Mezarliktan geçiyordum.
Hareketsizdiler. Öylesine, sere serpe.
Selam verdim, almadilar.
"Hadi gidelim!" dedim içimden, duyarlar diye…
Irganmadilar.
Hatice abla günün birinde, "Cumaziye ablam n'abiyor? Iyi mi? islerini bitirebildi mi?" diye anami sormus babama.
"Cumaziye ablanin isi biter mi? Ölmedi ki. Öldükten sonra bitecek!" demis babam.
Buradakiler!..
Islerini bitirmisler. Kadinli erkekli, genç, yasli, dede, nine, hatta ilk nefesini aldi almadi giden bebeler…
Yakisiklisi, çirkini, güzeli…
Hepsi, hepsi sessiz sedasiz yatmadalar.
Bu denli sessiz umarsizlar, umursamazlar.
Neler söyledim içimden, neler haykirmadim…
Sesime ses katmadilar.
Bir de, nefes alip verirken sessiz ve hissiz kalanlari geçirdim gönlümden.
Ya onlar?
Dünya yansa hasiri tütmeyenler…
Dünyanin çesitli yerlerinde insan canina gelen halelleri göremeyenler, anlayamayanlar…
Gidisattan dolayi tinmayanlar, histinmayanlar…
"Bana dokunmasin da isterse bin yil yasasin!" diyerek yilani bile hos görenler.
Yilani dediysem, Bekir Coskun'un sevgi çemberi içindekilerden söz etmedim. Aramizdakilerden söz ediyorum.
Sureta bize benzeyenlerden.
Mezarliktan geçiyordum. Söyledim, sordum, yürüdüm, durdum, baktim, yumdum…
1-1ih! Orali degiller.
Gülümsedim.
Islerini bitirmisler, kendi hallerindeler.
Vaz geçtim.
Çekip gittim yanlarindan.
Hem de ardima bakmadan.
"Bakisirim gözsüzlerle
Verisirim elsizlerle
Konusurum dilsizlerle
Duymazlar ki kulaksizlar
Hep geçmisler canlarindan
Evlerinden hanlarindan
Geçiyorum yanlarindan
Yürümezler ayaksizlar
Berraki anlamaz niye
Bu hirkayi kimler giye
Dil verip nereye diye
Sormuyorlar meraksizlar."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol