Kırklareli İl Genel Meclisi Çevre ve Sağlık Komisyonu'nun bir hayvan çiftliğinin atıklarını Kırıkköy Barajına bıraktığı ile ilgili iddialar üzerine hazırladığı araştırma raporu,
bölgemizde son yıllarda adeta mantar gibi çoğalan havyan çiftliklerinin dikkat edilmezse birçok zarara neden olabildiğini ortaya koydu. Raporda plansız kurulan hayvan çiftliklerinin İlimize artı bir değer katmak bir yana akarsu ve meraları kirleterek küçük üreticiye önemli zararlar verdiği, bölge ve insanı üzerinde ekonomik, ekolojik ve psikolojik baskı unsuru haline geldiği belirtildi.
Kırklareli İl Genel Meclis üyeleri Ceyhun Alkan, Ertuğrul Koç ve Sadık Aykanat tarafından verilen önergede Hamitabat Köyü'nde bir hayvan çiftliğinin atıklarını Kırıkköy Barajına bıraktığı yönündeki iddiaları içeren araştırma raporunun sonuçları, Meclisin Mayıs Ayı 3'ncü Birleşiminde açıklandı. Meclis Çevre ve Sağlık Komisyonu Başkanı Gürcan Kırım'ın okuduğu raporda hayvan çiftliklerinin plansız hayata geçirilmesi durumunda bulundukları bölgeler için birer tehlike olduğuna işaret edildi. Söz konusu atıkların Kırıkköy Barajına bırakıldığının köy halkı tarafından tespit edildiği bilgisine yer verilen raporda, hayvancılık konusunda hibe ve kredilerin büyük işletmeler yerine bölgedeki tarım ve hayvancılık yapan aile işletmelerine verilmesi gerektiği belirtildi.
Kırklareli İl Genel Meclisi Çevre ve Sağlık Komisyonu'nun hazırladığı raporun ayrıntıları ise şöyle;
"Meclisimizce konu hakkında yapılan müzakereler ve oylama sonucunda; İlimiz Lüleburgaz İlçesi Hamitabat Köyünde bulunan ........ Hayvan Çiftliği atıklarının Kırıkköy Barajına bırakılması tespit edildiğinden konuyu araştırmak ve incelemek üzere 10.04.2015 tarih ve 104 sayılı kararıyla Çevre ve Sağlık Komisyonuna havale edilmiştir.
Komisyonumuz toplantı yaparak gerekli evrakları yetkili müdürlükten teslim alarak, neler yapılması gerektiği üzerinde değerlendirmelerde bulunuldu, yaptığı değerlendirmeler sonucunda.
İlk önce Hamitabat köyüne giderek, köy muhtarı ve köyde yaşayan vatandaşlarımızdan ve söz konusu çiftliği yetkililerinden bilgi almaya, söz konusu çiftlik, dere ve gölette yerinde incelemeye yapmaya karar verdi.
Hamitabat köylüleri ile yaptığımız görüşmelerde; Çiftliğin yıllardır Hayvanların sıvı atıklarını çiftliğin bünyesinde ki atık havuzunda biriktirdiklerini ancak özellikle yağmurlu havalarda aşırı taşmalar olduğunu çiftliğe sınır olan meralarını kirlettikleri, mera alanında kanal açarak çoğu zaman atıkları Kurudereye boşalttıklarını, Kurudere'den Kırıkköy köyü ve Ayvalı köyü ortak hayvan su içme ve sulama göletine karıştığını ifade ettiler. Civarda ki vatandaşlar Mehmet Tezcan ve Baki Zorlu tarlalarına taşkınlarda zarar verildiğini; Çiftlik yetkililerinin zararı tazmin ettiklerini ancak tarlaya giden atıkların arasında ki meraya da atıkların yayıldığını bunun çözüm olmadığını, sıkça koyunlarında kuzu atma ve zaman zaman da kayıplar yaşadıklarını maddi ve manevi kayıplara neden olduğunu ifade ettiler. Çiftliğin girişinde ki dezenfektanlı suyun Kurudereye borularla salındığını köy muhtarına defalarca söylemelerine şikâyetçi olmalarına karşın konuya duyarsız kaldığını bu konuda çaresiz kaldıklarını... Ayrıca …….. çiftliği kendi arazisine tel örgü çekerken 7-8 metre mera alanına işkâl ettiğini bu konuda da muhtarın sessiz kaldığını ve söz konusu çiftliğin tıbbi atıklarını köy çöplük alanına attığını, köy çöplük alanının köy ilkokuluna çok yakın mesafede olduğu için çocuklarının ve hayvanlarının sağlığı açısından endişe duyduklarını, çöplüğün ana yol üzerinde olmasının ve evlere yakınlığından dolayı zaman zaman yangın çıkması ve rüzgarın etkisiyle orada yaşayan vatandaşlar için tehdit oluşturduğunu dile getirdiler...
Hayvansal katı atıkların (köylünün dahil) aracı şirketlerle meralara boşaltıldığını bu anlamda meralarının işkâl edildiğini, kendi hayvanlarını meralarda korkudan ve endişeden rahatlıkla otlatamadıklarını, meraların köylünün ortak otlakıye alanı olduğunu özel şahısların işgal edemeyeceğini, bu konuya duyarsız kalınmasını anlayamadıklarını ifade ettiler. Daha önce de bu konuda şikâyetçi olduklarını; bir kere katı atıkların kaldırıldığını ama daha sonra yine meralarının işkâl edildiğini ifade ettiler...
Görüşme yaptığımız vatandaşların isimlerini sorduğumuzda tehdit alabileceklerini bu yüzden isimlerinin yazılmamasını rica ettiler bizde raporumuzda vatandaşların isimlerine yer vermedik.
Gördüğümüz manzara karşısında dehşete kapıldık
Hamitabat köyü muhtarınla görüşmek istedik ancak; Lüleburgaz da işi olduğunu bizle görüşmek için vakti olmadığını söyledi.
Komisyon üyeleriyle yaptığımız değerlendirme sonucunda söz konusu alanları yerinde görmeye karar verdik. ……. Hayvan Çiftliğinin olduğu bölgeye gittiğimizde açıkçası gördüğümüz manzara karşısında dehşete kapıldık... Çiftliğin girişinde ki dezenfektan suyunun pimaş boruyla Levent Başar ait olduğu ifade edilen tarladan Kurudereye verildiğini yerinde tespit ettik. Çiftliğin bitişiğinde ki mera alanına kanallar açılarak çiftliğin sıvı atıklarının aktığını ve vatandaşların tarlasına ve meraya akıtıldığını oradan da yine kuru dereye verildiğini, Kurudereye verildiği noktanın kuru ağaç dallarıyla kamufle edilmeye çalışıldığını yerinde fotoğraflayarak tespit ettik. Lüleburgaz jandarmayı komutanlığını arayarak gerekli işlemlerin yapılmasını rica ettik.
Jandarma Komutanlığında görüştüğümüz yetkili kendilerinin konuyu Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne ileteceklerini, ekiplerin oraya gelmesinin gerekli olmadığını ifadeleri üzerine, ekibi göndermelerini yerinde tutanak tutulmasını rica ettik.
Lüleburgaz Jandarma yerinde tespit yaparak, söz konusu alanları fotoğrafladı konuyu Kırklareli Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne ve Nöbetçi Savcıya bildirdiklerini, savcının hazırlayacağımız raporu kendilerine de iletmemizi istediğini ifade ettiler.
Komisyon üyeleriyle yaptığımız değerlendirmede çiftlik yetkilileriyle ayrıca görüşmeye ve bilgi almaya gerek olmadığına karar verdik.
Sağlıklı bir toplum olmadıktan sonra yatırım kim içindir?
Raporun sonuç bölümünde söz konusu ve benzeri çiftlikler nedeniyle yaşanılan sıkıntıların nasıl çözüleceği ve bu ve benzeri sorunlarında yaşanmaması için nelerin yapılması gerektiğe yönelik önerilerde bulunuyor.
Raporun sonuç bölümünde yer alan ifadeler ise şunları;
Sonuç;
1- Plansız kurulan Hayvan çiftlikleri İlimize artı değer katmamış, aksine meraları, akarsuları, kirleterek bölgede ki küçük üreticiye zarar vermiştir. Bölge insanı ve bölgemizde Ekonomik, ekolojik, psikolojik baskı unsuru olmuşlardır.
2- Hibe ve kredilerin küçük aile tarım ve hayvancılık yapan yerel halka verilmesi tüm yaşanılan sorunların önüne geçecektir. Dışkıları kendi tarlasında, bağında bahçesinde değerlendirerek kaba yem ihtiyacı daha uygun maliyette elde edilirken, ekonomik olarak güçlü olan köylü, köyünden ayrılmayarak yaşamını sürdürecek, şehirlere göç engellenmiş olacaktır.
3- Arıtma tesisi aranmayan ÇED raporları, sadece sıvı ve katı atık depolama alanı istemiş, oysa bu alanlar kapalı alanlar olmalıdır. Hayvansal üretimin çevre üzerine yaptığı en olumsuz etki, birtakım bulaşıcı hastalık etkenlerinin kaynağını oluşturmasıdır. Bu etkenlerin çevreye yayılma yolları doğrudan atım ve dolaylı atım şeklinde olmaktadır. Ahırdan uzaklaştırılan atıkların depolandıkları çukurlar, insan ve hayvanlar için hastalık kaynağı olarak büyük tehlike oluştururlar. Hayvanlardan kaynaklanan bazı hastalık etkenlerinin doğada yaklaşık 1 hafta ile 3 yıl canlı kalabilmeleri, çevrede oluşacak kirliliğin çok uzun zaman etkin olabileceğini göstermesi bakımından önemlidir (Ergül, 1989). Katı ve sıvı atıklar mutlaka alanda tutulmalı, en azından üzeri örtülmelidir.
4- 500 kg. Ağırlığında ki bir sığırın günlük gübresi 45 kilodur. Söz konusu çiftlikte 1000 baş canlı hayvan bulunmaktadır. Ayrıca ahır temizliğinde katı atığı seyretmek için kullanılan su da hesaba katıldığına Hamitabat Köyü, Kırıkköy köyünün ve Ayvalı köyünün mera, dere, gölet ve tarlalarının nasıl bir tehdit altında olduğu daha da net anlaşılacaktır.
5- Tıbbi atıklar köy çöp alanına değil, tıbbi atıklar toplayan şirketlere verilmelidir.
6- Atık suların doğrudan araziye boşaltılması son derece yanlış bir uygulamadır. Çünkü arazinin geçirgenliği düşük killi toprak ise atık su bir yer üstü su kaynağına ulaşıp onu kirletinceye kadar toprak yüzeyinde akışına devam edecektir. Diğer yandan toprak geçirgen ise, su aşağılara doğru sızarak yer altı suyunu kirletecektir (Bonner et al., 1995; Barker,
1996).Nitekim de Lüleburgaz köylerinin içme sularında ağır metal, nitrat V.S ...rastlanması tesadüf değildir. Lüleburgaz'ın bazı köylerinin içme sularında rastlana bu sonuçların; henüz standartların altında olduğunu, halk sağlığını tehdit eden boyutta olmadığı yetkililerden öğrendik. Ancak yaşam kaynağımız olan günde en az 1,5 kilogram tükettiğimiz 'su ' standardlarından altında alarm yok demek sağlığımızı hiç tehdit etmiyor anlamına mı geliyor?
7- Yerleşim merkezlerine yakın yerlerde yoğunlaşan hayvancılık işletmelerinde oluşan gübre yığınları, dağıtılabileceği yeterli tarım alanları bulunmaması ve sağlıksız depolama koşullan nedeniyle gerek yaydıkları koku, sızıntı şerbeti ve gerekse çoğalmalarına neden oldukları sinek, böcek vb. haşereler ve mikroorganizma ile çevre sağlığını tehdit eder duruma gelmiştir (Gündüz,1991; Mutlu, 1999).İlimizde de ne yazık ki aynı tehdit söz konusudur. Özellikle yaz aylarında bu gibi yerlerde ilaçlama mutlaka yapılmalıdır.
8. Hayvancılık İşletmelerinde çevre sorunlarına neden olan atıklar, aynı zamanda önemli bir ekonomik potansiyeldir. Hayvansal kaynaklı atıkların çoğunun gübre ve yem üretimi gibi alanlarda kullanımı olasıdır. Bu nedenle hayvancılığa bağlı atıkların değerlendirilmesi yoluna gidilmesi ile çevre baskısı azaltıldığı gibi atıl durumda bulunan ekonomik kaynak değerlendirilmiş olacaktır.
9- Lüleburgaz jandarma 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, "Çevreye Karşı Suçlar" başlığı altında öngörülen yeni suçlar, çevrenin atık ve artıklarla kasten (md.181) ve taksirle (md. 182) kirletilmesi, maddelerinden tutanak tutmuştur.
Kurudere den alınacak su numunesi, Meradan numune alınmalı ve çıkacak sonuçlar kuzu atma ve balık ölümlerine neden olup/olmayacağı saptanacaktır. Kırklareli İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünün gereğini yapacaktır.
10- Yatırımcıyı cezalarla ürkütmeyelim, İlimizden uzaklaştırmayalım düşüncesi hastalıklı ve sakat bir düşünce olup ülkemiz geleceği ve çocuklarımızın geleceği için konunun tartışılması bile söz konusu olmamalıdır. Sağlıklı bir toplum olmadıktan sonra yatırım kim içindir?
Bu konuda bir önceki raporumuzda konunun mahalli çevre kurulunda değerlendirilmesini İlimiz dahilinde gerekli tedbirlerin acilen alınmasını meclis oy birliğiyle kara almıştık. Gerekli tedbirler alınmadığı sürece tehlike ve şikâyetler artarak devam edecektir.
11- Bu raporun Kırklareli İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne, Kırklareli Jandarma komutanlığına, Lüleburgaz Kaymakamlığına, Babaeski Kaymakamlığına, Lüleburgaz Jandarma komutanlığına, Babaeski Jandarma Komutanlığına, İl Tarım Müdürlüğüne, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığına, Sağlık bakanlığına ve başbakanlığa gereği için gönderilmesi komisyonumuzca uygun görülmüştür.
İş bu rapor Çevre ve Sağlık Komisyonu tarafından hazırlanarak İl Genel Meclisinin Takdirlerine arz olunur."
Rapor okunmasının ardından oylanarak kabul edildi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol