Türk Egitim-Sen Kirklareli Åzube Baskani Mehmet Kizilay, 666 Sayili Kanun Hükmünde Kararnamede ücret adaletini tam olarak saglanamadigini, yeni adaletsizlikleri beraberinde getirdigini ve ayni unvan ve ayni kadroda olanlarin farkli ücret almasinin önüne geçilmesi için getirilen düzenlemede ögretmenler ve akademisyenlerin yok sayildigini ileri sürdü. Esit ise esit ücret düzenlemesinde, kamuda istihdam edilen personelin yüzde 60'ina ise hiçbir artis yapilmadigini kaydeden Kizilay, "Ücretlerinde artis yapilmayan kesimlerin basinda egitimciler gelmektedir. Ögretmenlere, profesörlere, doçentlere, yardimci doçentlere, arastirma görevlilerine, Din Hizmetleri Sinifindaki din görevlisine, Saglik Hizmetleri Sinifindan hekim disi saglik personeline, Maliye Bakanligi, Sosyal Güvenlik Bakanligi gibi kurumlarda çalisanlara yapilan aylik ek ödeme miktarinda herhangi bir degisiklik olmamis, bu meslek grubu görmezden gelinmis, onlarla adeta dalga geçilmistir. Bu düzenlemede egitim çalisanlarinin ögretmeni, akademisyeni, hizmetlisi, memuru, teknisyeni ile bir bütün oldugu göz ardi edilmistir" dedi.
"Ögretmenlerimiz ve akademisyenlerimiz bu ülkenin kilometre tasidir"
Çocuklarimizin yarinlara hazirlayan, onlarin geleceklerine yön veren egitimcilerimiz artik yok hükmünde sayilmaktan, horlanmaktan, itilip, kakilmaktan biktigini dile getiren Kizilay söyle devam etti; "Girtlagina kadar ekonomik sorunlara batmis olan egitimcilere reva görülen bu muamele kabul edilebilir degildir. Yillardir ögretmen ve akademisyen maaslarinda herhangi bir iyilestirme yapilmamis, ek ders göstergelerinde de tek bir puan artis saglanmamistir. Yasam kosullari giderek agirlasirken, enflasyon oranlari artarken, zamlar pesi sira gelirken, ögretmenlerin ve akademisyenlerin aylik geliri yerinde saymakta, egitimciler her geçen gün daha da yoksullasmaktadir. Kredi kartini bile ödemekte güçlük çeken, borcu borçla kapatan, cüzdani yangin yerine dönen egitimciler; bu ülkenin kalkinmasindan pay alamadigi gibi, yapilan iyilestirmelerden de hiçbir sekilde faydalanamamaktadir. Esit ise esit ücret düzenlemesiyle birlikte egitimcilerin aylik gelirleri, diger kamu personeline göre çok düsük kalmistir. Örnegin ek ders ücreti alamayan bir ögretmenin maasi 1600 TL civarindadir. 1600 TL neredeyse kamudaki en düsük maas seviyelerindendir. Bu durum çalisma barisini bozmakta, ögretmen ve akademisyenlerin çalisma sevkini kirmaktadir. Bu tür ayrimci düzenlemeler, uygulanan yanlis politikalar ögretmenlerimiz ve akademisyenlerimizi tüketmektedir. Ögretmenlerimiz ve akademisyenlerimiz bu ülkenin kilometre tasidir." Kizilay, açiklamasinda OECD'nin 2011 Bir Bakista Egitim Raporu'ndan da kesitler okudu. Avrupa ülkelerindeki ögretmenler ile Türkiye'deki ögretmenlerin maaslarini karsilastirdi.
"Asil iyilestirme yapilmasi gereken kesimler göz ardi edildi"
Ülkemizde ögretmen ve akademisyenlerin maaslarinda hiçbir düzenlemeye gidilmemesi, üstüne üstlük ek ödeme oranlarinin artirilmamasinin ciddi bir rahatsizligin yarattigini belirten Kizilay; "Dünyadaki meslektaslarindan kat be kat düsük ücret alan, ancak her seye ragmen Türkiye'nin en dogusundan, en batisina kadar; okul ayrimi yapmadan, zor kosullarda, büyük bir emek ve özveri ile çalisan ögretmenlerimiz ve akademisyenlerimizin yillardir yüzde 3'lük, yüzde 4'lük zam oranlarina sikistirilmasi ayiptir. Egitim ordumuzun bas aktörleri ögretmenlerimiz ve akademisyenlerimiz su anda infial halindedir.
Bir müstesar 759 TL, bir genel müdür 753 TL, bir genel müdür yardimcisi 722 TL ek ödeme alirken, ögretmen, profesör, doçent, yardimci doçent ve arastirma görevlilerinin ek ödeme alamamasi, maaslarinin yerinde saymasi hangi vicdana sigar? Esit ise esit ücret derken, esitsizlikleri derinlestirmek, yalnizca bir kesimi onurlandirmak ne kadar adildir? Hükümetin hazirladigi KHK'da hiçbir sekilde sendikalarin görüsü alinmamis, asil iyilestirme yapilmasi gereken kesimler göz ardi edilmistir. Öte yandan kurumlarin teskilat kanunlarinda ve diger farkli mevzuatlarda öngörülen ikramiye, maktu fazla çalisma ücreti gibi ödemeler, 666 sayili Kanun Hükmünde Kararname uyarinca 15.01.2012 tarihi itibariyla sona erdirilmektedir. Bu açidan bakildiginda bazi unvanlarin ek ödeme oranlarinda yüksek artislar yapilmis gibi görülürken, aslinda kesilen fazla mesai, ikramiye, tazminat gibi ödemeler nedeniyle hak kaybi yasanacak, ücret artisi ya hiç olmayacak ya da sinirli kalacaktir. Görüldügü üzere, ögretmen ve akademisyenler basta olmak üzere bazi kamu görevlilerinin maasina hiç artis yapilmazken, bazi kamu görevlilerinin de ücretleri azaltilacak, üst düzey yöneticilerin ücretleri ise yüksek oranlarda artacaktir. Durum böyle olunca esit ise esit ücretin kimler için çikarildigi bugün çok daha net olarak anlasilmaktadir" seklinde konustu.
MEB ve YÖK'ün kendi personelini savunmadigini ileri süren Kizilay; "Bu nedenle biz egitimciler, bu ülkenin temel yapi taslarini göz ardi eden, onlarin haklarini savunma geregi bile duymayan, ögretmenleri ve akademisyenleri umursamayan ve es geçen zihniyeti siddetle kiniyoruz. Bugünkü yöneticilerin aksine ülkemizin kurtaricisi, Basögretmenimiz Büyük Önder Atatürk, ögretmenlere büyük deger veriyordu. Atamiz, 1923 yilinda "Okullarda ögretim görevini ve güvenilir ellere teslimini, memleket evlâdinin, o görevi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak üstün ve saygideger ögretmenler tarafindan yetistirilmesini temin için ögretmenlik, diger serbest ve yüksek meslekler gibi, asama asama ilerlemeye ve herhalde refah teminine elverisli bir meslek haline konulmalidir. Dünyanin her tarafinda ögretmenler, toplumun en özverili ve saygideger unsurlaridir" demisti. Atatürk ögretmenleri böylesine el üstünde tutarken, onlarin kosullarini iyilestirilmesi gerektigine isaret ederken, Hükümetin ögretmenlik meslegini geriye götüren uygulamalara imza atmasi ibret vericidir. Yarin(bugün) 24 Kasim Ögretmenler Günü. Biz egitimciler 24 Kasim'i böylesi nahos bir tabloyla karsiliyoruz. Bu özel gün, ne yazik ki, Hükümetin esit ise esit ücret düzenlemesinde ögretmenleri ve akademisyenleri yok saymasiyla gölgelenmistir. Bu nedenle Türk Egitim-Sen olarak, bugün 81 ilde eylemdeyiz. Bütün il, ilçe merkezlerinde ve üniversitelerde Basbakanliga hitaben yazdigimiz dilekçeleri kitlesel basin açiklamasi yaparak, Basbakanliga gönderiyoruz. Eylemlerimiz sonuç alincaya kadar devam edecektir" dedi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol