Kirklareli'nde küçükbas hayvanciligin geldigi nokta...

Kirklareli Il Genel Meclisi Haziran Ayi 5'nci Birlesiminde ele alinan "Hayvancilik Et ve Süt Ürünleri Komisyonu"nun hazirladigi küçükbas hayvanciligin gelisememesi ve bitme noktasina gelis sebeplerinin arastirilmasina iliskin rapor Meclis üyelerince yapilan oylamada kabul edildi. Rapor Il Genel Meclis üyelerince faydali ve basarili bir çalisma olarak nitelenirken komisyonda yer alan üyelere de gerçeklestirdikleri çalisma için tesekkür edildi. Raporda, küçükbas hayvanciligin gelisememesi ve bitme noktasina gelisinin genel nedenleri arasinda, fiyat istikrarsizligi, çobanligin azalmasi, özveri gerektirmesi, canli hayvan ithalati, saglikli üretim ve süt sagimi gibi nedenler siralandi.
 Meclisin Haziran Ayi 5'nci 4'ncü gündem maddesi olarak içerigi açiklanan raporu, 
Il Genel Meclis Üyeleri Ahmet Åzen, Hüseyin Taskin ve Kenan Çiftçi'den olusan Hayvancilik Et ve Süt Ürünleri Komisyonu'nun Baskanlik görevini yürüten Mustafa Taskin okudu.
Taskin, 2,5 - 3 yil öncesine ait olan 5-6 yillik dönemde sürü sahiplerinin emeklerinin karsiligini alamadiklarini belirterek, o dönem 125- 150 TL arasinda koyunun tanesinin zorlukla satilirken bugün bu rakamin 5-6 kat arttigini belirtti. 
Küçükbas hayvanda gelir kuzu satisindan
Koyunculukta bölgemizdeki kazanç anlayisinin kuzu satimindan elde edilen gelir oldugunu vurgulayan Taskin, "Fiyatlarin tatminkâr olusu disi kuzu satimini frenlemis ve anaç olarak birakilmalarini saglamistir. Bu sebepledir ki isletme sayisi düsmesine ragmen küçükbas popülâsyonumuzda rakamsal olarak pek bir degisme görülmemistir" dedi.
Küçükbas hayvan yetistiriciligini karli kilan esas nedenlerin basinda mera besiciligine dayandirilmasinin geldigine isaret eden Taskin, ancak bunun olmazsa olmazi sayilan çobanligin git gide azalmasinin sektörün en önemli açmazi olarak kabul edildigini dile getirdi.
Koyunculugun bir yasam sekli oldugunu söyleyen Taskin, 
"Aile isletmelerinde koyunculuga baktigimizda bunun bir yasam sekli haline dönüsmüs oldugunu ve özveri gerektirdigini görüyoruz. Asosyal yasam, mesai kavraminin olmayisi, ilginç olani çogunun bir sebepten ya da sebepsiz yere sosyal güvencesiz olarak hayatlarini devam ettirmeleri temel sorunlaridir. Maliyet hesabi geregi ve bilinçli hareketle ancak büyük sürülerde ve profesyonelce yaklasimlarla bu sorunlarin asilabilecegi düsünülmektedir" diye konustu.
Önemli olan fiyat istikrarinin korunmasi
2010 yilinin Eylül ayindan bu yana yürütülen küpeleme çalismalari ile kayit altina alma ve beraberinde Koyun, Keçi Yetistiricileri Birligine üye olunmasi durumunda anaç basina 10 TL ve sütün litresine 10 KRÅz. destekleme uygulamasina geçildigini, küçükbas hayvancilik yapmak isteyenlere banka araciligi ile koyun basi 700 TL kredi limiti ile borçlanma imkâni saglandigini ve bu gelismelerin önemli oldugunu kaydeden Taskin, ancak asil önemli olanin fiyat istikrarinin korunmasi yönünde atilacak adimlar olacagini vurguladi. 
Et için degil damizlik için ithalat yapilmali
Ithalatin gerekli oldugu zamanlarda dahi bunun yalnizca damizlik hayvanlarin temini için yapilmasi, izinlerin de bu yönde çikmasi gerektigine isaret eden Taskin, et ihtiyacini karsilamak için yapilacak canli hayvan ithalatlarinin mevcut sürü sagligini da riske edebileceginin unutulmamasi gerektigini söyledi. 
Çocukluk döneminde keçi sütünün de alternatif besin kaynagi oldugunun unutulmamasi gerektigini dile getiren Taskin, söyle konustu;
"Damar tikanikliklarinin bebeklik ve çocuk yaslardaki yagli sütle beslenmesinden kaynaklandigi ve buna yönelik olarak keçi sütünün en iyi alternatif besin kaynagi oldugu düsünüldügünde, üretiminin istenilen miktarlarda olamamasi, pazar anlayisi geregi ön plana çikarilmasinin önündeki en büyük engeldir. Keçi sütünde esas önemli olanin saglikli sagim oldugu ve buna yönelik olarak pilot bölge seçimine gidilip, sagim ünitesi kurulmasi ve buna bagli olarak o bölgedeki sayinin arttirilmasi ve arz talep dengelerinin olusturulmasi ve arttirilmasi fikri uygun görülmüstür."
Devlet yeniden el atmali
Küçükbas yetistiriciliginde zorunlu asilamalarin devlet eliyle yapildigini, zorunlu olmayan diger asilamalarin ise zamaninda yapilmadigi durumlarda sürünün yüzde 10'una varan kayiplar yasandigi ve gerekli egitim ve telkinlerin sürekli verilmeye devam edilmesi ya da bundan 15-20 yil önce oldugu gibi devlet eliyle yapilmasi ya da yaptirilmasi fikrinin yeniden ele alinmasinin uygun olacagini deli getiren Taskin, irka yönelik çalismalar yürütülmesinin de gerekliligine degindi.
Taskin, rapora iliskin açiklamalarini söyle sürdürdü;
"Irka yönelik çalismalar yürütülmeli, saf irk üretimi üzerine yogunlasilmali. Lezzet bakimindan en degerli irk olan hayvanlarimiz Kivircik koyununun gerekli tanitimi yapilmali ve elit bölgelerin tüketimine yönelik çalismalar yürütülmelidir. Keçi sütü üretimi ile ilgili olarak Saanen Keçisi ve Maltiz Keçisi melezleri kullanimi ve hatta pek bilinmeyen kendi keçi irklarimizdan Halep veya Åzam Keçisi adiyla da bilinen ve 3-8 litre süt veren keçilerin bölgemize getirilmesini içeren projelerin yürütülmesi düsünülmelidir.
Mera islahi çalismalari yürütülmeli, paraziter uygulamalar bilinçli sekilde yapilmali, böylece verim kayiplarinin önlenmesi saglandigi gibi otlakiye ve meralarin da paraziter bulasmalara maruz kalmamasi saglanmis olacaktir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol