Geçtigimiz Pazar günü Kirklareli Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Aile ve Yasam” konulu panelde, aile yapisinin, toplumun en temel tasi olma özelligi vurgulanarak katilimcilara faydali bir sunum yapildi. Saat 14:00’da gerçeklesen, AKP Kirklareli Kadin Kollari ve çok sayida vatandasin da katildigi panele konusmaci olarak, Marmara Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Bayraktar Bayrakli istirak etti.
Katilimcilarin ilgiyle dinledigi Bayrakli, akici üslubu ve hos diliyle hem keyifli, hem de ögretici bir panelin olusmasini sagladi.
Konusmasinda ilk olarak aile yapisinin 21. yy. dünyasinda ve Türkiyesi’nde geldigi konumu degerlendiren Bayrakli, Türk aile yapisindaki sarsintilarin sebeplerinin basinda farkli kültür akimlarinin geldigini ifade etti. Bu sebepler arasinda göçün de oldukça olumsuz bir etkisi oldugunu kaydeden Bayrakli, konusmalarinda su cümlelere yer verdi:
“Insanlarimiz yasadigi kasaba veya bölgeden çikinca; oranin yasayisi ve kontrolünden de çiktigi için istedigi gibi davranabilme imkanini elde ediyor. Yaptiklarini Allah’in görmedigini zannediyor. Biz ne yazik ki, Allah’tan daha fazla insanlara tapiyoruz. Insanlarin gördügü seyi yapmiyor, ama Allah’in gördügü seyi yapiyoruz. Insanlar birbirinden utaniyor ama, Allah’tan utanmiyor. Sanki o görmüyor.”
Aile yasantisindaki sorunlari sosyo-kontroldeki bozukluklara baglayan Bayrakli; “Iste bu sosyo-kontrol dedigimiz durum kalkinca, ailenin üzerinde bölünme basliyor ve serbest davranis meydana geliyor. O serbest davranis, ailenin içinde bir deprem meydana getiriyor.” dedi.
Sorunlari iki ana baslikta degerlendiren Bayrakli, fiziki göç ile kültür göçünün aile denilen temel tasa büyük zararlar verdigini söyledi. Bayrakli söyle devam etti:
“Aile hayatina darbe vuran ve deprem getiren en önemli nedenlerden biri de kültür göçüdür. Bir fiziki göç var. Bir de kültür göçü var. Yalniz bu kültür göçü nereden nereye oluyor biliyor musunuz? Gelismemis toplumlara, gelismis toplumlardan akiyor. Kültürü, teknolojisi, bilimi ve ekonomisi güçlü olan toplumlardan, kültürü gelismemis veya gelismekte olan toplumlara kültür akisi oluyor. En büyük problemlerden biri budur. Yani örnegin biz Müslümanci inaniriz, ama hristiyanca yasariz. Neden hayatimizda bu ikilem var? Iste bunun kaynagi kültür istilasidir. Bunu durduramazsiniz. Dünya insanligi kölelestirmeye çalisiyor. Batidan, Islam alemi ve ülkemize öyle bir kültür akimi varki, bizler bunun farkinda degiliz ve bu bizim ailemize kadar giriyor. Sosyal hayatimiza ve sosyal iliskilerimize giriyor. Batinin getirdigi hayat tarzi, aile içi ve kusaklar arasi çatismalar meydana getiriyor. Bu kültür baskini toplumsal siddete yol açiyor. Bunlar kültür degisiminin sancisi ve depremidir. Bati kültürünün etkisi insanlari yasayan bir ölü haline getiriyor. Güçlü toplumlar kendi hayat anlayisi ve inancini baska toplumlara ihraç ederler. Bu dogal bir olay. O zaman kendi insanimizin kültürünü yükseltecegiz ki oradan buraya kültür akimi olmasin.”
Problemin bagimsiz ve kisiliksiz bir toplum olmamizdan kaynaklandigini anlatan Bayrakli, halkin cehaleti ve kendi kimligini kazanmamis olmasinin bu problemin ana unsuru oldugunu söyledi. Sanayilesmenin ve sanayi devriminin aileyi parçaladigini, ancak bunun hiç bir zaman tartisilmadigini belirten Bayrakli, dengenin nasil bozuldugunu anlatti:
“Sanayi devriminin dünyaya yayilmasi, kadini da çalismak için fabrikaya yöneltti. Bu da çocuklarin anne sevgisinden mahrum olmasina ve parçalanisin bir ayaginin olusmasina neden oldu. Sanayi devrimi maddi olarak insanliga ve dünyaya çok sey kazandirmis olabilir. Ancak bunun yaninda maneviyattan çok sey alip götürmüstür. Giden ile gelenin arasindaki denge bozulmustur. Ancak insanlar, toplumlar, devletler bunun tartismasini yapmamaktadir. Bu konu bakirdir. Bu devrimin en büyük tahribati ne yazik ki ailede olmustur.”
Diger sebepleri de kötü aliskanliklar olarak siralayan Bayrakli, bati dünyasinda kadina verilen degerin düsüklügüne dikkat çekerek, özgürlük adina bizim ülkemizde de batidaki yasam tarzina benzemeler ve olusumlarin fazla derecede çogaldigini ifade etti.
Panelde aileyi ayakta tutmanin ve bu temel tasin sapasaglam kalmasinin yollarini da anlatan Bayrakli, sik sik Kuran-i Kerim’den evrensel örnekler de vererek, bu örneklerin 21 yy.a bile isik tutabildigi gerçegini de katilimcilara aktardi.
Panelin sonunda katilimcilar ve kadin kollari tarafindan çiçek verilerek tesekkür edilen profesör, ilgiyle dinlenilmis olmanin verdigi mutlulukla Kirklareli’den ayrildi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol