Tarihi, kültürel ve yöresel lezzet bakımından diğer illerden aşağı kalır yanı olmayan Kırklareli için Mayıs ayı ile başlayan festivaller yani fırsatlar ayı sona erdi. Festivaller boyunca Kırklarelili, Kırklareli Belediyesi ve Kırklareli'ne gelen misafirler toplamda 10 milyon TL harcarken, oluşturulamayan bir tane platform nedeni ile Kırklareli adına kemer sıkma dönemi başladı.
Kırklareli Üniversitesi'nin Kuruluşunun 7'nci yılında kutladığı 6'ncı Bahar Şenlikleri ile başlayan festival günleri Kırklareli adına sona erdi.
Pınarhisar, Babaeski, Vize, Lüleburgaz, Pehlivanköy, Kırklareli gibi nüfus ve gelişim açısından aynı çizgide bulunan merkez ilçe ve merkez ilçeye bağlı ilçelerde gerçekleştirilen festival, bahar şenlikleri, panayır ve şenlik adı altında ki organizasyonlar yüz binlerle ifade edilen bir insan kalabalığını beraberinde sürükledi. Kırklareli'nin mayıs ayı ile birlikte startı verilen bu eğlenceler kapsamında Kırklarelili olmayan 500 bin ülke içi turisti ağırladığı tahmin edilmekte. Ayrıca bu festival takviminin toplam maliyetinin Belediyelere faturası ise dudak uçuklatan nitelikte.
Son 4 ay içerisinde; Kırklareli belediye başkanlığının organize ettiği Kırklareli Karagöz, kültür, sanat ve Kakava festivali ve Kırklareli Uluslararası Yayla Bolluk Bereket Hasat ve Bağbozumu Şenlikleri, Pınarhisar Belediyesi tarafından organize edilen Pınarhisar Kültür, Sanat ve Gençlik Festivali, Vize Belediyesi tarafından organize edilen Tarih ve Kültür Festivali, Trakya Gastronomi festivali, Babaeski Belediyesi tarafından organize edilen Babaeski tarım festivali, Pehlivanköy Belediyesi tarafından organize edilen Sonbahar Panayırı ve Tarım Festivali, Kırklareli Üniversitesinin organize ettiği Bahar şenliği ile başı dönen Kırklareli adına mayıs 2014'e kadar festivaller bitti.
Kırklareli'nin tarım arazilerinin özelliğine uygun yetiştirilen üzüm, süt mısırı, dağ çileği, kiraz gibi toprak ürünleri festivaller boyunca Kırklareli'nin ara caddelerinde amacından uzak bir şekilde arkasında durulmayan bir ürün olarak sıradanlaştı. Ve diğer illerin akıllı stratejilerinden eksik olan Kırklareli adına 2013 festival yılı bu ürünlerin kazanılmasında kayıp yıl olarak kayıtlara geçti.
Kırklareli'ne özgü lezzetler olan hardaliye, Köfte, peynir, çömlekçilik, süpürge yapımı gibi Kırklareli'nde daha fazla ve lezzetli olan ürünlerin oluşturulamamış bir platform nedeni ile silik bir vaziyette dört ay boyunca gelen misafirlere lokantalarda yada lokantalara gidilirken karşılarına çıktı. Kırklareli hardaliyesi yada Kırklareli'nde çömlekçilik diyemediğimiz bu festival yılında da adını Kırklareli'nin yanına koyamayan bu ürünler kayıp yıl 2013'ün kaza zedeleri arasındaki yerini aldılar.
Türkiye genelinde görsel ve yazılı olarak bütün illerin tarihlerinin Kırklareli'ne göre daha fazla anlatılmasının nedenlerinin 2013 festival yılında Kırklareli'nde belediyelerin bu yaşayan tarihimizden gerekli kadar bahsetmemeleri olduğunu söyleyebiliriz. Arkamızda bıraktığımız festivaller sürecinde adından hiç bahsedilmeyen Yoğuntaş kelesi, Seyfioğlu tabyası, hapishane çeşmesi, kapan cami, Hızırbey külliyesi, Kırklareli'nin en eski evlerini içinde tutan Yayla mahallesi, eski gar binası, Pınarhisar kalesi, Lüleburgaz Sokullu külliyesi, karakaş bey cami, Binbiroklu Ahmet baba türbesi, Vize anfi tiyatrosu, Vize kalesi, Babaeski Köprüsü, Pehlivanköy akarca köprüsü, Babaeski dörtyüzlü çeşme, Koyunbaba kalesi, Dupnisa mağarası, Demirköy fatih demir dökümhanesi, Kıyıköy kalesi, Kıyıköy ayanikola manastırı, Pınarhisar kalesi ile yüzlerce tarihi çeşme, köprü ve evler Kırklareli'nin diğer iller yanında tarih yönünden neden sönük kaldığını gözler önüne seriyor. Tarihi miraslarımızı Türkiye genelinde turist çekecek şekilde anlatılamadığı için bu değerlerimiz için de 2013 yılı kayıp yıl olarak geçti.
Kırklareli merkez ve Merkez ilçeye bağlı ilçe belediyelerinin organize ettiği festival, panayır ve şenliklerin Başkanlıklara maliyeti ise toplam 1 milyon TL civarında. ( tüm harcamalar hesaplandığında) mayıs ayı itibari ile başlayan ve onlarca etkinlik rüzgarında eğlence, müzik ve ünlü biri telaşınla koşan Kırklarelili vatandaşın ise harcadığı para asıl maliyeti gözler önüne seriyor. Mayıs ayı itibari ile festivallerde yer alarak merakını akılda kalıcı olmayan bilgi ve etkinliklerle dolduran Kırklarelili harcadığı 4,5 Milyon TL ile adeta Kırklareli'ne festivallerde ziyaret eden toplam 500 ülke içi turistin harcadığına denk geliyor. Mayıs ayı ile birlikte Belediyeler öncülüğünde havaya savrulan para ise 10 Milyon TL.
Kendi köklerinden beslenmedikten özgün ruhundan kopuk olduktan sonra "Kültürsanat vs." bir dolu etiketle festival şenlik tanıtım vs. layıkıyla yapılmaz. Bu arada haberde verilen ziyaretçi sayıları hele ki dışarıdan festivaller için 500 bin kişi geldiği tesbitlerini doğru ve ölçülebilir bulmuyorum. Gelenlerin de tamamına yakın kesiminin o yerleşim yerinden veya çok yakın il-ilçelerden geldiğini düşünüyorum.Bu abartılı yaklaşımların nerde eksik olduğumuzu görmemize mani olduğu fikrindeyim. Kırklareli'nin turizm çeşitliliği daha fazla olmasına rağmen Trakya'da bu işin lokomotifi Edirne'dir. Kırkpınar Kakava gibi bizden daha organize kutlamalar Ramazan ayı boyunca süren dini turizm süresinde bile bu bahsedilen ziyaretçi sayılarına ulaşılmaz. Şu durumda kopyala yapıştır biribirinden farksız haberde de verildiği gibi adına festival düzenlenen değerlerin öne çıkmadığı işler sadece harcama kalemleri yaratır. Bunun yerine Kırklareli'ni değerli kılan ürünlerin tanıtımına önem verilse çok daha faydalı olur.