Marka olamadık, dahil olduk

Köftesiyle anılan Tekirdağ, ciğeriyle bilinen ve hardaliyeyi de elimizden kapmak üzere olan Edirne, eğer büyük bir adım atmazsak, Trakya Kalkınma Ajansı'nın önerisi ile kent olarak bizi 'Trakya' ürünleri konseptine dahil etmek istiyor. İlk bakışta güç birliği gibi gözüken ve aslında mantıklı olan bu strateji Kırklareli'ye kazançtan çok kayıp yaşatacak. Kendi ürünlerini markalaştırmada tembel kalan Kırklareli, Tekirdağ ve Edirne'nin gölgesinde kalacak ve markalaşma yarışında yerinde sayacak. Bu nedenle yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşlarımız, derneklerimiz ve özellikle üreticilerimiz ile işadamlarımıza büyük görevler düşüyor.
Kırklareli, peynir ürünü konusunda ağır aksak bir pazarlama stratejisiyle hareket etmesinin karşılığını maalesef ortak bir marka uygulamasına dahil edilerek yakalayabildi. Yıllardır çeşitli uzmanların, akademisyenlerin 'markalaşın' uyarısına kulak asmayan Kırklarelili üreticiler, peynirin ulusal lansmanını yapmayı başaramadı. Bir dönem Kırklareli Süt Üreticileri Birliği adı altında bir kuruluş faaliyete geçse de, ortak bir plan hiçbir zaman hayata geçirilemedi.

Trakya'nın yöresel ürünlerini bütünsel olarak değerlendiren ve ortak paydada kitlelere sunulmasının verimliliğine inanan Trakya Kalkınma Ajansı da, bu konuya sadece Kırklareli bazlı değil; Kırklareli, Tekirdağ, Edirne üçgeninde yaklaşarak bir koordinasyon meydana getirdi.
Geçtiğimiz günlerde Kırklareli Ticaret Borsası'nda düzenlenen toplantıda, Trakya Kalkınma Ajansı, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Ticaret ve Sanayi Odası ile et ve süt üreticileri bir araya geldi.
Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin'in önerisi, üç ilin de et ve süt ürünlerinin 'Trakya' adı altında birleştirilerek üretim, kalite ve pazarlama noktalarında standart bir kalıba oturtulması yönünde bir çalışmaya gidilmesi oldu.
Bu öneri ilerleyen günlerde ne şekilde kabul görür ve desteklenir bilinmiyor ama, ürünlerimizi kendi kentimizin ismi ön plana çıkacak şekilde pazarlamayı başaramazsak, Tekirdağ ve Edirne'nin konumları ve statüleri itibariyle, isim olarak onların gölgesinde kalacağımız düşünülüyor.
Köfte, peynir ve hardaliye ürünlerimizi, profesyonel destek almadan lanse etmenin mümkün olmadığı böyle bir çağda, yerel zihniyetler ile maalesef ilerleme kaydedilemeyeceği ve yerinde sayan bir kent olarak kalacağımız gerçeği Kırklareli'nin kaderi olarak önümüzde duruyor.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol