Dünyada çesitli okullar vardir ama Köy Enstitüleri gibisi yalniz ve sadece Türkiye'de vardi. Bu okullar Türk Zekasi'nin Türkiye sartlarina uygun buldugu okullardi. Is, kültür, egitim, sanat, ögretim bir bütünlük içersinde köye uygun ÖgRETMEN, köye uygun AYDIN yetistiriyordu. Okulda bir hafta ders, bir hafta is, bir hafta nöbet bütün siniflar için geçerliydi.
Her ögrencinin bir sanati vardi. Benim sanatim YAPICILIK idi. Yani insaatçilik. Tugla dökmekten, temel kazmaktan, harç karmaktan, duvar örmekten, insa edilecek binanin planini çizmekten, harç tasimaktan ibaret bir isin düzeni bu sanata mensup ögrencilerin is hayati idi. Ancak sinifin Tarim Dersleri için okulun bahçelerine, okulun bugday tarlalarina, okulun hayvan ahirlarina ve hayvanlari kirda, ahirda bakmak, otlatmak derslerin gereklerindendi. Her gün sabahleyin Mütelââ Dersi vardi ve bu derste, ders kitaplarinin disinda kitap okumak, bu kitabi anlatmak ve tartismak mecburi idi. Nöbetlerde ise okulun, siniflarin, atelyelerin, yatakhanelerin, okul meydanlarinin temizligi ögrencilere aittir. Ögrenciler yemekhanede, mutfakta, yatakhanede, ahirda nöbet tutarlardi. Hafta baslarinda nöbet bir baska sinifa teslim edildikten sonra nöbetçi sinifin bir haftalik çalismalari bütün ögrenci ve ögretmenlerin huzurunda degerlendirilir, elestirilirdi. Nöbetçi Ögretmen dahi tenkit edilirdi ve bundan dolayi tenkidi yapan ögrencilere bir sey yapilmazdi. Bu çok demokratik bulunurdu. hafta sonlarinda ise bütün ögretmen ve ögrencilerin katilimi ile Haftalik Eglenceler yapilirdi. Bu nedenle Türk Köy Enstitüleri dünyadaki bütün okullardan baska tipte okullardi. Bu özellikleri dolayisiyle dünyanin geri kalmis ülkelerine model olarak gösteriliyor ve tavsiye ediliyorlardi. iste 1950'de halkin serbest oylari ile iktidara gelen Demokrat Parti'nin ilk yaptiklarindan biri Köy Enstitüleri ile Halkevlerini kapatmak, Ezani Türkçelestirmek olmustur.
Sinifimizin nöbetçi oldugu bir haftada bana ahirda nöbet tutmak hayvanlari kira çikarip otlatmak düsmüstü. Böyle nöbetlerden birinde Kepirtepe'nin bozkirinda hayvanlari otlatirken, bir yandan da kitap okurdum. Bir nöbetimde Tanzimat Edebiyatçilarindan Abdülhak Hamit Tarhan'in MAKBER (Mezar) Kitabini "Osmanlicadan Türkçe" Sözlügü ile birlikte yanima almistim.
MAKBER, Abdülhak Hamit'in çok okudugum kitaplarindan biridir. Hatta bugün dahi kitabin bir çok yeri ezberimdedir.
Tanzimat Edebiyatçilari yazilarinda, kitaplarinda daha çok Farsça, Arapça kelimeler kullanmislardir. Yani yazdiklari Osmanlica'dir. Makber de öyledir. Anlamak mümkün degildir. Bunun üzerine kitabi Türkçelestirmek gerektigini düsündüm ve bu isi birkaç nöbette basardim, Böylece hem Makber'i anladim, hem kelime dagarcigimi zengelestirmeye çalistim.
Abdülhak Hamit, Makber'i Hindistan'dan dönerken yolda veremden ölen esi Fatma Hanim için yazmistir. Makber ayni zamanda bir siir kitabidir. siirin Mersiye türündendir. Mersiye, ölen bir kisinin özelliklerini (meziyetlerini) övmektir. Halk Edebiyatinda ise buna AÄzIT denir. Bu açidan Makber edebiyatimizin ölen bir insan için yazilmis en uzun ve en seçkin övgülerinden biridir. Hayata son derece bagli olan Abdülhak Hamit, esi Fatma Hanim'in ölmesi ile Karanliklara gömülür. Tanri'dan ziyade Fatma Hanim'a yakarislarda bulunur. Derki, "Çik Fatma mezardan bana bir söz et. Ben öyle bir söz isterim ki onu benden esirgeme." O, yani Abdülhak Hamit, Kirklareli'nde bir iki kisinin kendilerini "Büyük sair" ilan etmeleri gibi o da kendisini "sAiRi AZAM" (Büyük sair) olarak ilan etmistir.
Fatma Hanim, Hindistan'dan dönerken Beyrut'ta veremden ölmüs, fakat Abdülhak Hamit ona olan övgüleri, Makber Kitabini istanbul'da, Bogaziçi'nde bir köskte yazmistir. Bu eseri ile söhrete ulasmistir. Zevk sahibi bir sair ve tiyatro yazaridir. Onu edebiyatta, "Tevfik Fikret ile Cenap sahabeddin'in Hocasi kabul ederler".
Abdülhak Hamit'ten, Makber'den, Köy Enstitüsüne dönersek diyebilirim ki Cumhuriyetin Aydinlanmaci ülküsüne, projesine, Türk halkinin canlanip kalkinmasina, Türk Egitimine en büyük ihaneti halkin seçtigi 1950 iktidari yapmistir. Bir Karanlik Devrin yolunu açmistir. Karsi Devrim'in baslangici olmustur. Bozkirlarda, kirlarda, bayirlarda, çatilarda, isliklerde, dersliklerde yanlarinda kitapla çalisan Türk Aydin türü Köy Enstitülerinden çikanlar olmustur. Buralardan çikanlardan sag kalanlar simdi Makber'e çok yakin hale gelmislerdir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com
NE ARAMIŞTINIZ ?
ÇOK OKUNANLAR
-
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zorlu, Kırklareli'nde partililerle bir araya geldi
26 Tem 2025 -
Açık Alan Hokey Erkekler Avrupa Şampiyonası 3 Kırklareli'nde düzenlenecek
02 Ağu 2025 -
Lüleburgaz Belediyesi’nin eski hizmet binasının yıkımı başladı
01 Ağu 2025 -
Açık Alan Hokey Erkekler Avrupa Şampiyonası 3 Kırklareli'nde düzenlenecek
26 Tem 2025 -
Festival Başladı, Babaeski Işıl Işıl
30 Tem 2025 -
Kırkpınar'da Edirne'deki oteller 10 bin 195 güreşseveri ağırladı
09 Ağu 2025
ÇOK YORUMLANANLAR
-
Tekirdağ'da tescilli "Süleymanpaşa beyazı" üzümünde hasat başladı
21 Ağu 2025 -
Kırklareli İl Emniyet Müdürlüğü Basın Duyurusu
23 Tem 2025 -
T.C.KIRKLARELİ VALİLİĞİ İL BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ BASIN DUYURUSU
23 Tem 2025 -
İtfaiye eri adayları parkurda ter döktü
24 Tem 2025 -
Milletvekili Sarıçam'dan Yaz Mesaisi: "İlçeler İçin Yoğun Planlama Süreci Başladı"
24 Tem 2025 -
Vekil Gündoğdu: "Lozan'a Sahip Çıkmak, Cumhuriyet'e Sahip Çıkmaktır"
24 Tem 2025
Son Yorumlar
- Küçük insanlar kişileri, Normal insanlar olayları, Büyük insanlar fikirleri tartışırlar: gayet güzel komposizyon ödevim vardı çok yardımcı oldu sağolun...
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....
- KIRKLARELİ'NİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE: https://plusone.google.com/_/+1/confirm?hl=en&url=https%3A%2F%2Fwww.gazetetrakya.com%2FHahttp://www....
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol