MAKEDONYA ÜSKÜP'LÜ SAIR YAHYA KEMAL BEYATLI

RINDLERIN AKSAMI

Dönülmez aksamin ufkundayiz vakit çok geç

Bu son fasildir ey ömrüm, nasil geçersen geç

Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile

Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle

Genis kanatlari boslukta simsiyah açilan

Ve arkasinda günes dogmayan büyük kapidan

Geçince baslayacak bitmeyen sükûnlu gece

Gurüba karsi bu son bahçelerde keyfince

Ya sevk içinde harab ol, ya ask içinde gönül

Ya lale açmalidir gögsümüzde Yahud gül

Gök Kubbemizin Sairi Yahya Kemal Beyatli Türk siirinin duayenidir. Isa Kocakaplan'in bu güzel kitabini Damla Yayinevi basmis. 1998 Istanbul.

Kitapta Prof. Dr. Mehmet Kaplan Yahya Kemal Beyatli ile ilgili olarak çok güzel bir yorum yapmis:

YAHYA KEMAL BEYATLI: "Osmanli Imparatorlugu'nun yikilis devrini yasayan Yahya Kemal eski medeniyetimizin içinden kurtarilmasi mümkün olmayan birçok seyi kurtarmistir. Cumhuriyet devrinde hakli veya haksiz maziye karsi büyük bir reaksiyon basladi. Asirlar boyunca yasamis oldugumuz medeniyetin degeri toptan inkâr edilmeye kalkildi. Bu cereyana karsi mücerred fikrin silahlari ile karsi koymak hemen hemen imkânsizdi.

Güzellik daima hakikaten daha fazla tesirli olmustur. Yahya Kemal milli ruhun kaybolmaya yüz tuttugu bir devirde siir vasitasiyla, onu bir daha hiç ölmeyecek bir sekilde diriltti. Bugün geçmis asirlarimizin en güzel tarafi onun misralari sayesinde hatiralarimizda yasiyor. Onun siirleri bizde bir kere daha sanatin hatira Tanriça'sinin, Mnemosyne'in 1 kizi oldugunu isbat ediyor." Prof. Dr. Mehmet Kaplan. 1/ Uranos ile Galia'nin kizi. Yunan mitolojisinde ruhun maddeye olan üstünlügünü saglayan hafizayi temsil eder. Her türlü yaratici aklin temelidir. Zeus'tan dokuz sanat perisini dogurmustur. (Meydan Larousse, c. 8, s. 855).

2/ Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Siir Tahlilleri I, Istanbul 1969, s. 198.

2 Aralik 1884'te Üsküp'te dogan Yahya Kemal'in babasi Nisli Ibrahim Bey, annesi ise Nakiye Hanimdir. Asil adi Ahmet Agâh olan Yahya Kemal'in soy agaci hem anne hem baba tarafindan III. Murat devri Rumeli Sancak Beylerinden Sehsuvar Pasa'ya dayanir. Zaten O "Beyatli" soyadini bu sebeple almistir. (Sey: Bey, sü-var: Atli).

Yahya Kemal 1922 yilinda Lozan'a giden heyette müsavir olarak bulunur. 1923'te Urfa milletvekili olur. 1925'te Suriye ile sinirimizi çizen heyette vardir. 1934 yilina kadar Varsovave Madrid'de orta elçilikte bulunur. 1934-43 yillari arasinda Yozgat, 1946 yilinda ise Istanbul milletvekilidir. 1947 yilinda Pakistan nezdinde ilk büyük elçimizdir. 1949 yilinda emekli olarak yurda dönen 1 Kasim 1958 sabahi saat 9.50'de vefat eder. 74 yasindadir.

Yahya Kemal siire Üsküplü Redife Hanim için yazdigi misralarla baslar. O vakit oniki yasindadir. Siirde ilk hocasi Redife Hanimin esi Sadettin Efendidir. 1902 yilinda Istanbul'a gelir. Fikret'in Rübab-i Sikeste isimli kitabi eline geçer. Bu eser sayesinde Cenab'i ve diger Serveti- Fünunculari anlar. Yeni bir aleme girer, 1903'te Pariste'dir. Burada Samipasazade Sezai, Hüseyin Siret, Abdullah Cevdet ve Abdülhalim Memduh ile tanisir. Paris, Yahya Kemal'in siir dünyasinda ve anlayisinda büyük degismelerin meydana geldigi bir yerdir. 1904 yilinda sosyalist düsüncelere kapilir. Bu yüzden Victor Hugo'yu örnek alir. 1906 yilinda Londra'ya gider ve bir Türk destani yazmaya çalisir. Charles Baudelaire'nin siir iklimine girer. Onun aleminde yasamaya baslar. Edgar Poe'yu daha iyi anlar. Paul Verlain'i severek okur. Fransiz tarihçi Albert Sorek'den "Tarih ortasinda Türklügü arayip bulmak" fikrini alan sair temiz bir Türkçeyle edebiyatinin en güzel siirlerini yazmayi basarmis bir BALKAN TÜRK SAIRIDIR. Hemsehrimizdir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol