HAYTAP Hayvan Haklari Federasyonu Çanakkale Temsilcisi Sitare Åzahin, sap hastaliginin tespiti amaciyla Kirklareli'nde 180 domuzun öldürülerek kan örneklerinin alinmasi yönünde yapilacak çalismaya gösterdigi tepkiyi Basbakan Recep Tayyip Erdogan'a gönderdigi mektupta dile getirdi.
Åzap hastaligi nedeniyle Tarim ve Köyisleri Bakanligi'nca yapilacak domuz avi sikinti olmaya devam ediyor. Avlanacak domuzlardan alinacak örneklerle sap hastaliginin durumunun tespit edilmesini içiren çalisma Hayvan Haklari Federasyonu'nca elestiriliyor. Yapilan uygulamanin yöntemine iliskin elestirilerini daha öncede dile getiren HAYTAP Hayvan Haklari Federasyonu Çanakkale Temsilcisi Sitare Åzahin, kurumlarin "sessiz kalmasi" nedeniyle bu kez sesini Basbakan Erdogan'a duyurmak için harekete geçti. Basbakan Recep Tayyip Erdogan'a bir mektup gönderen Åzahin, mektubunda su ifadelere yer verdi;
"Åzu anda Trakya da bir soykirim yasaniyor, dogaseverler olarak durduramiyoruz. Aldigimiz duyumlar, Bulgaristan da bas gösteren Åzap hastaligi nedeni ile T.C sinirlari içinde, yaban hayat da ki hayvanlarda, olasi sap hastaligina yakalanma olayinin tespiti için, Tarim ve Köyisleri Bakanligi'nin, Kirklareli bölgesinde ve koruma altinda bulunan Longoz ormanlarinda, 180 domuzun öldürülerek kan örneklerinin alinmasi konusunda, Tarim Il Müdürlügüne talimat gönderdigi dogrultusundadir.
Bu bölge bildigimiz kadari ile sap hastaligindan ari bölge olarak belirlenmistir. Alinan karar büyük çogunlugu Müslüman olan bir ülke de kamu vicdanini fazlasi ile yaralamaktadir. Çünkü Islam dininde, hayvanlari insanlarin hizmetine verenin Allah oldugu, onlara sevgi-sefkat gösterilmesinin geregine deginilmistir. Peygamberimiz bu konuda söyle buyurmustur: 'Merhamet edene Allah ta merhamet eder, siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin' Peygamberimizin bu sözü ile hayvanlara iyi davranilmasi tavsiye edilmekte, onlarin aç susuz, birakilmamasi, dövülmemesi, yavrularinin alinmamasi, yavrulari olanlarin avlanilmamasi, hedef yapilmamasi, yarisma için dövüstürülmemesi, güçlerini asan yük yükletilmemesi konusunda uyarilar yapilmistir. Halbuki; 13 Agustos tarihine kadar domuzlarin avlanma yasagi oldugu ve bu donemde de yavrularini dogurup büyütmeye çalistiklari dikkate alinacak olur ise hayatta kalan hayvanlarin ve yavrularinin meydana gelen eylem sonucu olusan olumsuzluklardan etkilenecekleri de bilinen bir gerçektir. Verilen bu iznin, yeterince etüt edilmeden alinmis acele bir karar oldugu endisesi tasimaktayiz. Çünkü yapilacak eylem bir soykirimdir. Anneleri öldürülen domuzlarin yavrularinin hayatta kalmasi mümkün degildir. Ayrica ormanda yasayan diger canlilarin kendileri ve yavrulari da bu hareketlilikten olumsuz nasipleneceklerdir. Alinan kararlara gerekçe olarak, insan sagligi mazeret gösterilerek, gayrimesru eyleme mesruiyet kazandirilmasi, bu bilim disi eylemin uygar bir yaklasim olmadigini açikça göstermektedir. Kurumlar tepkilerimize tepkisizlikle cevap vermeyi uygun bulmuslardir, kurumlar susmaktadir, yavrular ölen annelerinin basinda kendilerine degecek ölümü koklamaktadir. Lütfen bu soykirimin önüne geçiniz. Geçiniz ki, gelecek kusaklar sizi utanç duyarak hatirlamasinlar."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol