"M. KEMAL BENI ANASINA KUR'AN OKURKEN BULDU"

Bunun disinda kendisi de hacca gitmis, din kültürü ve bilgisi olan bir kimseydi. Benimle de ilgili Istanbul gazetelerinde yazilar yazmisti. Bir çok defa da Kirklareli'nde düzenledigim etkinliklere, kültürel faaliyetlere katilmis, konusmalar yapmistir. 1970'li yillarda Inece ve Dolhan gibi yerlerde konferanslar vermistir. 1974 yilinda Atatürk'ün Kirklareli'ne gelisi dolayisiyle düzenledigimiz ilk resmi toplantida emekli Korgeneral Faruk Güven Türk, Devrim Tarihi yazari egitimci Enver Kartekin ile birlikte konusmaciydi. Fakat bu degerli Atatürkçü Din Adami'ni simdi kimse tanimaz. 10/Ocak/1986 yilinda hakkin rahmetine kavusmustur.
Ondan dinlemistim. Çanakkale Savaslari'ndan sonra kisa bir süre için Istanbul'a annesini görmeye gelen Anafartalar Kahramani Mustafa Kemal onu anasina Kur'an okurken bulmustur. Ercümend Demirer ile karsi karsiya görüsemedigimiz zaman bana mektup yazar, çikardigim Atayolu ve Trakya'da Yesilyurt gazetelerine Istanbul'dan yazilar gönderirdi. Onun sayesinde rahmetli Doç. Dr. Bahriye Üçok ve Diyanet eski baskanlarindan Atatürk'ün Efkaf ve Seriye Bakanlarindan Karacabey Müftüsü Mustafa Fehmi Gerçeker'in oglu, Tevfik Gerçekeri' tanimis, mektuplasma imkanini bulmustum. Ercümend Demirer ile de ATATÜRK ENSTITÜSÜ'nde beraber Bildirici Üye idik. Bugün bu degerli yazar ve din adaminin bende yüze yakin mektubu vardir. Ömrüm yeterse bir gün bu mektuplari kitaplastirmak isterim.
Çok partili hayatta dinciligin doruk noktasina ulastigi günümüzde Ercümend Demirer'in "DIN, TOPLUM ve KEMAL ATATÜRK" kitabina göz atma ihtiyaci duydum. Bana kitabini 1970 yilinin baslarinda imzalayip vermis. 192 sayfalik bir kitap. Fakat içinde din bilgi ve kültürü yüklü çok, sayida konu bulunmaktadir. Kitabi Haci Nimet Cami-i Hatibi iken yazmis. Haci Nimet Abla kurdugu vakif ve yaptirdigi caminin Atatürkçü Din Adamlari tarafindan yönetilmesini vakif senedine degistirilmeyecek bir sart olarak koymustur. Ondan piyango bileti almayi bir sans ve güvence sayanlar bu kadinin Atatürk'e son derece bagli bir kimse oldugunu belki bilmiyorlardir.
1976 yilinda zamanin Millet Meclisi Baskani Kars Milletvekili Kemal Güven ile Cumhuriyet Senatosu Baskani asker kökenli Tekin Ariburnu Türkiye Büyük Millet Meclisi çevresine Türk ulusunun tarihini, karekterini, kültür, sanat ve uygarlik yolundaki çalismalarini, cumhuriyet devrimini simgelecek sanat eserleri konmasi çalismalari için toplanti düzenlemislerdi. Bu toplantiya katilabilmek için bu konuda bir bildirinin daha önce bir komisyon tarafindan tetkik edilip kabul edilmesi gerekiyordu. Benim ve Ercüment Demirer'in hazirladigimiz bildiriler kabul edildigi için biz Ankara'da T.B.M.M. Adalet Partisi Grup Salonunda düzenlenen toplantiya çagrildik. Bu toplantida meclis baskanlari, hükümet üyeleri, Cumhurbaskani, bilim ve sanat erbabi 250'ye yakin kisi yer almisti. Bu toplantidan sonra rahmetli Bahriye Üçok bizi evine götürdü. Bahriye Hanimin evi Ankara'nin güzel bir semtindeydi, Köroglu Sokakta bulunuyordu. Biz ordayken esi hukuk profesörü Coskun Üçok'ta geldi. Uzun bir sohbet sirasinda Bahriye Hanim Anitlar Önfikir Toplantisi'ni degerlendirdi ve bize "Görüyorsunuz Atatürk'ün kurdugu meclisin çevresine Atatürk'ü ve devrimi simgeleyecek bir sanat eseri konmasini istemiyorlar. Istedikleri Osmanli Padisahlari ve Asya Kültürü." Bahriye Hanim o sira CHP'den Ordu Milletvekili idi. Daha önce Cumhurbaskanliginin kontenjanindan Cumhuriyet Senatosu üyeligi yapmisti. Kendisi gerici çevrelerin hedefiydi. Nitekim daha sonraki bir zamanda da pasta ile gönderilen içinde bomba bulunan paketi açarken evinde parçalanip öldü. Gericiler onuda susturmuslardi. Ercümend Demirer'e göre Bahriye Üçok cumhuriyetin ilk kadin kurbanlarindan biridir. Bu iki kiymetli dostumu simdi rahmetle aniyorum. Onlarin yazdiklari mektuplarda onlarin Atatürkçü ve devrimci, laik cumhuriyetçi düsüncelerinin isiginda karanliga isik tutmaya çalisiyorum. Bir gün Bahriye Üçok'un dan söz ederim.
nazifkaracam@gazetetrakya.com