Kurtlarla Dans

Bir düsünür; "Kitaptan faydali arkadas ve mezarliktan sessiz yer bulamadigim için kitaplarimi mezarlikta okuyorum" diyor. Bu söze bir ilave yapilmak gerekirse, insanin hastaneye ve hapishaneye düsmesi de bol bol kitap okumasina vesile olmaktadir.
Ameliyat gerektiren bir hastalik için hastanedeydim. Damadim bana okumam için bir kitap göndermis. Eh, hastanede yapacak baska isiniz de yok. Basladim kitabi okumaya.
Çok akici bir üslupla kaleme alinmis bulunan kitabin onu bu iki günde bitirmemde faydasi vardi. Okudugum kitabi hastaneden taburcu olurken, beni ameliyat eden klinik sefi Dr. Osman Gül'e; "Isiniz sebebiyle siz kitap almaya vakit bulamazsiniz, buyurun bu kitabi size hediye ediyorum dedim" ve onu imzalayarak doktoruma hediye ettim.
"DEVRINDEKI DÜVEL-I MUAZZAMA diplomatlarinin Sultan II. Abdülhamid'in ustalikli dis politikasi hakkinda sarf ettikler sözlerin yüzlercesi arasinda bir cümle son derece manidar geldi bana. - Abdülhamid kurtlarla birlikte ulumayi bilen bir hükümdardi -  Ingilizcede-Kurtlarla birlikte ulumak (Howling with the wolves) deyiminin karsiligi sudur: Dag basinda kurtlar etrafinizi çevirdiginde ancak onlar gibi ulumayi becerebilirseniz sizi kendilerinden kabul ediyor ve dokunmadan yaninizdan gidiyorlar. Kaçmaya yahut baska türlü (mesela insan gibi) sesler çikarmaya kalkarsaniz, üzerinize saldirip aninda sizi parçaliyorlar. Bir baska deyisle tek sansiniz, onlar gibi ulumayi becerebilmektedir" diyor, yazar.
Zamanimizda teslimiyetçi politikalar ile Batili devletlerle iliskiler içerisine bulunan yöneticilerimizin kulaklari küpe olmasini temenni ediyorum. Evet. Kitabin adi "Abdülhamid'in Kurtlarla Dansi" dir. Yazari ise, tarihçi yazar, Mustafa Armagan. Kitap; Ufuk Kitap Yayinlari'nca basilmis ve elime geçen kitabin üzerinde, "Ikinci 50 bin" yazisi yazmaktaydi.
Sultan Abdülhamid'in degisik yönlerini anlatan ve bu yönlerin degerlendirmelerini o günkü sahitlerin bizzat söylediklerini alarak kitabina geçiren yazar, anlasilmaktadir ki epey arastirma yapmis ve bu arastirmalarini bu kitapta toplamistir.
"Osmanli'yi kahretmek için yeterli o Kirim Harbi ve sonrasindaki aci yillar. Daha 11 yasindayken yasadigim Kirim Harbi yillari… Üsküdar'da on binlere varan Ingiliz askerlerinin halkin arasina saldigi ürküntü, Büyükdere taraflarina kamp kuran Fransizlarin Beyoglu yöresindeki umumi ahlaka mugayir (ahlak disi) davranislari… Sultan'in payitahtinda açilan eglence yerlerinde - relax - olan Ingiliz ve Fransiz subaylari… 
Halife Abdülmecit'in göz yummak zorunda kaldigi birçok menfur (kötü) olay ve bu olaylari uzaktan gözlemleyen yeni yetme bir sehzade.
Ingiltere büyükelçisi Lord Stratford Canning bir gün sarayi ziyaretinde babasi Abdülmecit, saygili bir sehzade oldugunu göstermek üzere Abdülhamid'den Büyükelçinin elini öpmesini ister. Ne var ki Abdülhamid, babasinin israrina ragmen zamanin süper gücü olan Ingiltere'nin kurt diplomatinin elini öpmez. Bu olay Ingilizlere güvenmeme seklinde ortaya çikacak olan müstakbel siyasetinin ilk isaretini vermesi bakimindan önemlidir."
Ülkemizin topraklarinin parayla yabancilara satildigi ve Basbakan'in "Ne olmus yani. Satin almislarsa, topragimizi götürmediler ya" diyebildigi günümüzde, Yahudiler de Sultan Abdülhamid'den Filistin'de para karsiliginda toprak satin almayi planlamislardir.
YAHUDILER TOPRAK ISTEDILER
"1897 yilinda Isviçre'nin Basel sehrinde, Dünya Siyonist Kongresi Thedor Herzl baskanliginda toplanir. Bu esnada Filistin'de 20 bin civarinda Sefarad Yahudisi yasamaktadir. Ünlü banker ailesi Rothchildlerin de aralarinda bulundugu Yahudi zenginler bir araya gelerek "Arz-i Mev'ud" yani "Vad'edilmis topraklar"i satin almak isterler.
Bu maksatla Theodor Herzl, Istanbul'a 5 sefer gelir (1896-1902) ve ancak birinde Padisahla görüsebilir. Sultan'i ikna etmeye çalisan Herzl'in bütün çabalari (nakit 5 milyon altinlik -20 milyon sterlin) ödeme ve diger teklifleri akim kalmis ve sonunda Abdülhamid tahtta kaldigi sürece Filistin'de bir Israil Devletinin kurulamayacagini anlamistir.
Sultan Abdülhamid, görüsmelerde kendilerine araci olan Kont Newlinki'ye; Eger bay Herzl benim arkadasim oldugun gibi bir arkadasinsa ona söyle, bu meselede ikinci bir adim atmasin. Ben bir karis dahi olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana degil, milletime emanettir. Milletim bu vatani kanlariyla mahsuldar kilmislardir. O, bizden ayrilip uzaklasmadan tekrar kanlarimizla örteriz" demesi meshurdur. Abdülhamid devrinde ülkeye her sahada yapilan yenilikler ve yatimlar hakkinda örnekler veren kitap, kendisi hakkinda çikartilan dedikodu, karalama ve yanlis anlasilmalar üzerinde de durarak bunlar hakkinda örneklemeler yapmistir. Sultan Abdülhamid'i tahttan indirmeye giden ekip Ermeni Aram Efendi, Arnavut Esad Toptani, Laz Arif Hikmet ve Karaso'dan olusmaktaydi. Karaso, Italya'dan para alan bir casus olup, Libya'nin Italya tarafindan yutulmasinda mes'um bir rolünü oynamis, sonradan Italya'ya kaçmis bir vatan hainidir. Jandarma pasasi olan Es'ad Toptanî, birkaç yil sonra devlete isyan ederek Arnavut istiklali için silah çekmis ve sayisiz Türk'ün kanina girmis bir adamdir. Aram Efendi'nin Ermeni ihtilal komiteleri ile yakin ilgisi malum olup Sultan Hamid'den Ermenilerin intikamini almak için hey'ete sokulmustur. Arif Hikmet Pasa, sonraki yillarda karanlik siyasi hayati olan bir denizcidir"
Tahtta kaldigi 33 yil "Kurtlarla dans ederek" Osmanliyi harplere sokmadan getirmis, ülkeden bir tuglanin koparilmasina izin vermemis, ülkesine ve halkina hizmeti seref bilmis olmasina ragmen Abdülhamid'in, hâlâ okul kitaplarimizda bir Ermeni uydurmasi olan "Kizil sultan" tabirinin yazili olmasi gerçekten üzücüdür. Kitaptan çokça alarak çevrenizdeki okuyan insanlara hediye etmenizi tavsiye ederken kitabin yazari degerli Mustafa Armagan'a yazi hayatinda üstün basarilar dilerim. 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol