Trakya’nin Takilamamis Madalyonu TRAKAB-7
TRAKAB’la ilgili çarpici açiklamalarina devam eden Prof. Dr. Osman Inci, Kirklareli Organize Sanayi Bölgesi’nin içinde de tarim arazisi olmasina ragmen, toplam 800 hektarlik alanin IMP’nin yaptigi plana dahil edildigini vurguladi. Konusmasinda Trakya halkinin egitimli olduguna da dikkat çeken Inci, durumun her geçen yil kötüye gittigini hatirlatarak, vatandaslara uyarida bulundu. Hala Ergene’nin aritilmasina yönelik bir çalisma yapilmadigini da belirten Osman Inci, Trakya sularinin yönetim yetkisinin ISKI’de oldugunu ileri sürdü. Sadece kirletici sanayiye karsi olduklarini anlatan Inci, bunun disinda elektronige yönelik üretime ‘Evet’ dediklerini kaydetti.
***
Sanayiye karsi degiliz
Konusmalarinin sanayi karsitligi gibi algilanmamasini da isteyen Profesör, kirletici ve suya dayali sanayiyi istemediklerini söyledi. Inci, “Nano teknoloji sanayiine birsey demiyoruz. Gelsinler, elektronik sanayii kursunlar. Çünkü orada çalisacak belli bir nitelikli nüfus olacaktir. Orada çalisacak kisiler mühendistir. Gecekondu yapmazlar. Yere tükürmezler. Egitimli insanlardir. Hepimiz onlardan kendimize pay çikartiriz. Trakya’da zaten 3 tane üniversitemiz de var. Teknik alanimizi gelistiririz. Is birligi yapariz. Daha da önemlisi Trakya, 8400 yildan beri, bu bölgede Anadolu cografyasina sahip olan en eski tarimsal alandir. Bu alan ülke nüfusunun yüzde 2,3 ‘üne tekabül eder. Ama, ülkede korunacak topraklar kisminda da bu oran yüzde 8.2’dir. Digerinin 3,5 kati.” seklinde konustu.
Çiftlikler, Tarimsal Organize ve Tarimsal Alt Bölge adi altinda özellestiriliyor
Topraklarimiza el koyuyorlar
“Yatirimlari desteklemek yerine çiftlikleri satiyorlar. Mesela Sarimsakli Çiftligi satildi. Åzimdi çiftlik kuracaklarini söylüyorlar. Peki, o zaman soruyorum; niye Atatürk’ten kalma bu çiftligi sattiniz?”
BIRINCI sinif tarim arazilerinin sanayiye açilmasi için bazi kosullar oldugunu vurgulayan Prof. Dr. Osman Inci, ancak petrol ve dogalgaz gibi kamunun yarari ve strateji açisindan önem teskil eden unsurlar meydana çikarsa bunun geçerlilik kazanacagini savundu.
Bunun yanisira afet sonucu yer yoksa, tarim arazisine geçici iskan verilebilecegini de sözlerine ekledi. Bunlarin disinda tarim arazisine sanayi kurulmasina asla izin verilmeyecegini söyleyen Inci, su anki tarim arazileri üzerinde yer alan sanayilerin, bu sartlardan hiç birine uymadigina dikkatleri çekerek, “Niye buralara sanayi açildi, bunu bilmiyoruz.” dedi.
“Trakya halki aydindir”
Kirklareli’ndeki OSB’nin büyüklügünün Çerkezköy’ünkü kadar oldugunu belirten Osman Inci, “Oradaki arazilerin içinde mera da var. Fakat oranin tümü planlarinin içinde. Kirklareli’ye 800 hektarlik sanayi tesisi kuruyorlar. Bu inanilmaz bir rakam. Edirne’de de sanayi bölgesinin yüzde 70’i dolu, yüzde 30 ‘u bos. Ancak yine de gidip baska bir yere organize sanayi bölgesi açiyorlar.” dedi.
Osman Inci konusmasinin devaminda Trakya halkini aydinlik, bilgi sahibi, bilge, egitim düzeyi, okur-yazar orani ve sosyal yapisi yüksek olarak nitelendirdi ve sunlari dile getirdi: “Hersey gözümüzün önünde. Balikçilarin son durumu ortada. Gala Gölü’nün durumu, Meriç, Ipsala ve Uzunköprü Ovasi’nin durumu, yer alti sularimizin durumu ortada. Nehrin yanindan geçerken herkes burnunu tutuyor. Nehirde hiç bir canli yasamiyor.”
“Dünya açliga sürüklenirken, gelismis ülkeler Afrika’dan toprak almaya basladi”
Dünyanin açliga dogru sürüklendigini, bütün gelismis ülkelerin Afrika’dan topraklar alarak, çiftlik kurdugunu açiklayan Inci, 10-20 yil sonra herseyin daha da kötü hale gelebileceginin altini çizdi. Inci cümlelerinin devaminda, TAB ve TOB’lara da deginerek su degerlendirmelerde bulundu:
“Åzimdi de getirdiler baska bir sey çikardilar. Tarimsal Organize Bölgeler ve Tarimsal Alt Bölgeler. Yani çiftlikler. Tek elden yönetim olacagi söyleniyor. Yani bir yerin tek elden yönetilmesi. Bir sirket düsünün. Geldi oraya yapisini kurdu. Müdürü var, CEO’su var. Alani oldugu gibi topladi. O alanlarin içerisinde hazine arazileri, kisi yerleri, meralar, otlaklar var. Biz dedik ki ‘Tarim yapilsin’, onlar da bunun üze-rine ‘Alin size tarim’ der gibi bir uygulama ortaya çikardilar. Åzimdi ise o tarim yapilacak arazilere, organize binalarin kurulmasi gündemde.
11 bin 700 dekarlik alana bina yapilacak. Çiftlik binalari, fabrikasyonlar vb. Trakya’nin tarim alanlarinin verimliligi ne kadar ki? Burada pirinç fabrikalari, un fabrikalari var.”
Sarimsakli Çiftligi’ni niye sattiniz?
Bu fabrikalarin incelenerek hareketlendirilmesinin, efektif hale geti-rilmesinin ve yatirimlarin desteklenmesinin daha makul bir çözüm olacagini belirten Osman Inci, bunun tam tersine çiftliklerin satildigini hatirlatiyor ve ekliyor:
“Sarimsakli Çiftligi satildi. Åzimdi çiftlik kuracaklarini söylüyorlar. Niye o zaman Atatürk’ten kalma bu çiftligi sattiniz?”
Åzu anda bölgeler kuruldugunu, sessiz bir sekilde özellestirmeler yapilip, bunlarin planin bir parçasi oldugunu ileri süren Osman Inci, açiklamasinin devaminda su cümlelere yer verdi:
“Topraklara el koyuyorlar. Biz bu plana kesinlikle karsiyiz. Hem hukuki olarak karsiyiz. Hem de bizim plan zaten iptal edildigi için basimiza ne gelecegini az çok görüyoruz, o nedenle karsiyiz. Saydiklari ana basliklar içerisinde Ergene’nin kirliliginin aritilmasina ve temizlenmesine yönelik hiç bir sey yoktur. Trakya sularinin denetim ve yönetim yetkisi ISKI’ye verilmistir. Kati atik bertarafina yönelik hiç bir çalisma yapilmamistir. Aritmayla ilgili bir faaliyette gözükmemektedir. Bir de simdi ‘kuyu vuramazsiniz’ diyorlar. Niye? Çiftçi ne yapacak peki?
Yani kuyudan su çekmezse nasil üretecek? DSI diyorki; ‘Baraj yapilsin’ Kime? Sanayiciye. Ama sanayici parasini ödemiyor. DSI’nin görevi kamu adina çalismaktir. Sanayici parasini verirse yapar. Fakat su ana kadar sanayici, kullandigi suyun parasini ödememistir.”
“Bitme noktasina gelen Trakya, su zengini bir bölge degildir”
Konusmalarinda kaçak sanayiyi ve buna göz yumanlari kastettigini önemle belirten Inci, sanayicilerin içinde dürüst, çevre degerlerine ve ülke ekonomisine saygili kisilerin de oldugunu söyle-yerek ‘Onlar onurlu insanlar’ dedi. Suya dayali sanayi yüzünden Trakya’nin bitme noktasina geldigini dile getiren profesör, tüm sorunun bundan kaynaklandigini anlatarak su degerlendirmeyi yapti:
“Trakya su zengini bir yer degil. Tabii ki Meriç, Tuna ve Ergene olmak üzere 3 tane nehrimiz ve kuzey derelerimiz var. Ama o derelerin ayri bir fonksiyonu da var. O dereler Bati Karadeniz’in Longoz Ormanlari’ni koruyan tek kaynaktir.”
Hazirlayan: Erkan GÖKÇEN
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol