Kur'an Okuyor Musunuz?

Sevgili çocuklar,
Bu yazima, Hazreti Mevlana'nin bir sözü ile baslayacagim ve onun Mesnevi isimli eserinde anlattigi bir kissa ile de bitirecegim. Diyor ki Mevlana;
"Çocukken oyun, gençken eglence, ihtiyarlikta (yaslilikta) miskinlik (uyusukluk)… Ey insanoglu, sen ne zaman Allah'a kul olacaksin?"
Yukarida ki cümle sanki bizim hayatimizi özetliyor, öyle degil mi?
Sizler henüz çocuksunuz. Ama bizler, yaslanmanin ilk basamaklarindayiz. Ben biliyorum ki bu çocuk yazilarimi, genç agabeyler de okuyorlar. O halde hepimiz için geçerli olacak bir eylemi birlikte yapalim mi?
Geliniz, hepimiz Allah'in kitabi, Kur'an-i Kerimi okumaya çalisalim.
Yo, yooo… Hiç de zor degil, onu okumak.
Günde 1 saat zaman ayirin. 15 - 20 günde Kur'an-i okumaya baslarsiniz. Ama onu okumanin tadina alir, zevkine varirsaniz, kesinlikle elinizden bir daha düsürmez her zaman okumaya çalisisiniz.
Benim bes torunumdan birinin adi Meryem…     
Babasinin isi sebebiyle yurt disinda, Cidde'de bulunuyorlar.
Meryem henüz 5 yasinda… Kur'an-i Kerimin birçok ayet ve suresini ezberlemis.
Åzu günlerde Türkiye'ye geldiler. Yaz tatillerini bizim yanimizda geçirecekler. Geçenlerde kendisine;
"Meryem. Bana Kur'an-i Kerim'den biraz okur musun?" dedim. O;
"Dede. Önce ben okuyayim. Sen beni dinle. Sonra sen okursun" dedi. 
Ve basladi okumaya… Ancak "R" ile "L" harflerini henüz söyleyemiyor. Onlari "Y" olarak okuyor… Mesela "kara" diyemiyor, "kaya" diyor. Ama bu sekilde okumasi ve konusmasi ise ona bir baska güzellik veriyor.
KUR'AN OKURKEN AÇILAN GÖZLER
Camilerde, "yaz kur'an kurslari" basladi. Bütün çocuklara bu konuda ögretim veriyorlar. Oralarda Kur'an ögrenemiyorsaniz eger; evinizde babaanneniz veya anneniz varsa onlar mutlaka okumayi biliyorlardir. Size de ögretebilirler.
Sevgili çocuklar,
Kur'an çok mucizevî (olagan üstü) bir kitaptir.
Mevlana hazretleri Mesnevisinde, Kur'a-nin mucizesine ait bir hikâye anlatiyor;
Yoksul (fakir) bir seyh (hoca), kör bir ihtiyarin evine misafir olur. Evde, duvarda asili duran bir Kur'an görür. Åzeyh bu duruma hayret eder. Çünkü evde kör bir ihtiyardan baska kimsenin yasamadigini bilmektedir. Kendi kendine, 
''Burada kör bir ihtiyardan baska kimse yok. Bu Kur'an-i kim okur, acaba?'' diye düsünür. 
Bu durumu ev sahibine sormak ister, fakat uygun olmayacagi fikrine kapilir. Bu isin sebebinin kendiliginden ortaya çikincaya kadar, sabretmeye karar verir. Bu düsünceyle yatip uyur. Gece yarisi Kur'an sesiyle yatagindan siçrayip uyanir. Gördügü manzara karsisinda sasirip kalir. Çünkü kör ihtiyar, Kur'an'i önüne almis okumaktadir. Okuyusunda en ufak bir yanlislik da yoktur. Ihtiyar bir yandan da parmagiyla okudugu satiri takip etmektedir. 
Åzeyh daha fazla dayanamayarak sorar: 
''Kör oldugun halde, Kur'ân-i Kerim'i böyle nasil okuyabiliyorsun? 
Parmaginla takip ettigine göre, demek ki harfleri de görüyorsun'' 
Kör ihtiyar, misafir seyhe tatli bir tebessümle cevap verir.
''Dostum, Allah'in kudretinin büyüklügü yaninda, benim halimin sasilacak nesi var? O diledi mi sebepli veya sebepsiz her seyi yaratir" der ve ilave eder;
"Allah'ima yalvardim. .Ya Rabbi! Ben Kur'an okumayi, her seyden çok seviyorum. Kur'an okudugum zaman ne olur gözlerime nur ver. Ayetlerini duraklamadan, yanlissiz okuyabileyim" dedim, der.Rabbim duami kabul etti. "Ne zaman Kur'an-i elime alsam, O'nun lütfüyle gözlerim açilir. Ben harfleri görerek okurum'' der. 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol