1980’li yillarin sonlarinda PKK’nin, kadin ve çocuk ölümleri ile sonuçlanan kanli köy baskinlarina tepkilerin yogunlasmasi üzerine, bu eylemleri savunanlar, “Kursun adres sormaz!” diyorlardi. Sol hareketlerin ve ulusal kurtulus hareketlerinin tarihlerinde benzeri olmayan bu eylemler, devrimcilikle ilgisi olmayan bir ideolojinin yansimalariydi. Bölgenin feodal yapisindan besleniyordu. Nitekim bu eylemler bütün insanlik disi özelliklerine ragmen, yapan örgütü büyüttü. Bir yandan muhalif kitlede korku yaratti. Öte yandan eylemi gerçeklestiren örgütün, “muktedir” oldugu kanisini taraftarlarinin bilincine yerlestirdi. Ama 4 Mayis gecesi Mardin’in Derik ilçesinin Bilge Köyünde meydana gelen vahset, PKK’nin söz konusu eylemleriyle de kiyaslanmayacak bir boyutta gerçeklesti. Bütün bir köyün, hamile kadinlar ve çocuklar da dahil olmak üzere son bireye kadar yok edilme amaciyla hedef alinmasinin örnegini en azindan son 70 yil içinde görmedik.
Olay üzerinden daha bir gün daha geçmemisken, yayinlarinda sürekli olarak “töre”yi yücelten dizilerden ve haberlerden geçilmeyen televizyon kanallari ve gazeteler, hükümlerini verdiler. Cinayet “Töre” isiydi. Gerçekte ise olayin nedenini ülkemizin 1950 sonrasi yasadigi gelismeler içinde aramak gerekiyor.
RESTORASYON
1950 sonrasi tarihimiz, Cumhuriyet Devriminden adim adim uzaklasma ve yikilan feodalizmin yeniden diriltilmesinin tarihidir.
Bu restorasyon, hayatin her alaninda gerçeklesmistir. Egitim alaninda Ortaçag ideolojisi kendisine yeniden yasam alani açmistir. Kur’an Kurslari, Imam Hatipler ve Ilahiyat Fakülteleri; Ortaçag’in yasal alanda sahip olduklari egitim kurumlari olmustur. Öte yandan Cumhuriyetin ilk yillarinda yeraltina inen ve son derece kisitli kosullarda yasamaya çalisan tarikatlar, giderek daha rahat çalisma kosullari elde etmis ve kendi egitim kurumlarini da insa etmislerdir. Son olarak yapilan bir kamuoyu arastirmasina göre Evrim Teorisini kabul eden ve etmeyen gençlerin neredeyse yari yariya olmasi, geldigimiz yeri gösteren çarpici bir veridir.
Egitim alanindaki gelisme toplumsal hayatimizin her alaninda gerçeklesmistir. Asiret iliskileri, seyhlik, agalik ve benzeri Ortaçag kurumlari özellikle 1980 sonrasi dönemde devlet destegi ile yeniden ayaga kaldirilmistir. Feodalizmin ideolojide, siyasette ve toplumsal iliskiler alaninda yeniden canlanmasi; kendi deger yargilarini da yeniden diriltmistir. Feodal düsmanliklarda birey degil, bireyin mensup oldugu topluluk hedeftir. Hatta o topluluga ait olan her sey hedeftir. Eskinin asiret kavgalarinda, sadece hasimlar degil, ayni zamanda birbirlerinin mal varligi da hedeftir.
“Tavuklarina varana kadar kimseyi sag birakmayin!” sözü, feodal düsmanliklarin niteligini anlatir. Cumhuriyet Devrimine düsman olanlar iste bu anlayisi diriltmislerdir. Mardin’in Bilge köyünde Cumhuriyet Devrimi’nin yikilisinin ne sonuçlar dogurduguna tanik olduk.
ÇÜRÜMÜS KAPITALIST IDEOLOJI
Ama Bilge köyündeki vahset sadece Feodal anlayisla açiklanamaz. Televizyonlarda ve gazetelerde sabah aksam bir yandan feodal ideolojiyi, diger yandan insani sadece bir nesne yerine koyan emperyalizmin yoz kültürünü propaganda edenler, yasanan katliamin asil sorumlularidir. Örnegin adina “Kurtlar Vadisi” denilen dizide, insanin yeri nedir? Tavuk bogazlanir gibi insanlarin katledildigi, bunu yapanlarin hiçbir yasal takibata ugramadigi dizilerin her gece televizyonlardan insanlarimizin beyinlerine siringa edildigi bir ortamda, benzer sahnelerin gerçek hayatta yasanmasinda sasilacak bir durum olamaz. Insan, kapitalizmin yoz kültüründe bir metadir. Bilgisayar oyunlarinda bir sayidir. Yok edildigi zaman, “bonus” kazandiginiz bir “sey”dir. Mardin’de yasanan trajedi, iste bu çürümüs kapitalist ideolojinin, orada hala yasayan ve son dönemdeki politikalarla daha da güçlendirilen feodalizmle evliliginden dogmustur. Amerika bu ideolojisinin gereklerini tam alti yildir komsumuz olan Irak’ta uyguluyor. Orada her gün 50–60 kisinin öldürülmesi vakayi adiyedendir.
Amerika’nin Irak’a yasattiklari, artik Türkiye’de yasanmaktadir.
ÇÖZÜM
Çözüm nedir? Türkiye emperyalizme karsi bir Kurtulus Savasi verdi ve ardindan Ortaçag’a karsi bir Cumhuriyet Devrimi gerçeklestirdi.
Ve ondan sonra tam yarim yüzyil bu tür manzaralar yasamadik.
Yarim bir Devrim yasadik. Ardindan iktidari emperyalizm isbirlikçilerine ve Ortaçag özlemcilerine teslim ettik. Sonucunda yüzyillar öncesinde veya ancak sömürgelerde gerçeklesebilecek olaylari yasamaya basladik. Demek ki birinci olarak, emperyalizmi hayatimizin her alanindan kovmamiz gerekiyor.
Ve onunla birlikte feodalizmi... Toprak agaliginin kökünü kaziyacak bir Toprak Devrimi. Bütün Ortaçag kurum ve iliskilerinin kökten temizlemek amaciyla Cumhuriyet Devrimi Kanunlarinin tavizsiz, sonuna kadar uygulanmasi.
Bu zeminde gerçeklestirilecek bir Aydinlanma seferberligi.
Iste o zaman, Mardin’deki vahset, ebediyen bir kez daha tekrarlanmamak üzere geçmiste kalacaktir. mbgultekin@ip.org.tr
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol