"Kuzey Trakya çöle döner"

TEMA Vakfi Lüleburgaz Gönüllüsü Hakan Dedeoglu, "Anadolu'da sulak alanlar birbiri ardina kururken Çevre ve Orman Bakanligi'nin izni ile ISKI, Kuzey Trakya'yi da çöle çevirecek projeye baslamak üzere" dedi.

Hakan Dedeoglu, TEMA Vakfi Bürosunda yaptigi açiklamada, ileride Trakya topraklarini su konusunda çok zor günler bekledigini belirterek, sunlari kaydetti; "Bu fotograflar Agustos 2008 basinda Pabuç dere Baraji'nda çekildi. ISKI'nin Istanbul'a su getirmek için önceki yillarda Kuzey Trakya'daki Istranca Sulari'ni tarumar etmesi fiyaskosunu gösteriyor.

Hiçbir çevrebilimle ilgili ve sosyolojik kaygi güdülmeden yapilan bu uygulama sonucunda 7 su toplama çanaginda da basarili bir sonuç elde edilemedigi gibi çevreye büyük zarar verildi.

Sonuç: Derelerin akis rejimi bozuldu, zaten kurakligin hüküm sürdügü bölgedeki dogal yapi çöktü, Karadeniz'in Kiyiköy bölgesinde kiyi balikçiligi akarsularin getirdigi besin kalmadigi için neredeyse bitti.

2008 yilina gelindiginde tüm bilimsel uyarilara ragmen Istanbul Büyüksehir Belediyesi gerekli kuraklik afet önlemlerini almadi; seçmenine hos görünmek için Agustos ortalarina kadar uyari afisleri bile görünmedi. En üst düzeyde bir su tasarrufuna gidilmesi gerekirken  göletli site insaatlarina bile izin verildi, havuzlar içme suyu ile dolduruldu, otoparklarda arabalar yikandi, bahçeler hortumla sulandi vs. Zaten artik çok geç kalindigi belli ama gene de ciddi bir kampanya ile belki son kalan su damlalari daha uzun ömürlü kullanilabilir. Bu satirlarin yazildigi sirada böyle bir uyanistan iz yok.

Bu kuraklik afetine karsilik yapilan hatalara dikkatinizi çekmek isteriz.

Çevre ve Orman Bakanligi, IBB ve ISKI tarafindan sanki bütün Trakya ve Anadolu sulari Istanbul'a aitmis, diger illerde var olan hayatlarin suya ihtiyaci yokmus gibi Istanbul çevresindeki illerin  dogal su kaynaklari üzerinde, adeta sömürge zihniyetiyle, Istanbul'un su kullanimi için hak görülüyor.

Melen Suyu Istanbul'un kurtulusu gibi anli sanli reklâmlarla tanitiliyor ama suyun kirliligi, kurakligin bölgedeki etkileri, bölge halkinin suya ihtiyaci göz ardi ediliyor.

Simdi de Kuzey Trakya'da yeni yapilandirilan Igneada Longozlari Milli Parki'ni besleyen, el atilmamis son derelere ve hatta Bulgaristan'la sinirimizi olusturan Rezve Deresi'ne göz dikiliyor.

Oysa: Istranca Ormanlari'nda su siralarda kurakliktan agaçlar kuruyor. Topragin çok derinlerine kadar nemden eser yok. Yillardir longozun tabani yeterli su ile beslenemiyor.

Kuraklik sadece Istanbul'u degil tüm ülkemizi etkiliyor. Kuzey Trakya da kurakliktan nasibini alirken dereler artik su getirmiyor. Bir zamanlar I.Ü. Orman Fakültesi tarafindan yapilan bir çalismada sanki bölgenin -fazla- suyu varmis ifadesi, bugünün gerçeklerini yansitmiyor. Oysa ISKI geçmise dayanarak bölgenin sularina el atmaya çalisiyor. Çevreyi korumak için çabalayanlari ise ormani tahrip etmeyecekleri, suyu kismen denizden tasiyacaklari masali ile teselli etmeye girisiyor. Bir yandan da longoz kenarinda "yangin seridi" adi altinda çok miktarda agaç kesilerek sabitlestirilmis bir yol insa edilip usul usul ise baslaniyor.

Ne var ki hiçbir bölge için fazla su yoktur çünkü: Bir bölgedeki ekosistem bugüne kadar o çevre kaynaklarina bagli olarak yapilanmis, gelismistir. Sartlar degisirse ekosistem de degisir.

Nüfus ve su talebi her yerde artmaktadir. Kuzey Trakya da bundan nasibini almaktadir. Özellikle gelisen turizm nedeniyle basta sahil bölgelerinin su ihtiyaci fazlalasmaktadir. (Örn: Kiyiköy, Igneada)

Yöre halki hâlâ tarim yapmaktadir, ancak bahçelerini sulamak için bile su bulamamaktadir.

Yukaridaki bu çok basit bilgilerin isiginda; Istanbul'u yönetenlerin Istranca Sulari için daha önce yaptiklari büyük hatalari tekrarlamamalari,  müteahhitlere gereksiz is çikarmaktan öte bir faydasi olmayacak Istranca Sulari'nin -olmayan kalanini- Istanbul'a getirme bos hayalinden vazgeçmeleri gerekmektedir. Aksi halde bizi yönetenler ve ISKI her gün haberlerde yer alan ve kötü sonucu insana kadar ulasan doga katliamlarina bir yenisini ekleyecektir.

Kuzeybati Trakya ekosistemi tüm zenginligi ile daha fazla zarar verilmeden korunmalidir"