Kırklareli doğaseverlere kucak açtı

Kırklareli Halk Eğitim Toplantı Salonu'nda Cumartesi günü saat 13.30'da bir araya gelen doğaseverlerin ortak noktası; Istrancalar yani diğer bir adıyla Yıldız Dağları'nın geleceği idi.
Doğal güzelliğinin yanı sıra yer üstü zenginleri bakımından da çok değerli olan bir diğer adıyla Yıldız Dağları, Trakya Bölgesi'yle birlikte anılır adeta. Su kaynağı olması bakımından, ormanları ile oksijen kaynağı olması bakımından doğal bir hazinedir. İçerisinde barındırdığı bitki örtüsünde kendine özel nadir bitkilerin varlığı hatta endemik bitkilerin varlığı da kabul görmüştür.

Yaşam alanı olduğu insanların yanında bir de hayvanlara kucak açan Yıldız Dağları, yer kabuğunun üstünde yükseldiği gibi derinlere de sıkıca tutunuyor.  Granit (mermer) olan alt zemininin büyük kısmı maden aramalarında gün be gün zarar görüyor, zaman içerisinde zayıflamakta. Balkanlara gelindiğini simgeleyen bu büyük coğrafi oluşumlar aynı zamanda Balkanlar'ın isim sahibidir. Balkanlar dağlık, ormanlık alan anlamına geliyor. Oysa şimdi Balkanlar'da yaşayanlar Balkanları öldürmeye çalışıyor.
Yabancı değil yine biz yapıyoruz!
"Istrancalar yok oluyor farkında mısınız" sloganıyla farkındalık yaratmak için çalışmalara kollarını sıvayan doğaseverler, gelen konukları bilgilendirmeyi amaç ediniyor. Konuşmacıları dinlemek için doğaseverlere yapılan çekimden videolar ve fotoğraflar gösterildi. Güzellikleri ve uğradığı tahribatları yukarıdan daha net anlaşılabilecek bir açıdan gösterdiler. Paraşütle atlama esnasında çekilen görüntülerde her şey çok daha net ve açık halde görünüyor. Dr. Arslan Hamza Algül'ün çektiği görüntüler büyük bir dikkatle izlendi.
Büyükçekmece Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği, Doğal Yaşamı Koruma Vakfı İl Müdürlüğü, Ziraat Mühendisleri Odası İl Müdürlüğü ve etkinliğe destek veren Kırklareli Belediyesi'ne katkılarından dolayı konuklar huzurunda teşekkür edildi. Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü İl Başkanı ve DAYKO Tekirdağ Temsilcisi Arslan Hamza Algül "Gönül isterdi ki sizlere güzel görüntüler izletelim. Ben de bir sanayiciyim. Ama ben kurallara uyan, çevreye ve doğaya dikkat edip, özen gösteren bir sanayiciyim. Bu konularda son derece titiz bir sanayiciyim. Sanayiciyim aynı zamanda sporcuyum ve çevre gönüllüsüyüm." dedi. Atık suların ve doğaya zarar veren çalışmaların özensizliğinden ve dikkatsizliğinden şikayet eden Algül, "Çekim esnasında Istrancalara geldik. Çok önemlidir Istrancalar. Çünkü soluduğumuz hava demek Istrancalar, topraklarımızı ve tarlalarımızı suladığımız su demektir Istrancalar." sözleriyle Istrancalar'ın önemini ifade etti. Çevredeki en büyük sorunlardan birisinin maden ve benzeri aramalar sebebiyle tahrip edilen toprak yüzeyi olduğunu vurgulayan doğasever Algül sözlerine şöyle devam etti: "Orman tahrip ediliyor. Kazılar ve aramadaki dinamitli patlamalar yüzeyi de ana kayayı da sarsıyor. Çevresindeki orman ve yüzey de çıkan madenden ya da kullanılan maddelerden etkilenerek yok oluyor."
Konuyla ilgili jeolojik bilgileri haritalar ve görsel materyaller kullanarak veren Prof. Dr. Doğan Kantarcı, "Istrancalar hayat üretiyor ama Israncalar tüketiliyor. Bu çalışmalar tahribatı hızlandıran en büyük unsur. Orman ve Su İşleri Bakanlığı bölgeyi biyosfer (canlı yüzey) ilan etmek üzereyken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın verdiği çalışma ruhsatlarına anlam veremiyoruz." diyerek hatalı uygulamaların altını çizdi.
Gerekli çalışmaların yapılmasına karşı olmadıklarını ama bazı çalışmaların bölgesel yanlışlıklar sebebiyle yanlış sonuçlar doğurduğunu ifade eden Prof. Dr. Kantarcı "Son dönemde başlayan altın çalışmalarına anlam veremiyorum." dedi. Konukları bölge ve durumu hakkında bilgilendirmek için hazırlanan kitapçıklar dağıtıldı. Programın sonunda konukların soruları                cevaplandı.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol