MALKARA GEZİ NOTLARIM

12.08.2014 günü Keşan'dan Malkara'ya gelerek arkadaşlara uğradım. Osmanlı Mutfağı Lokantasının leziz yemeklerini yemeden Malkara'dan ayrılmayınız.. Lokantanın sahibi Şencan PAKALPAKÇİL Lokantaya gelenlerle ilgileniyor. Lokantanın ortamı çok güzel. Her şey çok güzel. Halka açık nefis yemekleri var...
Peri Masalı Organizasyonun Sahibi EMİN BOZARAN:
''Düğün, Sünnet, Nişan, Açılış, Davet, Catering, Kurumsal, Mezuniyet, Kumaş süsleme, Balon süsleme, Araç süsleme, Masa, Sandalye Kiralama, Kamera Orkestra, Sahne kurulumu. Tel:0282 427 84 27
Eski mahalle ve Köy düğünleri Cuma gününden başlayıp pazartesi günü akşamüstü biterdi. İnsanlar eğlenmeyi severdi''dedi. Yeni Malkara Belediye Başkanı ULAŞ YURDAKULDUR. Keşan ve Malkara'da alt yapı ve üst yapı sorunları bitince her şey farklı olacak. Güzel Trakya'm. Senin çalışkan insanların seni yaşama bağlayacak.
Mali Müşavir SAİM DURMAZ: '' İnternette çocukluk günlerini anlatan yazarların yazılarını okuyup çok beğendim. Eski çocukluk anılarını yazarsan iyi olur ''dedi. Çocukluk günlerimizde okul çıkışında salçalı ekmeği yerken futbol maçının hazırlığını yapardık. Babam: ''Oğlum ayakkabını sakın yırtma. Top oynama. Ben sana her gün ayakkabı alamam. Döverim bak. Yaz günü dereye gitme.. Karışmam ha'' derdi. Çorapla, yalın ayak futbol topu peşine koşardık. Ben defans oyuncusuydum. Maçlar kıran kırana olurdu. Mahalle arkadaşlığı vardı. Yaz günleri dereye yüzmeye giderdik. Meyvelikler, kirazlıklar, elmalıklar, bağlıklar çoktu.
Kırklareli'nde Şeytan deresi, Asılbeyli deresi, Büyük derede yazın bile su vardı. Dere balığını yakalayıp pişirmeye çalışırdık. Kır korucularından çok korkardık. Bir korucu mahalleden bir arkadaşımızı yakalamış. Onu karakola götürürken arkadaşın çocuksu yüzünü anımsarım.
Timur Saygın'la yaz yağmuruna yakalanmıştık. Mahya Babadaki Kır korucu barınağının saçağında yağmurun dinmesini bekliyorduk. Sert bir ayak sesi bizi korkuttu. Rahmetli arkadaşım Timur Saygın: ''Selahattin ekşi elmaları yere at. Kır Bekçisi bizi yakalamasın. Hadi koşalım.''
Yıldırım gibi koşarak Mahya Babadan Asılbeyli köy yoluna indik. Koşarak yağmur altında Gazhane Sokağına geldik.
Uzunköprülü rahmetli annem:
''Selahattin oğlum çok ıslanmışsın. Elbiselerini, atletini, gömleğini hemen değiştir. Hasta olacaksın. Çabuk ol.''dedi. Annem bir sabah vakti vefat etti.(2012)
Dünyaya; komşu arkadaşlarıyla muhabbete doyamadan Allah'ına kavuştu. Eskiden komşuluk, akrabalık vardı. Kış akşamlarında soba yanarken mısır patlatılırdı. Her evde üç dört çocuk vardı. Annemin masallarını hala anımsarım. Babamın mert, sert halleri bizi korkuturdu.
Okulda, evde, yaşamda hâkimiyet sert erkeklerindi. Anneler merhametin şefkatli kollarıydı.
Çamaşır makinesi, buzdolabı, televizyon yoktu. Eski ahşap evin çatısı üç dört yerden yağmurlu günde akardı. Annem akan yerlere leğen koyardı. Bahçede asmanın yanında bir kuyu vardı. Yazın karpuz kovaya konup iple kuyuya sarkıtılırdı. Her evde çok eskiden bir sağmal inek bulunurdu. Sabahları mahalle çobanları sığırtmaçlar evlerden inekleri toplayıp meraya götürürlerdi. Türkiye bir tarım toplumuydu..

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol