23 Aralık Salı günü KLÜ Rektörlük Kültür Merkezi'nde, 1930 yılında bir grup gerici tarafından katledilen yedek subay "Kubilay"ın ölüm yıldönümü sebebiyle "Bitmeyen Kavga: Laiklik" konulu panel düzenlendi.
Geçtiğimiz Salı günü KLÜ Rektörlük Kültür Merkezi'nde saat 17:00'de gerçekleştirilen panele Atatürkçü Düşünce Derneği Kırklareli İl Başkanı Macit Sabır, CHP Kırklareli Eski İl Başkanı Tuna Soykan, Eğitim-İş Eski Kırklareli Şube Başkanı Hayri Girgin, İşçi Partisi İşçi Bürosu Başkanı Erdal Demirkan ve Araştırmacı-Yazar Rafet Seçkin konuşmacı olarak katıldı. Oturum Başkanı ADD İl Başkanı Nuriye Üstündağ ise geçirdiği bir trafik kazası nedeniyle panele katılamadı.
Laikliğin öneminin vurgulandığı panelde, 23 Aralık 1930'da şeriat yanlısı bir grup gericinin Menemen'de, ülkeye şeriat düzenini getirme arzusuyla başlattığı ayaklanmayı bastırmak üzere görevlendirilen yedek subay Kubilay'ın şehit edildiği ve olaydan sonra bölgede sıkıyönetimin ilan edilip, olaya karışan faillerin ağır hapis cezaları ve idamla cezalandırıldığı "Menemen Olayı" ele alındı.
"Bitmeyen Kavga: Laiklik" konulu panelde konuşan Atatürkçü Düşünce Derneği Kırklareli İl Başkanı Macit Sabır, "Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti Türkiye cumhuriyeti diyoruz. Eğer cumhuriyetin içinde laiklik yani din ile devlet işlerini ayırma, hukukun üstünlüğü yoksa o cumhuriyet ya İslam Cumhuriyeti olur, ya Hıristiyan Cumhuriyeti olur ya da bananecilerin ben yaptım oldu cumhuriyeti olur. İşte bugün biz burada cumhuriyetle laikliğin içi doldurulması gereken, içinin bilgilerle değil, kişilerle, inançlarla, yetişmeyle, eğitimle, çağdaşlıkla doldurulması gereken bir durumdayız." dedi.
Sabır, konuşmasına "Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmişinde yoktuk. Şurada Kurtuluş Savaşı'nı yaşayan kimseler yok. Sonrasında onun içinde doğduk büyüdük. Şurada dedelerle torunların yan yana olduğunu görüyorum. Biz onların yaşındayken bu mücadelenin içindeydik şimdi yine bu mücadelenin içindeyiz. Ve devam ediyor bu mücadele edecek de. Neden içerisindeydik çünkü cumhuriyet düşmanları o zaman da vardı." sözlerini ekledi.
Macit Sabır, panelde ayrıca "Türkiye Cumhuriyeti devletinin muhafızlarıydık. Atatürk Menemen'e gittiğinde oradakileri topluyor, neler yaptığını sorduktan sonra diyor ki: "Neden bu halde geldik?" Gelmememiz için ne yapılması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi muhafızlarını kendi yetiştirecektir. Kubilay olayının olduğu yıl 1930'dur. Cumhuriyet daha 6-7 yaşındadır. Daha kendine ait olan o kadroyu kuramamıştır. Çünkü Osmanlı'dan çektirilen birtakım bürokratlar var. Onların yerini doldurması gerekenler var. Onların cumhuriyet okullarında yetişmesi var. Peki yetişti mi? 1950 yılına kadar gerçekten bu konuda yetişmesi için ülkemizde kilometre taşları atılmıştır. Köy enstitülerinden, halk evlerinden, Türk Dil Kurumu'ndan Türk Tarih Kurumu'ndan diğer kurum ve kuruluşlara kadar olanlardan atılmıştır. Ama ondan sonra atıl bırakılmıştır." dedi.
Paneldeki diğer konuşmacı CHP Kırklareli Eski İl Başkanı Tuna Soykan, "Laiklik basit anlatımıyla din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulması. Atatürk ise bunu kişilere din ibadet ve vicdan özgürlüğü sağlanması olarak görüyor. Zaten onun için de öğretmenlere demiştir muallimler cumhuriyet sizden vicdanı hür fikri hür irfanı hür nesiller ister muallimler tamamen başarılı olabildiler mi bu konuda tamamen bir tartışma konusu ama en azından böyle bir nesil cumhuriyeti ayakta tutmaya devam ediyor." dedi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol