Lüleburgaz Belediyesi tarafından Avrupa Yerel Demokrasi Haftası kapsamında 9 Ekim 2017 Pazartesi günü Yerel Basınla Kahvaltı etkinliği düzenlendi.
Her yıl Ekim ayı içerisinde yapılan Avrupa Yerel Demokrasi Haftası etkinlikleri bu yıl Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi’nde (LYKA) Yerel Basına Kahvaltı verilmesiyle başladı. Lüleburgaz ve Kırklareli çevresinde birçok yerel basın temsilcinin katıldığı kahvaltıda Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak gündeme dair çok önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Halebak, “Bu yılki Yerel Demokrasi Haftasının konusu vatandaşların katılımı, danışma ve taahhütler. Demokrasi dediğimiz şey birinin yapıp, birine de uymadığı bir şey değil. Demokrasi ancak bir toplumun tüm unsurlarıyla değerler yapabileceği ve hayata geçirebileceği bir şey. Önemli olup olmadığının ne olduğunu anlamak istiyorsak dünyada olup bitenlere demokratik toplumlardaki insanların yaşayışı ile demokratik olmayan toplumlarda neler oluyor bakmak, bu haftanın önemini anlamak için yeterli gibi geliyor. Söz gelimi demokrasi gelişmemiş ülkelerde Irak, Suriye, Afganistan, Pakistan, Mısır, Libya paramparça oldu.
Afrika koskoca bir kıta ve orada olan bitenleri görüyoruz. İnsan haklarının ne halde olduğunu. Demokrasinin geliştiği ülkelere baktığımız zaman insanların refah seviyesinin yükselmesi, iyi ilişkiler, onların katılımları ve bunların karşılığında da toplumun demokrasiyi koruyabilmek için verdiği mücadeleyi görüyoruz. Burada siyasilerin sorumluluklarının çok fazla olduklarının bilincindeyim. Ama basın mensupları olarak hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki, siyaseti yönlendirme arzusu ve isteği, gerek köşe yazarlarının, gerek basının manşetlerinde. Ülkede istiklalin yapılması ile ilgili çeşitli kampanyaların yürütülmesi basının uzun zamandan beri yaptığı bir şey. Evet, basın çok önemli bir güçtür. Ama bu gücü doğru kullanabilirsek, doğru istikamette ilerleyebileceğimiz inancındayım. Evrensel değerler üzerinde bence tartışmamıza gerek yok. Bu evrensel değerleri yukarıya çıkarabilmek için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Hayır, bizi evrensel değerlere taşımayacak, bizi geriye götürecek, bizi demokrasiden uzaklaştıracak ne varsa buna karşıda el birliği ile mücadele etmeliyiz diye düşünüyorum. Yoksa aynı gemi içerisindeyiz.
Konteynerlerin kaldırılmasını Lüleburgaz halkı istedi
Lüleburgaz Belediyesi olarak stratejik planımızda Demokrasiyi güçlendirecek her türlü planımız var. Lüleburgaz halkı artık yüzü güler vaziyette, her şeye katılmayıp elinden geldiği kadar birlikte olmayı sağlamaya çalışıyor. Ama biz çok fazla göç alıyoruz. Ben seçildiğimden beri bu kentin nüfusu %40 daha fazla oldu. O yeni gelenler bu demokratik ortama alışmamış olabilirler. Halkın iradesiyle demokratik yöne uygun yapılmış uygulamalar sonradan gelenlerin hikâyesini bilmediği sonuçlarda onların şikâyet konusu haline gelebiliyor. Söz gelimi bundan 15 yıl önce Lüleburgaz halkının aldığı ortak bir kararla ki, bütün dilekçeleri her şeyi koyabilirim ortaya, kent içerisindeki pislik unsuru olan konteynerlerin kaldırılmasını hep birlikte karar verdik. Batının gelişmiş toplumlarında olduğu gibi evlerin önünden haftada bir bile değil, 48 saatte bir alınmasını sağlayacak tedbirleri aldık. Lüleburgaz halkının aldığı kararla ve dilekçeleriyle birlikte sokak sokak 3-4 yılda yapabileceğimizi düşündüğümüz bir işlemi bir yıldan daha kısa bir sürede tüm Lüleburgaz halkının desteği ve katkısıyla hayata geçirdik. Daha sonra başka belediyelerde bunu denemek istedi ama halkın katılımını sağlayamadığı için başaramamıştı. Şimdi aradan geçen 15-16 yıl sonra hiç böyle bir şey görememiş, konuşmamış, kentimize daha sonradan katılan yurttaşlarımızın geldikleri yerlerdeki kötü alışkanlıklarını burada da tekrar talep etmeleri sanki çöp konteynerleri zorlamayla kendiliğinden veya başka bir şekilde kaldırılmış gibi bir takım düşüncelerini yaymaları, hatta basında da eskiyi çok çabuk unutup buna destek olacak söylemlerin, yazıların varlığını görüyorum. Biz katılımcı demokrasiden bahsediyorsak, demokrasinin bizi daha üst standartlarda yaşayacak bir ortama getirmesini bekleriz daha kötü şartlarda değil. Bunun gibi Lüleburgaz’da başka uygulamalarımızda var. Söz gelimi kent çekirdeğinin yayalaştırılması, söz gelimi kent içerisindeki meydanların yapılması. Kent çekirdeğini yayalaştırdığımızda birçok kişi imza topladı, bundan vazgeçin diye. Şimdi birçok kişi imza toplayıp bizim olduğumuz sokakları da yayalaştırın diyor ve uygulamalara genişleyerek devam ediyoruz. Eğer aradan 15-20 yıl geçerde bütün bu hikâyeyi bilmeyen birileri sanki bu başka bir türle algılayıp anlatmaya çalışırsak halkın zamanında verdiği ortak iradeden bir haber demektir.
Terminal kamuda Türkiye’nin en iyi yatırımı seçildi
Şehirlerarası Terminalimizi 2016 yılında hizmete aldığımızda kamu yatırımlarında Türkiye’nin en iyi yatırımı seçildi. Bunlar bize gurur veriyor. Geçen hafta İzmir’deydik, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Kent Ödülleri Platformu Lüleburgaz’ı hem geleceğin şehri, hem de yılın belediyesi seçti. O bize mutluluk verdi. Kent halkıyla birlikte verdiğimiz mücadelenin geldiği noktanın anlatılması bakımından bu ödüller çok önemliydi. Biz bu çalışmaları yapmaya devam edeceğiz. Bu çalışmaların ancak açık, şeffaf, hesap verebilir bir yönetimle yapılması gerektiğini ısrarla savunuyoruz ve ısrarla da bunun hayata geçmesi için mücadele ediyoruz. Evet, birçok şey canımızı acıtıyor olabilir, birçok şey canımızı sıkıyor olabilir ama biz demokrasiyi içselleştirmiş bir kurum olarak toplumun tüm kesimlerinin katılımını sağlama açısından mücadelemizi sürdüreceğiz.
Lüleburgaz Belediyesinin borcu yok
Lüleburgaz Belediyesi tüm iş ve işlemleri kendi öz kaynakları ile yapıyor ve borcu yok şuanda. Bundan sonra bende borç bırakmak istiyorum. Çünkü bazı köşe yazarları beni köşelerinde şöyle eleştirmişti. Borçsuz belediye mi olur? Borcu olsun. Borç yaptık, borçsuz iş yapmamak anlamına gelir gibi birçok noktada eleştirmişlerdi. Şimdi borçlanayım dediğimde borç bırakacak diye eleştirmeye çalışıyorlar. Bunu da ben çok anlayamıyorum borç mu yapayım yapmayayım mı diye ama fırsat bulursam borçlanmayı düşünürüm. Tabi ki bu iş Lüleburgaz için olacaksa. Ama şunu net bir şekilde ifade edeyim. Türkiye’deki belediyeler gerçekleşen bütçenin %3 ile 8’i arasında yatırım yapabiliyorlar. Ben seçildiğimde Lüleburgaz Belediyesi %5’i ile yapabiliyordu. Kırklareli Merkez ve diğer İlçelerine baktığınızda bu rakamın %5 civarında ve ondan biraz daha aşağıda olduğunu göreceksiniz. Lüleburgaz Belediyesi gerçekleşen bütçenin %42’si ile yatırım yapabiliyor ki buda Türkiye rekorudur. Teknik olarak %45’ten sonrasına geçemezsiniz çünkü bütçe yapılandırılmanızda giderler %55 kadar tutuyor. Henüz daha bütün bu işleri yaparken borçlanmadık.
Bundan sonra borçsuz bir vaziyette buları yapabilmeliyiz.
Kırklareli Bütünşehir Belediye Başkanı adayıyım
3 yıl önce Kırklareli Bütünşehir Belediyesi adayıyım dediğimde herkes bana dedi ki nereden çıktı? Kırklareli Bütünşehir değil. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili yasal süreç tamamlanır. Tamamlanmasında bir problem yok. Ben bir iddiada bulunmuş olurum. Ama bu süreç içerisinde bilebildiğim tek bir şey var. Bütün bu yaptıklarımızın arkasında ciddi çalışma ve ciddi planlamalar vardır. 2022 yılına kadar Lüleburgaz Belediyesinin yapacağı tüm işler, bunları niçin yapacağı, karşılıkları hazır vaziyettedir. Aynı şekilde Kırklareli içinde çok ciddi çalışmalarım var. Kırklareli’yi şöyle tanımlıyorum. Bir hazine sandığının üzerinde oturan birinin etrafındakilere bakıp ya biri bana bir lokma ekmek versin düşüncesinde gibi algılıyorum. Kırklareli içerisinde o kadar büyük fırsatları taşıyor ki, öylesine büyük potansiyel var ki, bütün mesele bunun gün yüzüne çıkarılmasında.
Çevreyolları karayollarının meselesidir
Çevre Yolu meselesinde ben 1999 yılından beri mücadele veriyorum. 2017 yılına geldik hatta Lüleburgaz’ın içerisinde tellerle kapatılmış yollar vardı. O yolu açmak için iki bakanın yolunu kestiğimde korumlar aşağıya inip saldırıya uğradıklarını sandılar. Sonra kaldırdık, ciddi bir para harcattılar bana, devletin yapması gereken bir iş olmasına rağmen. Çevre yolları karayolların meselesidir. Türkiye’de Bakanlar, Milletvekilleri, Başbakan 20 bin kilometre yol yaptığını söylüyor. Bu 20 bin km yol şehirlerden geçti. Tüm bu geçen çevre yolları da aynı şekilde yapıldı. Lüleburgaz içinde aynı şekilde yapılması lazım. Uzunköprü’nün çevresinden geçen yolu Uzunköprü Belediyesi mi yaptı? Necatiye ve Kuleli’yi, Necatiye ve Kuleli muhtarlıkları mı yaptı? Kimler yapıyor bu çevre yollarını? Çorlu’dan geçtik kim yaptı, Tekirdağ’dan geçtik kim yaptı? Lüleburgaz’a gelince, ben bana karşı olan saldırıların hiç birini devlet terbiyesi içerisinde cevap vermediğim için siyasi başka bir ortam mı yapılmak isteniyor. Ben tek şey soruyorum. O yolları kim yaptıysa burada da o yapmalı, oralarda belediyeler ne yaptıysa burada da Lüleburgaz Belediyesi de gerekeni yapar.”dedi.
Konuşmanın ardından Başkan Halebak, katılımcılara sertifikalarını vererek Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi’ni gezdirdi ve bilgiler aktardı.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol