MAHALLİ SEÇİM SONUÇLARI

31 Mart 2019’ da yapılan ‘Yerel Yönetimler Genel Seçimleri’ hakkında bir ‘Tüketici Örgütü’ olarak, sizlerle paylaşacak bir yorumumuz vardı. Ancak; sonuçların henüz tamamen açıklanmamış olması buna manidar ve bizi bunu yapmaktan maalesef alıkoyuyor.
Geriye dönüp baktığımda, bundan önceki seçim sonuçlarının (İstisnai durumlar hariç) bu kadar gecikmeli, bu kadar şaibeli, kazanma/kaybetme açısından bu kadar gel-git yaşanır olduğu hiç görülmemişti. Vardı da biz bilmiyorduksa eğer, bunun en az üç sebebi olabilir diye düşünüyorum:
1. Ya, halkın kendi yöneticilerini seçerken gösterdiği, özgür olduğu kadar kutsal olan iradeye hiç kimse müdahil olup namusunu kirletmiyor olması.
2. Ya, olanakları nedeniyle sadece iktidarların yapabileceği sahtecilik, gasp, hırsızlık vb. her türlü manipülatif müdahaleleri kimse deşifre edemediğinden, kamuoyu sonuçları kabulleniyor olması.
3. Ya da, bir toplumun ahlak erozyonunda maksimum sınırların zorlandığı bu tür kirli işlerin; bu kez açığa çıkarılması/‘maymun gözünü açtı’ diyerek, muhalefetin de (demokratik tüm yolların kapatılması nedeniyle) bu çirkin oyuna dahil olması/iktidarlar yumuşak koltuklarını bırakmak istemiyor olmalarıdır. Son seçimlerdeki durum, bu seçeneklerden biri ama, hangisi?
Her neyse, biz bundan önce de olduğu gibi zamanı bekleyelim ve genel merkezimizce yapılan çalışmaları sizlerle paylaşmaya devam edelim.
KİT’LERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİNİN
TOPLUMSAL YIKIMLARI (2)
KİT’lerin tasfiyesi-özelleştirilmesi sonunda sanayide, enerjide yatırım kapıları kapatıldı. Hiçbir yeni yatırım yapılmadı. Ancak, KİT’lerin özelleştirilmelerinden ve tasfiyelerinden doğan açığı özel sektör yatırımları kapatamadı. Özelleştirmelerden elde edilen gelirin yüzde 60’ı hazineye aktarıldı ve kamu açıklarının kapatılmasında-daraltılmasında kullanıldı. Gelirin diğer yüzde 40’lık kısmı ise sistemin faiz giderlerine, borç taksitlerine, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) bürokrasisine harcandı.
Özelleştirilen KİT’lerin büyük bir çoğunluğu birkaç yıllık karlarının toplamı karşılığında, yok pahasına, altın tepside çoğunluğu yabancılara olmak üzere peşkeş çekilmiştir. Özelleştirilen KİT’ler, özelleştikten sonra vergi vermemeye, vergi kaçırmaya başladılar. Özelleştirilen kuruluşların verimliliği özelleştirmeden önceki duruma göre azalmıştır.
Ülkemizde şimdiye kadar yapılan özelleştirmelere baktığımızda, istihdam olumsuz yönde etkilenmiş, istihdam hacmi yüzde 13 gerilemiştir. Özelleştirilen işyerlerinde işten atılma oranı yüzde 68.2, sendikasızlaştırma ise yüzde 72 olmuştur.
Ülkelere göre ekonomide
devletin payı
Almanya’da %49, Fransa’da %54.25, Avustralya’da %51.7, İngiltere’de %41, İsveç’te %62.3, İsviçre’de %48.8, İtalya’da %50.2, Kanada’da %42.3, Japonya’da %35, Amerika’da %32.3, Türkiye’de ise %26.6’dır. Kamu çalışanlarının nüfusa oranı ABD’de %7.46, Türkiye’de ise %3.34’tür. Görüldüğü gibi, sanayileşmede, kalkınma ve gelişmede, istihdamda, sosyal alanda Türkiye’den çok daha iyi durumda olan ülkelerdeki ekonomik uygulanmalarda kamu ya da devletin ağırlığı Türkiye’den çok daha yüksektir. Türkiye’nin de bu ülkelerin durumuna yükselebilmesi için ekonomide kamu ve devlet ağırlığının en az %50 düzeyinde olması gerektiği ortadadır.
Büyük bir çoğunluğu yabancılara peşkeş çekilerek özelleştirilen KİT’ler ve kamu malları ile kapatılan kamu tesisi ve fabrikalardan bazı örnekler:
Son 16 yılda 278 devlet kurumundan 207’si özelleştirildi. Bu son 16 yıllık dönemde özelleştirilen kamu kuruluşlarından sektörel olarak bazıları şunlardır:
• Tuz İşletmeleri
• Sümer Holding
• Gübre Sanayi İşletmeleri
• Şeker Fabrikaları
• Elektrik Santralleri
• Tekel İşletmeleri
• Bankalar
• Elektrik Dağıtım Şirketleri
• Demir Çelik Fabrikaları
• Eti Holding
• Tersane, liman ve gemiler
• Petkim
• Türkiye Denizcilik İşletmeleri
• Tüpraş
• Seka
• Çaykur
• Türk Telekom
• T.Zirai Donatım A.Ş.
• Orüs
• Paşabahçe Cam Sanayi
• Esgaz
73 tanesi son 16 yıllık dönemde, diğerleri ise daha önceki dönemde olmak üzere, bugüne kadar 113 adet kamu tesisi ve kamuya ait fabrika kapatılmıştır.
Özelleştirmenin neden olduğu
toplumsal yıkımlar
• İşsizlik ve yoksulluk arttı
• Yolsuzluk arttı
• Dış borçlar büyük miktarda arttı
• Vergi kaçağı arttı
• Tüketicilerin borçları en az 70-75 kat arttı
• Birçok alanda üretimde düşüşler oldu
• İthalat ve dışa bağımlık arttı
• Bölgeler arası dengesizlikler arttı
• Sendikasızlaştırma arttı
• İşçi sağlığı ve iş güvenliği zarar gördü
• Verimlilik azaldı
• Mal ve hizmetler pahalandı
• İş güvencesi ve sosyal güvenceye erişimleri daha da güçleşti.
• Tüketicilerin temel gereksinimlerine büyük zararlar verildi
• Çalışanların ücretleri düştü
• Tarım çökertildi
Özelleştirmelerin toplumsal yıkımlarına karşı çözüm var mıdır?
Çözüm vardır. Çözüm, özelleştirmelerin derhal durdurulması ile birlikte, özelleştirilen kuruluşların kamulaştırılmasıdır. Toplumun ve ülkenin temel gereksinimlerini karşılayacak kitlerin yeniden ve ivedilikle kurulmasıdır. Çünkü özelleştirmeler ve tasfiyeler topluma ve ülkemize öyle zararlar verdi ki, bu zararların karşılanması mümkün değildir. Bu sonucu yaratan ve bunun sorumlusu olan hiçbir kimsenin söyleyebileceği hiçbir şey yoktur. Bu durumdan zarar gören halkımız ve tüketiciler ile bu gerçeği görenler ayağa kalkmalı, birleşmeli ve örgütlenmelidir.
TÜKETİCİNİN MERAK ETTİĞİ KONULAR
Ayıplı Hizmet Nedir?
(1) Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir.
(2) Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır.
Ayıplı Hizmet Nedeniyle Tüketicinin Seçimlik Hakları Nedir?
(1) Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.
(2) Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin sağlayıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici bu hakları kullanamaz. Orantısızlığın tayininde hizmetin ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.
(3) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhâl tüketiciye iade edilir.
(4) Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin seçildiği hâllerde, hizmetin niteliği ve tüketicinin bu hizmetten yararlanma amacı dikkate alındığında, makul sayılabilecek bir süre içinde ve tüketici için ciddi sorunlar doğurmayacak şekilde bu talep sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Her hâlükârda bu süre talebin sağlayıcıya yöneltilmesinden itibaren otuz iş gününü geçemez. Aksi takdirde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.
Taksitle satış sözleşmelerinde
tüketicinin cayma hakki süresi
kaç gündür? Hangi durumlarda
kullanılamaz?
(1) Tüketici, yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir.
(2) Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür.
(3) Satıcı cayma süresi içinde malı tüketiciye teslim etmişse tüketici, malı ancak olağan bir gözden geçirmenin gerektirdiği ölçüde kullanabilir; aksi takdirde tüketici cayma hakkını kullanamaz. Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile hizmetin ifasına başlanan hizmet sözleşmelerinde de tüketici cayma hakkını kullanamaz.
(4) Tüketicinin satıcıyı bulduğu finansal kiralama işlemlerinde cayma hakkı kullanılamaz.

Sorunsuz ve sağlıklı bir
yaşam dilerim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol