MUSTAFA KEMAL BASBAKAN FETHI OKYAR'A SORAR

MUSTAFA KEMAL BASBAKAN FETHI OKYAR'A SORAR
"NE OLUYOR FETHI"?
Ünlü romanci ve Zoraki Diplomat olarak taninan ve de Mustafa Kemal'in çevresi yazarlarindan olan Yakup Kadri Karaosmanoglu'nun ölümünden sonra bulunan notlari arasinda su ifadeye ve tespite rastlanmistir"CUMHURIYET VE DEVRIM KENDI IÇINDEKI MUHALEFETLE DOÄzDU."
Yakup Kadri Karaosmanoglu'nun bu tespiti Atatürk'ün ölümünden itibaren baslayan KARSI DEVRIM anlamina gelmektedir.
Nitekim daha 1924 yilinda bu muhalefet baslamis, Cumhuriyete kadar Mustafa Kemal ile beraber olanlar, cumhuriyetin ilanindan sonra bir parti kurarak, karsi tarafta yer almislardir. Rauf Orbay, Kazim Karabekir bunlarin basinda gelmektedir. Daha sonra Dogu'da Ingilizlerin kiskirtmasi ile baskaldirilar olmustur. Baskaldirilarin bastirilamamasi üzerine Mustafa Kemal, Basbakan, Fethi Okyar'a sorar, "Ne oluyor Fethi"der. Fethi Okyar Mustafa Kemal'in Selanik'ten arkadasidir. Onu görevden alir, Ismet Inönü'yü göreve getirir. Ismet Inönü, cumhuriyete karsi bas kaldiranlarin, devrime muhalefet edenlerin üzerine daha sert önlemlerle gitmistir. Terakki Perver Cumhuriyet Partisi kapatilmistir. Istiklal Mahkemeleri ardarda aldigi sert kararlarla elebasi olanlari cezalandirmistir.
Suraya gelmek istiyorum. Cumhuriyet ve Devrim bastan beri Karsi Devrimciler ile çatismakta, mücadele etmektedir. Son yillarda ve zamanlarda bu daha da hizlanmistir. Aslinda çok partili hayata geçmekle baslayan ve yogunlasarak bu güne gelen irticai faaliyetler ve tarikatlarin etkinligi gerek Atatürk'ü gerekse Laik cumhuriyet'i savunmada birakmistir. Irticai süreci hiçbir sey durduramamistir. Çünkü, irticanin kadrolarini yetistiren, liderlerini yaratan kurumlar, okullar vardir. Bu sayede ikbal ve iktidar sahibi olmus bazi önde gelen politikacilari irticai nitelikli hizmetleriyle övünmektedirler. Süleyman Demirel 380 Imam-Hatip Okulu açtigini söylerken sevincini saklayamamaktadir.
Bilmiyorum, Türkiye bu çalkantiya, bu Sessiz Karsi Devrim Hareketine ne kadar dayanir? Su siralar Avrupa Birligi Kraterleri'ni müzakere ve uyum süreci'de bu çalkantili gidise hizmet etmektedir. Bu baglamda tarihi bilenlerin korkusu Milli Mücadele Dönemi'ne benzemektedir. Iktidarin basindakiler Türbani Türkiye'nin en önemli sorunu yapmislardir. Türbanla nereye varmak istediklerini kendilerinden baska bilen yoktur. Köylü, memur, esnaf ve emekli borç yüzünden ipotek altindayken, on milyonun üstünde insan yoksulluk sinirinda yasarken, as ve is arayanlar milyonlari unutmus görünen iktidarin basindakiler türbani gündemde tutmaya özen göstermektedirler.
Türkiye'nin birinci sorunu ne türban ve ne de Avrupa Birligi'dir. Türkiye'nin sorunu adil bir gelir dagilimi, issizlige çare, tarim kesimindeki çiftçi sorunlarina çözüm bulmak, memleketin içerisinde asayisi saglamak, huzuru ve güveni temin etmektir. Yapay sorunlarla halki oylamanin ne kendilerine ne de ülkeye hiçbir yarari yoktur. Üniversite sinavlarinda sifir puan alan gençlerin sorunu iktidar için sorun degil midir? Üniversiteye giremeyen bu gençler simdi nerede? ne yapmaktadirlar?
Ülkenin içinde bulundugu sartlari, içine düstügü durumu iyi görüp degerlendirme zamanidir. Bu durumun böyle gitmeyecegine tarih taniktir. Bu ülke kolay kazanilmamistir. Üzerinde yasayanlar emanetçi degildir. Halki da bu gidisi anlamiyor zannetmek en büyük gaflettir. Sade vatandas üzüntü içerisindedir. Ülkenin durumu karsisinda, Avrupa Birligi'nin önümüze koydugu müzakere sartlari baglaminda saskinlik içerisindedir. Zaman çare arama zamanidir. Çözüm getirmeyen zaman bosa geçen zamandir.
Yazik degil mi geçen zamana?