LÜLEBURGAZ TİCARET VE SANAYİ ODASI İLKOKULU

4 Nisan 2014 Günü Lüleburgaz Ticaret Ve Sanayi Odası İlkokulu Müdürü arkadaşım ALAETTİN PAŞA'YA "Dedeler nereden gelmişler? Okul pırıl pırıl parıldıyor" dedim. ALAETTİN PAŞA: "Bu okul Lüleburgaz'ın güzel okullarından birisidir. Atatürk Mahallesinde olup mahallemiz Lüleburgaz'ın en büyük mahallesidir. Ben Bulgaristan'ın Eski Cuma şehrinin Osman Pazarı kasabası veletler köyünde 1966 yılında doğdum.
1978 yılında Lüleburgaz'a geldik. Umurca köyündeki akrabalarımızın yanına yerleştik.
T.C. Lüleburgaz Kaymakamlığı Lüleburgaz Ticaret Ve Sanayi Odası İlkokulu olarak "Folklore palette" AB projemiz var. (01 Ağustos 2012 - 31 Temmuz 2014) Buna göre kendi kültürümüzü, örf ve adetlerimizi proje ortağımız Bulgaristan'ın Filipe şehrindeki Ekzarh Antim 1, okulu öğretmen ve öğrencilerine tanıtıyoruz. 2013 yılında İstanbul Haliç Kongre Merkezinde yapılan 81 il, 81 proje şenliğine katıldık.
Sayın Başbakanımız ve AB Bakanımızın da katıldığı bu etkinliğe Kırklareli ilini temsil ettik. Ve bir plaket aldık" dedi. "Veletler köyünü, Osman Pazarını, anlatır mısınız?"
ALAETTİN PAŞA: "Lüleburgaz Balkan Türklerinin Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Derneğinin ikinci Başkanıyım. Atatürk'ün veciz bir sözü vardır. Muhacirler kaybedilmiş topraklarımızın milli hatıralarıdır."
Veletler köyü bir Türk köyüdür. Köyde Bulgar yoktu. Köyün kenarından iki dere akıyor. Ormanlık yeşillik içinde bir köydür.
Osman Pazarı küçük bir, kasaba olup bir zamanlar ticaretin merkeziymiş.
Eski Cuma vilayetimizdi" dedi. Teşekkürler. Trakya'da göçmenler balkan muhacirleri yaşıyor. Eski Yugoslavya'dan, Makedonya'dan, Bulgaristan'dan, Romanya'dan, Yunanistan'dan göç edenlerin hikayelerini severim. Balkanlarda yaşayan eski Osmanlı yurttaşlarının kardeşliğinden yanayım. Balkan Folklarında, yemek kültüründe, Türk Örf ve Adetlerine göre kına gecesi, Damat Traşı, Asker Uğurlama törenleriyle ilgili bilgilerin olduğu bir broşürü Alaettin Paşa bana verdi: KINA GECESİ "Geleneksel kına gecesi düğünden bir gün önce kız evinde yapılır. Çok yakın akrabalar ve genç kızlar kına gecesine katılır. Gelin Bindallı denilen kadifeden yere kadar uzanan kaftan türü bir giysi giyer. Gelinin başına kırmızı bir örtü örtülür. Gümüş veya bakır tas içerisinde geline yengeleri tarafından kına yakılır. Kınanın içine bozuk para konur. Bu hem bereket dileği hem de kına yakan kişiye baht açıklığı sağlamak amacına yöneliktir. Kına yakılmadan önce gelinin oturması için salonun ortasına birer sandalye konur. Kına etrafı mumlarla süslü bir tepsi içinde hazırlanır. Genç kızların ellerine birer mum verilir. Önce elinde kına tepsisiyle genç bir hanım arkasından gelin onun arkasından da ellerinde mumlar olan genç kızlar türkü söyleyerek boş sandalyenin etrafında dönerler. Daha sonra gelin sandalyeye oturur. Bu arada kına türküleri söylenir. Gelinin eline kına yakılırken 'Gelin elini açmıyor' denir ve bunun üzerine erkek tarafı gelinin avucuna küçük bir altın koyar. Avucunu açan gelinin avucuna kına yakılır, ellerine eldivenler geçirilir. Kına yakıldıktan sonra gelinin başındaki kırmızı örtü açılır. Kına misafirlere dağıtılır. Türküler söylenmeye, oyunlar oynanmaya devam edilir. Böylece kına gecesi sona erer." Ne güzel örf ve adetlerimiz var. Ekonomik ve sosyal, kültürel yönden güçlenmeliyiz.. Hoşgörülü, demokrat, insancıl bir tavrımız olmalıdır. İnsanlık büyük bir ailedir. Yıllarca Tarih öğretmenliği yaptık.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol