Macaristan'da yasanan çevre felaketi ile ilgili yapilan açiklamalari ve uygulamayi elestiren Lüleburgazli TEMA Gönüllüsü Hakan Dedeoglu, Macaristan'da ortaya çikan ve tüm dünyanin dikkatini çeken bir çevre sorununun Türkiye sinirlari içindeki etkisini yok sayanlarin, ülkedeki diger çevre sorunlari için de benzer bir vurdumduymazlik içerisinde olduklarini söyledi.
Konunun Meclis gündemine tasinmasi ile sorulan soru ve verilen cevaplarin bazi kesimleri tatmin etmis olabilecegini ancak sorulan sorular ve verilen cevaplarin halk sagligi açisindan bir çözüm getirmedigini savunan Dedeoglu, "Daha da acisi bu yaklasimin ülkenin ve insaninin kaderiymisçesine gösterilmesidir. Yillardir Trakya'nin topragini, suyunu ve havasini tehdit eden önemli çevre sorunlarindan biri olan Ergene'ye çözüm üretemeyen yetkililerin yaklasimi da yukaridaki yaklasimin aynisidir. Koltuklardaki kisiler degisse de yaklasim günü kurtarmaktan ibarettir. Oysa sorularin ciddiyetle sorulup takip edilmesi, cevaplarin da ayni bilinç nedeniyle nitelikle bir sekilde verilmesi ve çözüme yönelik olmasi gerekmez mi?" diye sordu.
Ülkeyi yönetenlerin gerçeklerden uzak bir sekilde olaylarla ilgilendigini bunun ise yagan her yagmurda ortaya çikan taskinlarin yarattigi zararlarin her yil yasanmasina neden oldugunu ifade eden Dedeoglu, bunun ise "kader" olarak adlandirildigini kaydetti. Bu yaklasimin siyaset ahlakina uymadigini söyleyen TEMA Gönüllüsü Dedeoglu, "Birakin siyaset ahlakini, sadece insan olmanin getirdigi sorumluluklar sorunlari ertelemeyip çözüm getirmeyi gerekli kilar. Sayin Bakan (Çevre Bakani Veysel Eroglu), 'kirlilik seyrelecektir' demektedir. Dogrudur; dogada kirlilik zamanla seyrelmektedir. Çünkü doganin belli bir kapasitesi vardir. Ancak yöneticinin görev ve misyonu doganin kapasitesini zorlayan ve hatta asan amaç disi uygulamalari savunmak yerine bu uygulamalari yasalar çerçevesinde engellemek olmalidir. Yoksa bir hastaligin canli üzerindeki etkisi de zamanla azalma ihtimaline sahiptir. Öte yandan ayni hastaligin artarak canlinin ölümüne neden olma ihtimali de vardir. Ama yönetici "olumlu düsünelim, olumlu olsun" seklinde bilimden uzak bir yaklasim sergilerse vay halimize!
Macaristan'daki kirlilik bazi çevrecilerin hüsnükuruntusu olmayip ciddi bir çevre felaketidir. Ayni sekilde Ergene Nehri'ndeki kirlilik de… Ve bu kirlilikle yasamak durumunda kalan insanimiz kanser vb. hastaliklarin pençesine düsmektedir. Hastalik nedeniyle hayatini kaybeden insanlarin sayisi her geçen gün artmaktadir. Vatandas yöneticinin basiretsizliginden olsa gerek, ölümlerin nedenleri noktasinda sessiz kalmaktadir. Oysa ortada, geçistirilmeyip önlem alinmasi gereken ciddi sorunlar mevcuttur" diye konustu.
Yönetimin görevi çözüm üretmek
Çevre Bakani Veysel Eroglu'nun sorunlara çözüm üretmek yerine sorunlari küçümsemeyi seçtigini ifade eden Dedeoglu,sözlerini söyle sürdürdü;
"Sayin Bakan söz konusu kizil çamurun Raba ve Marcal ismindeki 'küçük' nehirlerde meydana geldigini belirtmektedir. Nehirlerin 'küçük' oldugunu belirterek olayin boyutunu hafifletmeye çalisan zihniyeti Ergene Havzasi'nda, Karadeniz'de ya da baska bir yöremizde yasanan sorunlara yaklasimda da yillardir üzülerek görmekteyiz. Yöneticinin görevi sorunlari küçümsemek degil, çözüm üretmek ve bu çözümleri de halkla paylasmaktir. Yani yönetici dürüst ve samimi olacaktir. Benzer sorunlarin yarin öbür gün artarak sürecegini bizler biliyoruz. Yagmur yagdiginda yine taskinlar yasanacak ve yine halk maddi-manevi yönden magdur olacaktir. Bu magduriyetten siyrilmanin yolu kesinlikle Mecliste soru-cevap yapmak degildir. Topragina sahip çik."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol