Liselilerin baskent çikarmasi

Kirklareli Belediyesi'nin kültürel etkinligi kapsaminda geçtigimiz cuma aksami yola çikarak Ankara'yi gezen Atatürk Lisesi son sinif ögrencileri pazar sabahi sehre döndü. Gezideki izlenimler ise bir hayli renkliydi.
Atatürk Lisesi son sinif ögrencileri, cuma aksami Kirklareli Belediye Baskani Cavit Çaglayan tarafindan belediye binasi önünden ugurlandiktan sonra cumartesi sabahi Ankara'ya ulastilar. Ögrenciler, yine Kirklareli Belediyesi tarafindan verilen kahvaltinin ardindan ilk olarak Anitkabir'i ziyaret ettiler. Geziye katilan ögrenci ve belediye çalisanlarin ifadelerine göre Anitkabir'de son dönemlerde esi görülmemis bir kalabalik vardi. Yurdun dört bir yanindan ilkögretim, lise ve üniversite ögrencileri ile binlerce vatandas, terör olaylari ve yaklasan 10 Kasim öncesi Ata'ya kosmustu. Iste böyle bir atmosferde ziyaret etti Atatürk Lisesi de Büyük Kurtarici'nin ebedi istirahatgâhini. 18 yasindaki genç ögrencilerimizin çogu ilk defa görüyordu baskenti. Bu yüzden Anitkabir'in içini uzun uzun gezdi ögrenciler.
TBMM'de Dibek sürprizi
Anitkabir ziyaretinin ardindan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) geçen ögrenciler burada bir sürprizle karsilasti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kirklareli Milletvekili Turgut Dibek, belediye tarafindan baskent gezisine gönderilen Kirklarelili ögrencileri ve belediye personelini karsisinda görünce oldukça sasirdi. Merhum Ismet Inönü'yü anma törenleri için TBMM'de bulunan Dibek, Kirklarelili ögrencilere meclisi gezdirdi. Milletvekillerinin ceylan derisi koltuklarina oturan ve Türkiye'nin kaderinin çizildigi binayi inceleyen ögrenciler karsilastiklari manzaradan adeta büyülenmislerdi. Ögrencilere TBMM ziyaretinde CHP'nin diger Kirklareli Milletvekili Tansel Baris da eslik etti.
Atatürk Orman Çiftligi ve ilk TBMM ziyaretleri
Ögrenciler, TBMM'de Dibek ve Baris ile birlikte toplu fotograf çektirdikten sonra Atatürk Orman Çiftligi'ne dogru yola çikildi. Atatürk'ün emriyle kurulan â?~Atatürk Orman Çiftligi'nde karsilastiklari essiz manzaraya hayran kalan ögrenciler son olarak eski TBMM binasini ziyaret ederek baskent gezisini tamamladilar. 150 kisilik kafile, bu ziyaretlerin ardindan cumartesi gecesi dönüs yoluna koyuldu ve pazar sabahi da Kirklareli'ne ulasti.
Atatürk Orman Çiftligi'nin kurulus tarihçesi
Atatürk, kazandigi essiz zaferlerle ülkeyi bagimsizliga kavusturduktan sonra, basta ekonomi olmak üzere diger alanlarda da ülkesinin kalkinmasina ve ilerlemesine yönelik düsünce ve görüslerini ortaya koymus ve bunlarim yasama geçirmek için çaba sarf etmistir. Ulu önder, essiz insan Atatürk; "Milli ekonominin temeli tarimdir. Bunun içindir ki tarimda kalkinmaya büyük önem vermeliyiz.
Köylere kadar yayilacak programli ve pratik çalismalar bu amaca ulasmayi kolaylastiracaktir. Fakat bu hayati isi isabetle amaca ulastirabilmek için, ilk önce ciddi etütlere dayali bir tarim siyaseti uygulamak ve onun içinde her köylünün ve bütün vatandaslarin kolayca kavrayabilecegi ve severek uygulayabilecegi bir tarim rejimin kurmak lazimdir" görüs ve direktifleri ile tarimin ve tarimsal kalkinmanin Türkiye ekonomisindeki yerini ve önemini vurguluyordu. Tüm yasami boyunca en ufak bir sapma olmaksizin inandigi , deger verdigi felsefesi , yesile olan tutkusu ve özlemi "Yesili görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur. Burasini öyle agaçlandiriniz ki kör bir insan dahi yesillikler arsinda oldugunu fark etsin" düsüncesi Atatürk Orman Çiftliginin kurulmasinda en önemli etken olmustur. Ayrica Atatürk Orman Çiftliginin kurulusuna, özel bir neden de bozkir ortasina kurulmus Baskent Ankara halkinin rahatlikla gezebilecegi, nefes alacagi, yaz, kis yesil kalabilecek bir cennet, bir doga güzelligi yaratma arzusu ve özlemidir.
Iste bu kararini gerçeklestirmek üzere 1925 yilinin ilkbaharinda, ülkenin taninmis tarimcilarini köske çagirtarak, Ankara civarinda modern bir çiftlik kurmak istedigini söyler ve bu amaca uygun bir arazi bulmalari emrini verir. Bu uzmanlar arasinda bulunan bir tarimcimiz o günkü anilarini su sekilde aktarmaktadir. "Çiftlik yeri için öyle uzun boylu dolasmaya ve Ankaranin çevresinde baska dogal özellikler arastirmaya gerek görmemistik. Sebepte basitti. Kiraç bir bozkirin ortasinda bir orta çag sehri. Agaç yok, Su yok, hiç bir sey yok. Böyle bir noktada hazirlanmis ve uygun kosullar tasiyan yerler nasil bulunabilir ". "Incelemelerimiz bittigi zaman sonucu büyük Sefe arz ettik. Kendileri elleri ile bu günkü çiftlik yerinin bulundugu yeri isaret ettiler ve sordular. -"Burayi gezdiniz mi? -"Buranin bir çiftlik kurulmasi için gerekli olan niteliklerin hiç birini tasimadigini, bataklik, çorak, fakir bir yer oldugu hakkindaki ortak kanaatimizi söyledik. Atatürkün bize cevabi su olmustur. "
-"Iste istedim yer böyle olmalidir. Ankaranin kenarinda hem batak, hem çorak hem de fena bir yer. Burayi biz islah etmezsek kim gelip islah edecektir? Görülüyor ki Atatürk, tarim uzmanlarindan en iyi toprak degil, en kötü toprak raporunu alabilmek için faydalanmistir. Onun aradigi bir çiftlik arazisi degil, büyük yurt yapisini kurarken, insan ile toprak arasindaki iliskiyi ve bu iliskiden dogan denklemi, sartlarin hemen hiç uygun olmadigi bir noktada dahi halletmenin mümkün oldugunu kanitlamakti. Atatürk Orman Çiftliginin simdiki yerini seçtigi zaman, arazinin verim durumu hakkinda yerli ve yabanci uzmanlarin görüsünü istemisti. Davet edilen uzmanlarin verdikleri raporlar içinde bu topraklar üzerinde her hangi bir tarim faaliyetinin yapilamayacagini iddia edenler oldugu gibi , bu topraklarin siki bir mücadele ile islah edilebilecegini söyleyenlerde vardi. Tarim bakanligi uzmanlarindan Schmit, Orman Çiftligi arazisinde tarim imkanlari hakkinda verdigi raporda "Bu öyle bir tesebbüstür ki, elverissiz toprak ve iklim kosullari altinda burada ya sabir tükenir, yahut ta para" demistir. Uzmanlarin bu olumsuz görüsleri, O nun Ankarada bir çiftlik kurma konusundaki azmini azaltacak yerde daha da pekistirmeye hizmet etmis olmustur.
Atatürk agaç bile yetismeyen bir yerde insanin nasil yasayabilecegini kendi kendilerine soran ve Ankaranin devlet merkezi (Baskent) olusunu affedilmez bir hata sayan insanlara yepyeni bir mucize daha göstermek istiyordu. O, bu sekilde ayni zamanda hem Türkiye tarimina modern bir çiftligin örnek yöntemlerini hediye etmek, hem de bazi durumlarda ilmin dahi gerçeklesmesini mümkün görmedigi girisimlerinde gerçeklestirilebilecegini kanitlamak gibi çok önemli bir tesebbüste bulunuyordu.

Paylaş

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol