Kurtuluş Kupası güreş müsabakaları

Serbest Güreş'te Kulüpler arası genç erkekler müsabakaları Cumartesi günü Kırklareli kapalı spor salonunda yapıldı. 34 sporcu 9 sıklette birbirleri ile il birincisi olmak için mücadele etti.
Sıkletlerde mücadele eden sporcular şöyle oluştu:
46 Kg: Azizcan Demir, Ergincan Kurtoğlu, Eşref Akman,
50 Kg: Berk Elişi, Oğuzcan Tuna, Volkan Başal
55 Kg: Furkan Yazıcı, Yakup Aktoprak, Gökberk Kıvılcım, Osman Başar,
60 Kg: Olguncan Halaç, Mert Serinyayla, Kubilay Akış, M.Yılmaz Tanırlı,
66 Kg: Mümin Dik, Özcan Kural
74 Kg: Yaşar Kaçak, Batuhan Aydın, Murat Güngör, Âdem Yavuzey,
84 Kg: Sancak Aydın, Ferhat Arı, Tolga Baldan
96 Kg: Mehmet Gündoğan, Atakan Vatansever, Evren Vural,
120 Kg: Tugay Özcan, Anılcan Çolakoğlu, Kaan Saka, Kerem Akarsu
(Gruplarında birinci olan sporcular ilk olarak yazılmıştır. Gruplarında birinci olan sporcular. İlerleyen tarihlerde belirlenecek olan Bölge ve Türkiye Şampiyonasında mücadele etmek için
Hak kazanmıştır).
Müsabakalara Kırklareli, Lüleburgaz, Alpullu ve Ahmetbey'den takımlar katılım gösterdi. Maçları yöneten hakemler ise isimleri ile birlikte şöyle oluştu:
Galip Tarhan, Hürrem Tarhan, Recep Güler, Özkan Çekinmez, Ali Osman Kara, Dursun Koçak, Ferhat Demir ve Zülküf Özkan oldu. Maçlar puan usulü olup iki kazanılan raunt üzerinden tuş halinde maçta galibiyet üzerine yapıldı. Maçlarda üzücü olan taraf ise müsabakaları yapan sporcuların hem az oluşu hem de sporcuların maçlardaki ciddiyetsizliği bir hayli dikkat çekti. Ancak bazı sporcularından ilerisi için Türk Güreşine faydalı olacağı da gözlerden kaçmadı. Bir düşündüğümüzde güreşin Ata sporu diye bahsedilen bir ülkede bu kadar ilgisiz bir şekilde olması üzüntü verici bir durum olmasıydı. Müsabakaları Kırklareli Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Mustafa Yıldız, Şube Müdürleri Ümmühan Bulut ve Bekir Bardak'ta ilgi ile takip ettiler.
Güreşin tarihçesinde ise şöyledir: İnsanlar arasında silâhsız olarak en basit ve doğal bir mücadele şekli olan güreş; insanlık tarihi kadar eski ve uzun yıllara giden bir geçmişe sahiptir, insanların doğasında var olan hayata dört elle sarılma ve büyük bir yaşama arzusu, onları bir birine karşı saldırgan yapmış ve mücadeleye zorlamıştır. Bu karakteriyle güreşe; tarihte yer almış tüm göçebe halklarda olduğu gibi eski Türklerde de rastlanmaktadır. Güreşte; cesaret, güç, mertlik, dürüstlük, çeviklik ve beceri gibi özelliklerin bulunması ve Türk karakterine çok uygun bir spor dalı olması nedeniyle; atalarımızdan günümüze kadar tüm Türk toplumlarında sevilmiş ve önemsenmiştir. Bu nedenle gençlerimizin var olan güç ve cesaretlerini sergilemek ve daha da arttırmak amacıyla yaptıkları çalışmalara bağlı olarak, güçlü, sağlıklı, dinamik ve atılgan bir gençlik yaratılmıştır. İyi bir nesil yetişmesinin yanında, yine güreşin katkılarıyla bir Türk ordusundaki askerlerin Avrupa ve dünya ülkeleri arasında, sağlam, cesur, kuvvetli ve vatanına bağlı birer er olarak yetişmesinde ata sporumuzun katkısı büyük olmuştur.
Profesyonel güreşte, Yunanlıların Romalılar tarafından istilâsından sonra hızlı bir yükseliş göze çarpmaktadır. Bu zamanda güreş kitlelerin en sevip saydığı geleneklerden biri olmuştur. Daha büyük bir sükse ile seyirci kazanabilmek için yumruk doğuşu ve ateşsiz silâhlar kullanarak gladyatörlüğe dönük çalışmalara ilgi daha da artmıştır.
Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'da ve Edirne'de güreş tekkeleri yaptırdığı ve bu tekkelerde 300'den fazla güreşçiye idman yaptırıldığı bilinmektedir. Bu devirde bir çok padişah ve beylerin güreş yapmaları ve güreşçilerin yüksek mevkilerde görev aldıkları görülmüştür. .
Bilhassa Sultan Abdülaziz'in ve IV. Murat'ın saltanat devrinde Kırkpınar güreşlerinde basan gösteren pehlivanlar saraya alınıp, güreş çalışmalarını sürdürmüşlerdir.
Günümüzde ise güreş; bütün vücut bölümlerinin ortak çalışmalarını gerektiren, ayrıca cesaret, refleks, beceri, dayanıklılık ve kuvvet isteyen bir spor dalı olması nedeniyle, hazırlıklarını erken yaşlarda başlanılmayı gerektiren bir yakın mücadele sporu olarak önem kazanmaktadır.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Tarkya'da Güreş; Geçen yıl Edirne Aliço GEM'in gündüzlü olarak Güreş Eğim Merkezi olarak faaliyete başlaması ..Trakya'da güreşin önümüzdeki yıllarda Türkiye çapında ses getirmesi demektir.. İnşallah temennim; Edirne GEM'in yatılı olarak en kısa zamanda hzimet vermesi ile bu ivme daha da açabuk hedefe ulaşır.. Okullar her branşın can damamrıdır.. Onun için; İl çapında değişik adlarla b ölgesel müsabakalar yaş guruplarında sürekli yapılmalı.. Güreş antrenörleri Beden Eğitimi öğretmenleri ile işbirliğaile ile işbiriliğokul idaresi ile işbirliği içersinde küçük sponsorluklaruda katarak.. Ve seyirci olarak'ta bol bol yerel basın ve pankartlarla işi çözebilir sanırım.. Trakya; da ne kadar KırklareliLüleburgazTekirdağiçanakkale Edirne kendi araralarına maç yaparlarsa deeplasmanlı o kadar tecrübe ce seyirci artışı oluır.. SGM Mustafa Yıldızİl temsilcisi Galip Tarhan ve diğer güreş yapmış eski güreşçiler; Muhsin Nişiklişampiyon hersekli gibilerin tabiri caiz ise makamalarına gidilip destke alınmalı.. neyse bugünlük bu kadar yeter.. .... Bir yerden başlamak lazım..Üstelik İmama-hatipler tekrar Orta okula döndü bu da avanatj..

  2. Spor İl müdürü sayın Mustafa Yıldız bey sesleniyorum niye bu tür müsabakalarda Demirköy unutuluyo acaba bir sürü yetenekli öğrenci kaybolup gidiyor unutmayalımki en büyük sporcular hep balkanlardan çıkmıştır. ben meb çalışanıyım okulda bir çok güreşçi tibli aynı zaman da kuvvetli fizikli öğrenci tanıyorum gelin ben size burda yardımcı olayım ilgilerinize arz ederim.