"Kirklareli ve Tekirdag'da kanser kayit merkezi kurulsun"

Trakya Üniversitesi Tip Fakültesi Halk Sagligi Anabilim Dali, Tekirdag Valiligi ve Çorlu Kaymakamligi'ndan alinan izinle 2010 yilinin sonunda Çorlu Ilçesi'nde Trakya Üniversitesi Halk Sagligi Anabilim Dali ile Tekirdag Namik Kemal Üniversitesi Halk Sagligi Anabilim Dali birlikte kanser vakalarini belirlemek amaciyla çalisma baslatti.
Yapilacak çalismada, görüsme yapilacak haneler Çorlu Deresine olan uzaklik, çevrede sanayi tesisi, çöp alani, baz istasyonu olup olmamasi gibi kriterler göz önünde bulundurularak belirlendi. Buna göre Çorlu Deresine yakin yerlerden 400 ve uzak yerlerden 400 olmak üzere 800 hanelik bir örnek sayi belirlendi. Bu haneler Çorlu'nun degisik semtleri ile bagli köy ve beldelerinden seçildi. Çalisma yapilacak haneler için Çorlu Saglik Grup Baskanligi'na bagli saglik personelinden seçilen anketörler seçildi. 
Anketörler belirlenen bölgelerdeki hanelere giderek evde bulunan 20 yasindan büyük bir kisi ile görüserek kendilerinde ya da yakinlarinda kanser olup olmadigi, yakinlarindan kanserden ölen olup olmadigi ve varsa bu konuda daha ayrintili bilgi istendi. 
Anket çalismasi tamamlandiginda 824 haneden veri toplandi. Daha sonra bireylerin kendi ifadelerine dayali olarak toplanan bu bilgilerin bilgisayar ortaminda analizleri yapildi. Arastirma öncesi kanser sikligi, Çorlu Ilçe'sindeki hane sayisi ve yetersiz cevaplama gibi sorunlar da dikkate alinarak yapilan hesaplamada 800 hanede çalisma yapilmasinin bu konuda yeterli olacagi belirlendi. Anket sonucunda 800 hane planlanirken 824 hane ile görüsme yapildigi belirlendi. Bu hanelerde doldurulan formlardan 183 tanesi, degerlendirme için yeterli bilgi içermemesi nedeniyle çalisma disi birakildi. Bu nedenle degerlendirmede toplam 641 hane dikkate alindi. Örnek büyüklügü 566 hane olarak hesaplandigindan 641 hanenin Çorlu Ilçesi'nin tümünü temsil etmek için yeterli oldugu sonucuna varildi.
Yapilan degerlendirme sonrasi verilen bilgiler isiginda toplam 33 hanede kanser hastaligina sahip bireyin bulundugu bunun 641 hanenin yüzde 5.15'i anlamina geldigi açiklandi.
Ankette kendisinde kanser olan 19 kisiden 4'ü kanser türünü bildirmedi. Bireylerin verdigi beyanlara göre belirlenen kanser türleri ise söyle;
5 kiside, akciger kanseri, 6 kiside meme kanseri, 1 kiside lenf kanseri, 1 kiside GIS, 1 kiside Larinx, 1 kiside cilt kanseri tespit edildi. 
Ankette bir yakininda kanser oldugunu açiklayan kisilerin verileri ile 14 kisinin kanser oldugu sonucuna varildi. Bunlar içindeki kanser türleri ise su sekilde;
4 kiside akciger kanseri, 4 kiside meme, 4 kiside GIS, 1 kiside beyin ve 1 kiside karaciger kanseri. 
641 hanede anketi cevaplayanlar 49'u erkek ve 28'i kadin olmak üzere toplam 77 kisinin kanserden öldügü bilgisini verdi. Buna göre de arastirma grubundaki hanelerin yüzde 12'sinde yasayan aileler bir yakinlarini kanserden kaybettiklerini bildirdi. 
Bu oran göz önünde bulundurularak yaklasik 68 bin hanede bu kayiplarin 8173 oldugu sonucuna varildi. 
Hanelerdeki kisilerin yakinlarina iliskin hangi kanser türünden kaybettikleri konusunda verdikleri bilgi ise söyle (Arastirmada 28 kisi kaybettigi yakininin kanser türünü bildirmedi);
Akciger; 20, Meme: 6, Mide: 6, Karaciger: 3, Girtlak: 3, Pankreas: 2, Kolon: 2, Rahim: 2, Lenf: 1, Beyin: 1, Prostat: 1, Lösemi: 1, Yumusak Doku:1.
Kanserden kaybedilenler arasinda kadinlardaki en küçük yas 31, en büyük yas ise 84 olarak belirtilirken ortalama yas 57,4 ve erkeklerde en küçük yas 21 en büyük yas 82 olmak üzere ortalama yas 58,4 olarak bildirildi. Bu çalismada görüsülen kisilerin verdigi bilgiler esas alindi. Buna göre Çorlu genelinde yüzde 5.15 hanede bir kanser hastasi bulundugu sonucuna varildi. Buda Çorlu Ilçe genelinde, 68.000 civarindaki hanede 3502 kanser hastasi bulundugu sonucunu ortaya çikardi.
Hangi risk faktörlerinin kanserli gruplarda daha fazla miktarda olduguna iliskin yapilan analizlerin sonuçlarina göre Kanserli hasta bulunan evlerde yasayanlar;
Çorlu'da 10 yildan daha uzun süredir yasamakta olduklarini, Çorlu Dere'sine evlerinin uzakliginin 510 metreden daha az oldugunu ve evlerine 100 metreden daha kisa mesafede bir baz istasyonu oldugunu bildirdiler. Bu arada arastirilan, risk faktörü oldugu düsünülen diger özellikler açisindan kanserli aile bireyi bulunan hanelerle digerleri arasinda istatistiksel önemlilikte bir fark bulunmadi. 
Kanserlerin nedenine iliskin bilgi vermedigi belirtilen arastirmada çalismanin amaci bir durum tespiti yapmak, riskli alanlar ile kanserli hastalarin yogunlastigi alanlarin ne ölçüde örtüstügünü ortaya koymak oldugu belirtildi.
"Çevre kirliligi; kanser nedenleri arasinda"
Ancak arastirmada; "Çevresel kirliligin genis bölgeleri etkilemesi kaçinilmazdir. Nedenleri ortaya koymak için daha ayrintili çalismalara ihtiyaç vardir. Bundan sonra çalismalarin bu yönde yapilmasi geregini göstermektedir. Çevre kirliligi; kanser nedenleri arasinda çok önemli bir yer tutmaktadir. Çesitli bilimsel yayinlar ve konunun uzmani bilim adamlarinin açiklamalarina göre çevresel faktörlerin kanser olusundaki payi; yüzde 80-90'lar civarinda. 
Dünya Saglik Örgütü verilerine göre tüm kanserlerin yüzde 40'i önlenebilir nedenlerle ortaya çikmaktadir. Kanser nedenleri içinde sigara kuskusuz çok önemlidir, ancak sigaraya odaklanip diger kanser nedenleri de göz ardi edilmemelidir" denildi.
Neler yapilmali?
Arastirmada bu asamadan sonra nelerin yapilabilecegine iliskin önerilere de yer verildi.
Bu öneriler su sekilde siralandi;
"Alici ortamlara (su, hava, toprak) aritim/filtreleme sürecinden geçmemis atik verme önlenmelidir. Kirletmeye tolerans taninmamalidir. Kirleten öder anlayisi yerine, kirletmemeyi temel alan bir yaklasim benimsenmelidir.
Çorlu Deresi'nden ve Ergene Nehrinin denize döküldügü yere kadar çesitli yerlerden alinan su örneklerinden kirleticilerin neler oldugunun, ne düzeyde bulundugunun ve de nerelerde, hangi kaynaklardan suya karistiginin belirlenmesine ihtiyaç vardir. 
Çorlu deresi ve Ergene Nehrinin sulari ile sulanan ürünlerde ve bu suyu içen hayvanlarda, dere suyundaki kirletici maddeler aranmalidir.
Çalisma ve yasam ortamindan endüstriyel kirleticilerden kaynaklanabilecek sorunlarin önlenmesi, erken tanisi ve yönetimi hakkinda kapsamli egitim çalismalari yapilmalidir.
Ergene ve kollarinin geçtigi tüm yerlesim yerlerindeki kanser de içinde olmak üzere çevre kirliligi ile baglantili kronik hastaliklarin sikliklari belirlenmelidir.
Kirklareli ve Tekirdag'da özellikle sanayi bölgelerini hedefleyen kanser kayit merkezi kurulmalidir. Aktif sürveyans yapilmalidir. Ölüm nedenleri kayit ve bildirimi gelistirilmeli, ölüm nedenlerine yönelik arastirmalar yürütülmelidir.
Gerek bilgi üretimi, gerek sorunlarin tanimlanmasi ve alinmasi gereken önlemlerin belirlenmesi süreçlerinde bölgedeki akademik kaynaklar ve toplum ile açik bir isbirligi saglanmali, bulgular ve sonuçlar kamuoyu ile paylasilmalidir.
Sorumlu birimlerde (Saglik Bakanligi, Çevre ve Orman Bakanligi) bölgeye ait kirlilik, kirletici verileri, alinmis ve alinmasi planlanan önlemler, kanser tarama ve sürveyans verileri açik bir biçimde kamuoyu ile paylasilmalidir.
Endüstriyel kirlenmenin bölgede yasayanlar ve çevre üzerindeki zararlarinin gösterilmesi; kanserin dogasi geregi etkene maruz kaldiktan sonra uzun zaman geçmesi gerekliligi ve arastirma tekniklerinin teknolojik donanim, para, yetismis eleman ve uzun bir zaman gerektirir. Bu nedenle zararli etkenlerin varligi ve insanlarin bu etkenlere maruziyeti tartisilmaz iken bu konuda tüm taraflar hemfikirdir bu konuda önlem almada hizli davranilmasi geregi çok açiktir. Kirlenmenin önlenmesi daha çok maddi bir sorun iken, kirlenme maddi ve manevi bedeli çok agir sorunlar demetidir. Koruma, bozulani düzeltmekten her zaman daha ucuz ve daha etkilidir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol