Kurultaylarin gösterdigi

Isçi Partisi ve Ulusal Kanal’in girisimiyle yaklasik bir aydir, Türkiye’nin çesitli illerinde “Krize Çözüm Kurultaylari” yapiliyor. Denizli, Trabzon, Nigde, Bozüyük ve son olarak Bursa’da yapildi kurultaylar. Bu Kurultaylarla birlikte çok önemli bir gerçek ortaya çikti. Derinlesen kriz, toplumun bütün kesimlerini vurmaktadir. Isçisinden isverenine, esnafindan köylüsüne ve degisik siyasi Partilerine kadar çok genis toplumsal ve siyasi yelpaze, kriz konusunda ortak algilara sahiptir ve krize karsi ortak bir çözüm programinda birlesmektedir.

KATILIMCILAR

Bütün kurultaylarda isçi sendikalari ve kamu çalisanlari sendikalarinin yani sira ziraat odalari temsilcileri bulundu. Bursa ve Bozüyük Kurultaylarina esnaf odalari temsilcileri; Nigde ve Bursa Kurultaylarinda ise isveren temsilcileri katilarak görüslerini açikladilar. Nigde, Bozüyük ve Bursa Kurultaylarinda, o sehirlerde bulunan bütün kuruluslarin temsil edildigini söyleyebilecegimiz bir bilesim saglandi.

Bursa Kurultayi’ni toplam olarak 37 kurulus düzenledi ve destekledi. Bursa ve Nigde Kurultaylarinda düzenleyici kuruluslar arasinda yerel basin yayin organlari da bulunuyordu. Siyasi Partilerden ise CHP, DSP ve IP; kurultaylarda katilimci veya izleyici olarak yerlerini aldilar. Bu tablo, yeni bir tablodur. Bu kadar genis yelpazeyi bir araya getiren Türkiye’nin içine yuvarlandigi krizdir.

ÇÖZÜM PROGRAMI

Her kurultayin sonrasinda seçilen komisyonlarin, sunulan tebliglerden hareketle hazirladiklari sonuç bildirgeleri katilimcilarin oyuna sunuldu. Bütün Kurultaylarda sonuç bildirgeleri oybirligi ile kabul edildi. Oybirligi ile kabul edilen sonuç bildirgelerinde yer alan belli basli maddeler sunlardir:

1. Gümrük Birligi’nden çikilmali, Avrupa Birligi’ne üyelik basvurusu geri çekilmelidir. IMF ve DB reçeteleri çöpe atilmali, tam bagimsiz milli ekonomi politikasi benimsenmelidir.

Gümrük duvarlari ile iç piyasa korunmalidir.

2. Özellestirmelere son verilmeli, özellestirilmis olan stratejik kurumlar yeniden kamulastirilmalidir.

3. Hortumcunun malina el konulmalidir.

4. Tarim desteklenmeli, sanayi korunmali, yabanci süpermarket ve hipermarketlerin iç piyasayi isgal etmesi önlenmelidir.

5. Devlet eliyle yatirim gerçeklestirilmeli, is sahalari açilmalidir.

6. Parasiz egitim ve parasiz saglik gerçeklestirilmelidir.

7. Iç borçlar ertelenmeli, dis borçlar yeniden yapilandirilmali ve saglanan kaynaklar yatirima yöneltilmelidir.

8. Türkiye, komsulari basta olmak üzere mazlumlar dünyasi ile iliskilerini gelistirmeli, kapitalist dünyadan kaynaklanan krize karsi ekonomisini güçlendirecek iliskiler tesis temelidir.

9. Özetle Türkiye, kendisini vuran krizden Atatürk’ün Halkçi Devletçi Modeline dönerek kurtulabilir.

TEK YOL DEVRIM

Bu Program açiktir ki bir Devrim programidir. Türkiye, gelmis bulundugu çöküs ve yikim noktasindan ancak bir Devrim Programi uygulayarak çikabilir. Baska bir ifadeyle Türkiye, yeniden Kemalist Devrim rotasina girerek sömürgelesme diyebilecegimiz akibetten kendini kurtarabilir. Yakin zamana kadar bu tespiti sadece Devrimciler yapiyordu. Ve bu tespiti yapanlar toplumumuzun son derece küçük bir kesimi idiler. Ama simdi ayni tespiti, yukarida Kurultay katilimcilarini sayarken belirttigimiz gibi toplumumuzun çok genis bir kesimi, hatta diyebiliriz ki çogunlugu yapmaktadir. “Tek Yol Devrim” slogani 1970’li yillarda maceraci solun bir slogani olarak ortaya çikti. Toplumsal gerçeklige denk düsmedigi için dogal olarak benimsenmedi ve belli bir grubun slogani olmaktan öteye gidemedi. Ama simdi gelmis oldugumuz asamada Kemalist Devrim rotasina yeniden girmek, bu Devrimi tamamlamak ve daha ileri götürmek Türkiye’nin biricik çözümü olmustur. Eskiden “Devrim” seçenegine soguk durmus, hatta bununda ötesinde karsi mücadele vermis kesimlerin bugün “Devrim” noktasina gelmis olmalari, Türkiye’nin içinde bulundugu durumla iliskilidir.

MILLI HÜKÜMET

Krize Çözüm Kurultaylarina önümüzdeki dönemde Anadolu’nun dört bir yaninda devam edilecek. Yukarida özetini verdigimiz program deyim yerindeyse simdi Anadolu’da ete kemige bürünüyor. Bütün Kurultaylarda, konusulanlarin o salonlarda kalmamasi ve uygun örgütlenmelerle katilimcilarin birliginin ve ortak mücadelesinin saglanmasi gerektigi belirtiliyor. Aslinda simdi Anadolu’da, mevcut isbirlikçi iktidara alternatif olacak bir Milli Hükümet’e giden yolun taslari dösenmektedir. Program ortaya çikiyor. Programi ete kemige büründüren halk örgütleri sahne aliyor.

29 Mart’ta seçimler olacak. Ve biz 30 Mart günü Türkiye’nin en büyük sorununun, yani ekonomik krizin bütün agirligi ile önümüzde durdugunu görecegiz.

Ve iste o zaman Türkiye, Kurultaylarda kabul edilen Çözüm Programi’nin hayata geçirilmesinden baska çaresinin olmadigini görecek.     mbgultekin@ip.org.tr

 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol