Kırklareli, tır trafiğine hazır mı?

İhracat sevkiyatı güzergahında, Kapıkule ve Hamzabeyli'ye alternatif olmaya aday Dereköy Sınır Kapısı, tır trafiğine açılsın diye dört gözle bekleyen bir kitlenin olduğu Kırklareli, bunu kaldırabilecek sorumluluk bilinci ve stratejik vizyona sahip mi? Tır trafiği açılınca her şey çözülecek mi? Kırklareli'yi; yerel yatırımcıların bekleme, Anadolu girişimcilerinin ise ilerleme noktası olduğu gerçeğinde, bu gerçeğe eşlik eden hazır ve sıcak paranın kaynağı öğrencilere sırtını dayayan geçici nominal mantığı ve 2 buçuk yıldır şehri kasaba olmaktan kurtaramayan yerel yönetimlerin vasat maratonu mu tır trafiğine hazırlayacak?
Yılların yılan hikayesi olarak da nitelendirilebilecek Dereköy Sınır Kapısı konusunda, zaman zaman çeşitli açıklamalar yapılarak, sona yaklaşıldığına dair söylemlerde bulunuluyor. Ancak fiilen henüz netleşmiş bir şey yok. Yerel yönetimler, devlet yetkilileri ve politikacılar özellikle son yıllarda sorumlu birimlere pozitif pres yaparak süreci hızlandırmaya çalışıyor. Dereköy Sınır Kapısı'nın tır trafiğine açılması konusu, Türkiye tarafında açılış yapılabilecek düzeye erişmişken, Bulgaristan tarafında işler halen ağır aksak ilerliyor.

Tır trafiği şu anda milyon dolarlarla ifade edilebilecek bir metayı bünyesinde barındırmakta. Öyle ki Edirne Kapıkule'den bir yoğun sefer döneminde 100 milyon dolarlık ihracat geçişi sağlanıyor. Fakat tırların günlerce sınırda bekletilmesi, bürokratik işlemlerin çift taraflı olarak zaman alması gibi sebeplerden ötürü ihracat sınırda bekletilmiş oluyor. Kırklareli Dereköy Sınır Kapısı, şu anda Kapıkule ve Hamzabeyli'ye en alternatif güzergah konumunda.
Peki Kırklareli, yakın zamanda trafiğe açılması durumunda hem stratejik, hem bürokratik, hem de fiili işleyiş olarak bu tempoya hazır mı? Kentin iş dünyası, ticaret erbapları ve business kanaat önderleri, bu tempoya önayak olmak adına Kırklareli'ye hangi artıyı kazandırma peşinde olacak? Bu ve buna benzer çok sayıda soru, muhatabı Kırklareli sınırları içerisinde olmak üzere cevap bekliyor.
Yıllar evvel TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kırklareli ziyaretinde, kentin önde gelen ve "Başkan, kapı işini çöz, bize yardımcı ol" diyen işadamlarına, mevduatlarını bankada tuttukları ve yerel girişimci anlamında istihdam yaratmadıkları için sitem etmiş, ironik anlatımlarla, en büyük eksiğimiz olan 'risk alma' korkumuzu yüzümüze vurmuştu. O dönemden bu yana, görece bir değişiklik hala yapılmadı. OSB'nin ilerleyişi beklenilen performansa ulaşmadı. Şehrin ekonomik paritesi, sadece üniversite öğrencilerinin harcamalarına ve buna mukabil açılan kahve zincirlerinin günlük cirolarına bağıl kaldı. Yerel yönetim anlamında mücavir sınırların ihyasından sorumlu olan kurum, kentin gelişmesi anlamında 2 buçuk yıldır kılını bile kıpırdatmadı. Ticaret vizyonu hala mülk satın alıp, erketeye yatmak, metrekaresine yüzde 100'den fazla kar koyarak konut satmak, 100 metre ara ile iki şubesini hizmete sunup gelen kazancı saymaktan ibaret olan kentin iş dünyası liderleri, hala global düşünecek düzeye erişemedi. Risk almadı. Yerel olmayan yatırımcılar, başta tekstil olmak üzere, dayanıksız tüketim malları ve gıda sektöründe Kırklareli'nin üstüne çöreklendi.
Tüm bu bilgiler ışığında, Dereköy Sınır Kapısı'nın tır trafiğine yarın açıldığını varsayarsak, bunu kaldırabilecek ve taşıyabilecek güçte vizyoner platformlarımız ve geniş projeksiyonlu üst akıllarımız var mı, varsa nasıl bir yol izleyecekler bilinmiyor. Lakin ihracat sevkiyatının, lojistik mekanizmasının ve dünya ticaretinin başlangıç noktalarından birisi olmanın şans eşiğine gelmiş Kırklareli'nde iyi bir dünya görüşü revizyonu gerektiği su götürmez bir gerçek.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol