Kirklar Diyari Kirklareli’nin 40. Valisi Cengiz Aydogdu’nun, ilimizde göreve baslamasindan kisa bir süre sonra hazirliklarina start verdigi önemli çalismalar, yavas yavas hayata geçmeye basliyor. Kirklareli’nin kültürel kategoride büyük çapli bir tanitima ihtiyaci oldugunu her firsatta vurgulayan Vali Aydogdu, bu anlamda valilik olarak ellerinden gelen tüm gayreti göstereceklerini, daha önceki açiklamalarinda söylemisti.
Geçtigimiz haftaki basin gezisi esnasinda gazetemiz tesislerini de ziyaret eden Vali Aydogdu, yaptigi önemli açiklamalar esnasinda, Kirklareli ile bütünlesecek bir slogan arayisinda olduklarini kaydetti.
Kirklareli’nin bugüne kadar kitlesel bir kimlige kavusamamasini ve yeterince taninmamasini sans olarak niteleyen Vali Aydogdu, bu degisik bakis açisiyla ilin her anlamda gelisebilmesi için kollari sivadi. Önceki görev yeri olan Artvin’de “Göge Komsu Topraklar” projesinin sahibi olan Vali Aydogdu, benzer bir uygulamayi Kirklareli’nde de uygulayarak, sehre kalici bir kimlik kazandirmayi amaçliyor.Kent için belirlenen projelerin zamanla reel bir hale gelecegini ifade eden Vali Aydogdu, bunlarin basinda gelen slogan arayisini ilk kez gazetemiz ziyaretinde açiklayarak, bu konudaki tüm önerilere Valilik nezdinde açik olduklarini söyledi.Bizler de bu girisime katki saglama baglaminda, Kirklareli’nin ana temalarina yönelik bazi analizler yaparak, bunlari ortak bir paydada bulusturmanin, ilimize nasil bir tanitim bütünlügü saglayabilecegini anlamaya çalistik.
Kentin yeni ve umut vadeden gözdesi Hardaliye
Kirklareli’nde uzun yillar evvel, eski kusaklarin en çok ugrastigi sektör olan ‘bagcilik’, son zamanlarda hem sivil, hem de uzman girisimler sonucunda tekrar hayata dönmeye basladi. Üzüm anlaminda adeta bir hazinenin yer aldigi bu topraklarda, bu üründen yaratici bir zihniyetle elde edilen ‘hardaliye’ içecegi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bile damak zevkine hitap etmis ve kendisinden “Milli içecek yapilsin” talimatini almayi basarmistir. Tabii geçen süre zarfinda hardaliyenin varligi yine kendi sinirlarimiz içerisinde kalmayi sürdürmüstür. Ancak son yillarda artan sosyolojik büyüme trendleri, Kirklareli’nde de bazi girisimcileri harakete geçirdi. Dolayisiyla hardaliyenin popülaritesini hizli ve kalici bir sekilde artirabilmek için çalismalar basladi. Bu anlamda büyük çalismalari olan ‘Toprak Ana’ lakapli Hatice Kunt, tüm sehre örnek olabilecek azmi ve ugrasilari ile hardaliye için yadsinamaz emekler vermeyi sürdürüyor.
Özlemle bekledigimiz ve en çok önem vermemiz gereken kurum “Kirklareli Üniversitesi”
Kurulmasindan önce yillarca “Üniversitemi Istiyorum” kampanyalarina sahne olan ve nihayetinde 2007 yilinda akademik hayatina baslayan Kirklareli Üniversitesi; gencinden yaslisina, ögrencisinden emeklisine, isçisinden isadamina kadar çok genis bir kitlenin en çok umut bagladigi kurum olarak birinci sirada. Ancak ne var ki, her platformda dile getirilen ortak kaygi, Kirklareli halkinin üniversiteyi henüz tam manasiyla benimseyememis olmasi. Üniversitenin, halk tarafindan istenilen sekilde benimsenip sahiplenilmesiyle, gücüne güç katacagini söyleyen yetkililer; evrensel bir bilim yuvasi olan bu kurumun, varoldugu kente inanilmaz kazanimlar getirecegini ve zaman geçtikçe bunun daha iyi kavranacagini belirtiyorlar. Vali Cengiz Aydogdu’da, Kirklareli’nin üniversitesi ile kaynastirilmasina ihtiyaci oldugunu vurgulayarak, bu kapsamda degisik faaliyetlerin hiz kazandigina dikkat çekti. Bunlarin basinda ise üniversitenin isbirligi ile düzenlenen birçok bilimsel ve kültürel panel geliyor. Üniversitenin fiziki yapisi neticesinde Kültür Merkezi’ne de kavusan Kirklareli, buradaki sanatsal faaliyetlerden olabildigince çok faydalaniyor. Tabii ki beklentiler arasinda, yerel sanatçi ve sanat gruplarinin faaliyetlerinin daha kreatif bir düzeyde ulusal, hatta uluslararasi arenaya sunulabilmesi, akillarda her daim yer ediyor.
Kirklareli eko-turizmle, elmanin dalindan koparilacagi nadir yerlerden biri olacak
Vali Cengiz Aydogdu’nun her firsatta dile getirdigi eko-turizm plani, Kirklareli’nin önümüzdeki süreçte en etkili nüfuzlardan birine sahip olacagini gösteriyor. Eko-turizmi tetikleyecek tüm dogal yapi, Kirklareli’nin dogasinda sistemli bir sekilde yer aliyor. En önemli örnek ise; son yillarda söhreti oldukça artan ve çok sayida doga kulübünün ziyaretine geldigi, hatta adina senlik bile düzenlendigi Dupnisa Magarasi, Kirklareli’nin doga turizminin öncülerinden. Ayrica Dupnisa Magarasi’nin Il Kültür Müdürlügü’ne devredilmesiyle, magara ve çevresinde daha sofistike bir yapilasmaya gidilecegi tahmin ediliyor. Dupnisa’yi essiz dogasi ve bakir yapisi ile Longoz Ormanlari takip ediyor. Bunlarla beraber Karadeniz’e kiyisi olan Igneada ve Kiyiköy beldelerinin de, il sinirlarimiz içerisinde yer almasi, Kirklareli’nde doga ve tatil turizmine çok yönlü ve pratik alternatifler sunuyor.
Tüm bunlarla beraber Istranca’lardaki dogal köy yasami, emsalleri California ve Isviçre’de olan düzeneklerin ilimizde de kurulmasini kolay hale getiriyor. Yani Vali Aydogdu’nun belirttigi gibi, Istanbul’dan haftasonu tatilini geçirmek üzere buradaki köylere gelecek insanlar, elmayi dalindan koparacak, yumurtayi kümesten alacak.
Bunlarin yanisira Demirköy’de yeralan Fatih Dökümhanesi’nin tarihi önemi de bazi çevrelerin ilgisini çekmeyi basardi. Bu ilgi neticesinde dökümhanenin animasyon bir belgeseli bile hazirlandi. Beklentiler bu ve bunun gibi görsel ugrasilarin ilimizin tanitiminda daha çok rol oynamasi yönünde.
Kirklareli
Kirklareli gida söhretinde senelerdir arayista olsa da, peynir ve köfte gibi ürünler belli bir asamaya gelerek ün yapmayi basardi. Bagcilik ve üzüm sektörü disinda da tarimsal anlamda yeni atilimlarin oldugu Kirklareli’nde, organik tarima yönelik önemli faaliyetler halen aktifligini sürdürüyor. Vali Aydogdu bu sektöre de destek verilecegini açikladi.
19 senedir düzenlenen, Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali’nin, ilimizin Türkiye’deki tanitimina ne derece fayda sagladigi tartisilir bir asamada. Ancak festivalin bundan sonra daha üst düzey normlarla düzenlenmesi ve Kirklareli’nin adinin, kendine layik bir biçimde duyurulmasi, kamuoyunun temennileri arasinda ilk sirada. Kirklarelililerin bir diger beklentisi ise, ilin ekonomisini canlandiracagi düsünülen sinir kapisi. Bu konuda yapilasma ve bazi seyleri hayata geçirme sirasi Bulgaristan’da. Herkes komsunun da çalismalarini tamamlayarak, sinir kapisinin açilacagi günü merakla bekliyor.
Kirklareli’nin bütünü ayri ayri ele alinmali, ayrintilarin hepsi ortak bir konumda toplanmali
Kirklareli’nin yasamsal sürecindeki tüm portreler ayri ayri ele alinarak, tekrar gözden geçirilir, makyaji tazelenir ve gerekli rütuslar yapilirsa; yine ayni sekilde bu ayri ayri ele alinan tüm ayrintilar, ortak bir potada toplanarak bütünsel hale getirilirse, ilimizin istedigi popüler kimlik kazanilacak. Burada önderligi yapan Kirklareli Valiligi’ne kentin tüm kesimlerinden destek gelmeli. Belediye, Kent Konseyi, Sivil Toplum Kuruluslari, odalar, dernekler, egitmenler, ögrenciler, isçiler, esnaflar, ev hanimlari, emekliler kisacasi tüm Kirklareli halki, kentin yasamsal estetigine katkida bulunmak için isin bir ucundan tutmali.
Vali Cengiz Aydogdu’nun en büyük hedefi, Kirklareli’nin sanayilesen bir kent olmasi degil de, tarimsal anlamda ekonomik kalkinma modelinin büyüyecegi bir il haline gelmesi. Bu anlamda tarimsal olusumlara azami önem veren Vali Aydogdu, Türkiye’de ilk olacagini söyledigi projelerle, Kirklareli’nin bu konudaki tabularini da yikacaga benziyor. Kirklareli, yasamsal kimligini bulmaya çalisiyor. Kirklareli, sloganini ariyor.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol