Filistin'de ve özellikle Gazze'de, 1948 den bu yana yasanan aci dram karsisinda ülkemizde ki sagduyulu insanlarin gösterdigi tepkiler büyüdü büyüdü ve "Mavi Marmara" adinda ki bir gemi oldu, yanina aldi 6 gemi ile birlikte bir filo olusturdu ve Gazze'ye dogru yola çikti. Bu hareket, "Mavi Marmara Baskini" olarak tarihte ki yerini alacaktir. 21 asrin terörist devleti Israil, ülkemizden baslatilan ve birçok aydin insanin da yer aldigi adini "Hedefimiz Gazze, yükümüz insani yardim" slogani ile yola çikan bu gemi filosunu hiç beklemiyordu. O, abluka altina altigi ve zamanli zamansiz katlettigi masum Filistinlileri böylece "soy kirimi" yaparak yok edecek, Filistin'in bütün topraklari kendine kalacak ve "Büyük Israil'i kurmak" için saglam bir zemine oturmus olacakti. Israil, ikinci darbesini bu yardim konvoyunun tamamen sivil insanlardan meydana gelmesi ile aldi. Bunlarin yaninda çaki biçagi da dâhil hiçbir kesici delici alet yoktu. Böyle silahsiz ve böyle masumane bir filoyu nasil muhatap alacak onlara ne yapabilecekti?
Önce Güney Kibris Rum devleti yöneticilerini devreye sokarak bu filonun yol almasini engellemeye çalisti. Onlarla bu filoyu yolundan döndüremeyecegini görünce elinden kozlarindan birini kaybederek deliye döndü.
Mavi Marmara ve diger gemiler azimle yollarina devam ediyor, hedeflerine ulasabilmek ve Gazze'ye vararak yüklerini onlara devredebilmek için büyük bir sabir gösteriyorlardi. Israil için sonun baslangici olacak bir çilginligi 31.Mayis.2010 günü sabah saat 4 - 5 siralarinda yapti. Mavi Marmara ve diger yardim filosu gemiler "Uluslar arasi karasulari" olarak tarif edilen bölgede ve hedefleri Gazze oldugu halde Israil helikopterleri ile Israil hücum botlari yardim gemileri üzerine askerî indirmeler ve çikarmalar yaptilar. Gemilere çikan askerler, birinin de küçük çocuk olmasina bile bakmadan silahlarini atesleyerek 16 kisiyi sehit ettiler, 30 kisiden fazlasinin da yaraladilar. Gemilerin güvertesi bir anda ana baba yerine dönüstü. Israil yaptigi bu terörist saldirisini ve katliamlarini dünya kamuoyundan gizleyebilmek için gemilerin haberlesme iletisim donanimlarini bloke etti. Fakat ilk baslarda verilen sesler ve görüntüler bütün dünyanin ayaga kalkmasin saglamaya yeti ve artti, bile…
Ülkemizde bu konuyu yakindan takip eden uyanik insanlar derhal Istanbul Baskonsoloslugu ve Ankara'da ki Büyük elçiliklerin önünü doldurarak Israil'i protesto etmeye basladilar. Polis izinsiz yapilan bu gösterileri tazyikli su sikarak dagitmaya çalismis ise de bu insanlari kalplerinde yanan atesin daha da artmasindan baska bir ise yaramadi.
MITING HAZIRLIÄzI
Hükümet yetkililerinin ve bütün dünya milletlerinin, milletler arasi kuruluslarin büyük bir tepki göstermesinin yani sira kirk yili askin siyasi hayati boyunca Israil'in zulümlerine, onun versiyonlarindan olan Masonluga, Lions, Rotari ve Propeller kulüplerine karsi gayet hassas olan "Milli Görüs" zihniyetinin zamanimizdaki partisi yine derhal harekete geçerek ilk hafta sonunda Istanbul'da bir büyük miting yapilmasinin kararini aldi.
Bundan önce de Istanbul/Çaglayan meydaninda bir milyonu askin insanla Israil yaptigi katliami tenkit eden Saadet Partisi bu sefer de hamlesini yapmis oldu. Israil'in masum bir harekete karsi girismis oldugu bu vahsi hareketten sonra atilacak adimlarin önemli oldugunu dile getiren Saadet Lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmus;
"Biz atilan bütün adimlarin takipçisi olacagiz. Bu sorun önemi artirarak devam ederken sehid olan kardeslerimize gani gani rahmet diliyorum. Geride kalan yakinlarina ve ailelerine hem sabir diliyor hem de onlari böylesine kahraman çocuklar yetistirdikleri için tebrik ediyorum. Yeryüzünde kan ve zulümden baska bir sey bilmeyen Siyonist rejimin akillanmasi için baris yanlilarinin seslerini artirmasini temenni ediyorum. Çok büyük bir mitingi organize edecegiz. Bu zulmü ve artik bu ülkenin insanlarini da öldürmüs katillere karsi mücadele etmeliyiz" dedi.
YAPILMASI GEREKENLER
Istanbul'da yaptigi basin toplantisinda bundan sonra yapilmasi gerekenleri de siralayan SP lideri Prof. Kurtulmus bunlari, madde madde açikladi. Bunlar;
"- Acilen Israil'e karsi diplomatik bir cephenin olusturulmasi gerekir. Israil'in askeri ve teknolojik gücü vardir ancak Israil'in en büyük gücü son elli yilda saldirganligini önleyecek uluslararasi bir mekanizma hayata geçirilememistir. Åzimdi vaktidir.
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümeti ivedilikle harekete geçmelidir. Türkiye bu süreçte öncü rol oynamalidir. BM Güvenlik Konseyi simdiye kadar toplanip karari almaliydi. BM Güvenlik Konseyi, Avrupa Parlamentosu, IKÖ, NATO, Kizilhaç, Arap Birligi ve diger beynelmilel kurumlar harekete geçmelidir.
- Bu mesele sadece bir grubun bir parti mensuplarinin degil artik milletin tüm fertlerinin 72 milyonun meselesidir. Bütün siyasi partiler ortak bir deklarasyon hazirlamali ve Türkiye tek yumruk oldugu haykirilmalidirlar. Biz bütün partilerle ortak çalismaya haziriz.
- Büyükelçimiz geri çekilmelidir. Disisleri Bakanligi'nin açiklamasi yerinde olmakla birlikte olayin vahameti göz önüne alinarak bu bir deklarasyonlar geçistirilmemelidir.
- Israil Büyükelçisi "Persona Non Grata" (Istenmeyen Adam) ilan edilmeli ve derhal ülkesine geri gönderilmelidir.
- Bu olay bir savas suçu olarak uluslar arasi mahkemelerde sorusturulmalidir
- Gemide sehid edilen kardeslerimiz nasil sehid edildi bu önemlidir. Delillerin karartilmasina izin verilmemeli, hükümetimiz harekete geçerek gemilerin tarafsiz bir ülkeye çekilmesini saglamalidir.
- Mesele askeri boyutlara tasinmistir. Dogu Akdeniz'de sular isinmistir. Türkiye askeri koruma tedbirlerini en ileri derecede almalidir. TSK alarm durumunda olmali ve hassasiyetini muhafaza etmelidir.
- Gemide bulunan hiç kimseden haber alinamamaktadir. Bilisim çaginda yasiyoruz ancak burnumuzun dibinde neler oluyor, haber alamiyoruz. Uluslararasi camianin haber alma özgürlügünü saglamasi gerekmektedir."
Olaylarin gelismesinden görebildigimiz kadariyla bundan sonra Israil bir çöküsün, bir yok olusun içine girecek ve ne adim atarsa atsin bu adimlar kendini yok olusa götüren adimlar olacaktir.
nevzat.laleli@gmail.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol