisinde yerlerini almaları bir uygarlık aşamasıdır ve Atatürk devrimleri'nin en önde gelenlerinden birisidir. 1926 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde belirlenmiş kabulle yürürlüğe giren ve Türk kadınlarını " katı " kurallar zincirinden kurtaran Medeni Yasa ile , Türk kadınına bin yıl önce kaybettiği hakların geri iade edilmesinin temeli oluşmuştur.Bu andan itibaren kadın güçlenmeye , kişiliğini aramaya başlamış ve erkeğinin yakınında toplumsal faaliyetlere katılmaya hazırdır. Türkiye'de kadınlar, 1870'de ilköğretim, 1908'de ortaöğretim, 1915'te yükseköğretim olanaklarıyla tanışmıştır. 1920 yılından sonra da karma eğitime başlanmıştır. Daha sonra kadın yazarlar ve şairler yetişmeye başlamıştır. Türk kadınına seçim ve seçilme haklarının verilmesi Medeni Yasa ile erkeklerle denk haklara sahip kalan Türk kadınına , üç . TBMM belirlenmiş üç Nisan 1930'da onay edilen bir yasa ile belediye seçimlerine katılma hakkı tanınmıştır. 1931 yılında da Türk kadını ilk defa tıp dünyasında varlığını göstermiş ve ilk kadın cerrahımız çalışmaya başlamıştır. 4 Mayıs 1931 'de ilk toplantısını yapan IV TBMM belirlenmiş 26 Ekim 1932'de onay edilen bir yasa ile Türk kadınına muhtar , köy ihtiyar kurulu üyeliğine seçilme ve seçim hakkın tanınmış , ertesi yılda 8 Ekim 193dört'de onay edilen ve 5 Aralık 1934'te yürürlüğe giren başka bir yasa ile kadın - erkek eşitliği kapsamında tüm hukuk ," Kadınlara Milletvekilliği Seçim ve Seçilme hakkının tanınmasıyla verilmiş oluyordu. Atatürk'ün Kadın hakları konusundaki görüşleri ve gerçekleştirdikleri, bu sabah dünya aydınlarının ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın yaymaya çalıştığı kadın haklarıyla ilgilenen görüşler , Atatürk belirlenmiş çok önceleri dile getirilmiş ve çoğunluklada uygulama alanına sokulmuştur . Atatürk Cumhuriyet'in ilanından dokuz ay bir önce Şubat 1923'de böyle demiştir ." Bizim toplumsal toplumumuzun başarısızlığının nedeni , kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir . Yaşamak demek çalışma demektir . Bundan dolayı bir toplumsal toplumun , bir organı faaliyette bulunurken , başka bir organı işlemezse , o toplumsal toplum felçlidir. "Atatürk'ün kadına ve kadının emeğine, hakkına son derece önem veren biriydi. Bir konuşmasında şöyle diyordu. "Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde Anadolu köylü kadının üstünde, kadın çalışmasından söz etmeye imkan yoktur, hiçbir milletin kadını. Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez."Kadınlarımızın kendisinin kaderi ile beraber ülke kaderinde de söz sahibi olabilmelerinin yolu siyaset uygulamak ve organize toplum olmaktır. Atatürk diyor ki; " - Ey, kahraman Türk kadını!.. Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde, göklerde, yükselmeye layıksın.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol