Hayırlı Cumalar sevgili okuyucular.
Büyük âlim ve velîlerden İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi aleyh), "Mektûbât" isimli kıymetli kitâbında buyuruyor ki:
"Kıyâmet vardır. O gün, elbette gelecektir. O gün; göklerin parçalanacağı, yıldızların dağılacağı, yeryüzü ve dağların parçalanacağı ve yok olacağı Kur'ân-ı kerîmde bildirilmektedir. [Müzzemmil, 14; İnfitâr, 1-5]
Kıyâmette, bütün mahluklar, yok olup tekrar yaratılacak, herkes mezardan kalkacaktır. Allahü teâlâ, çürümüş/toz olmuş kemikleri yine diriltecektir. O gün, terâzi kurulacak, herkesin hesap defterleri uçarak, iyilere sağ taraflarından, fenâlara/kötülere sol taraflarından gelecektir.
Cehennem üzerindeki sırât köprüsünden geçilecek, iyiler geçip Cennete gidecek, Cehennemlikler, Cehenneme düşecektir.
Mü'minler, Cennette ve Cennet nimetleri içerisinde sonsuz olarak kalacaklardır.
Kâfirler, hesaptan sonra, Cehenneme girecek, onlar da Cehennemde ve azapta ebedî kalacaklardır.
Günâhı, sevâbından çok olan mü'minlere gelince; onların Cehenneme girip, günâhlarına karşılık, bir müddet azap görmeleri câiz ise de, bunlar, Cehennemde sonsuz kalmayacaklardır. Kalbinde zerre kadar îmân olan bir kimse, Cehennemde sonsuz kalmayacak, rahmet-i İlâhiyeye kavuşarak Cennete girecektir." [Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 3, m. 17]
Kıyametin küçük ve büyük olmak üzere iki kısım alameti vardır.
KIYÂMETİN KÜÇÜK ALÂMETLERİ
Hadîs-i şerîflerde, Kıyâmet yaklaştığı zaman şunların olacağı bildirilmiştir [Önce "Kütüb-i Sitte" denilen 6 muteber hadîs kitâbındaki, daha sonra da diğer hadîs kitaplarındaki hadîs-i şerîfleri sıralayalım]:
"Fitneler artmadıkça, kıyâmet kopmaz." [Buhârî] "Deprem, fitne, katillik artmadıkça, kıyâmet kopmaz." [Buhârî] "İlim kalkmadıkça, depremler, katliâmlar çoğalmadıkça kıyâmet kopmaz." [Buhârî] "Mal çoğalıp artmadıkça kıyâmet kopmaz. Öyle ki, zekât verilecek kimse bulunmaz. Birine zekât teklîf edilince, 'Benim buna ihtiyâcım yok' der." [Buhârî] "Kıyâmet, Cuma günü kopacaktır." [Buhârî] "İşler, ehli olmayana verilecek." [Buhârî] "Erkekler azalacak, kadınlar çoğalacak." [Buhârî] "İki büyük tâife, dâvâları bir olduğu hâlde, çarpışmadıkça, kendilerine Allah'ın resûlüyüm [ben peygamberim] diyen yalancılar çıkmadıkça kıyâmet kopmaz." [Buhârî] "Müslümanlar, Yahûdîlerle savaşmadıkça, taşlar bile, 'Ey Müslümân! Şu arkamda gizlenen Yahûdî'yi öldür' diye haber vermedikçe kıyâmet kopmaz." [Buhârî] "Kıyâmet ancak kötü insanların başına kopar." [Müslim, İbn-i Mâce] "Yeryüzünde, Allah diyen Müslümân kaldıkça kıyâmet kopmaz." [Müslim]
"'Keşke şu kabirdeki ben olsaydım' denmedikçe kıyâmet kopmaz." [Müslim] "İzinsiz ticâret yapılmaz." [Müslim] "İnsanlar temizlikte fazla titiz olacak, vesvese edip dînde haddi aşacaklar." [Ebû Dâvûd] "Kötüler dünyâya hâkim olmadıkça kıyâmet kopmaz." [Tirmizî] "Zamanda yakınlık olmadıkça, bir yıl bir ay gibi, bir ay bir hafta gibi, bir hafta bir gün, bir gün bir sâat gibi kısa gelmedikçe kıyâmet kopmaz." [Tirmizî] "Bu dînin başlangıcı gibi, sonu da garîp olacak!" [Tirmizî] "Vahşî hayvânlar, insanlarla konuşmadıkça kıyâmet kopmaz." [Tirmizî] "İlim kalkar, cehâlet, anarşi ve ölüm çoğalır." [İbn-i Mâce] "İnsanlar câmilerle ve câmilerin süsüyle övünmedikçe kıyâmet kopmaz." [İbn-i Mâce] "Çeşitli isimler altında şaraplar çıkacak, helâl sayılacak." [İmâm Ahmed] "Ahlâksızlık ve fuhuş açık olmadan, komşular kötüleşmeden, hâinler emîn, emînler hâin sayılmadan, akrabâlık arasında soğukluk olmadan kıyâmet kopmaz." [İmâm Ahmed]
"Kıyâmet alâmetleri bir ipteki boncukların peş peşe kopması gibi birbirini takîp eder." [İmâm Ahmed, Taberânî] "Yetmiş tane resûlüm diyen yalancı çıkmadıkça kıyâmet kopmaz." [Taberânî] "Tehiyyetü'l-mescid namazı kılınmaz olur." [Taberânî] "Ortalık bozulacak, dîne uymak avuçta ateş tutmak gibi zor olacak." [Hâkim] "Köpek beslemek, evlât yetiştirmekten daha câzip olacak." [Hâkim] "Kıyâmet kopmadan yüz yıl öncesinde, yeryüzünde Allah'a ibâdet eden kalmaz." [Hâkim] "Sâdece tanıdıklara selâm verilecek ve yazarlar çoğalacak." [Hâkim]
Dünkü makâlemizde, kıyâmetin küçük alâmetlerinden bazılarını sizlere "Kütüb-i sitte"den naklen azetmiştik. Bugün de diğer bazı hadîs-i şerîfler ile İslâm âlimlerinden bazılarının konuyla ilgili sözlerini nakletmek istiyoruz:
"Zengine malı için tazîm edilecek, fuhuş yayılacak, gayr-i meşrû çocuklar çoğalacak. Büyüğe hürmet, küçüğe de merhamet edilmeyecek. Kurtlar, kuzu postuna bürünecek." [Hâkim]
"Kötü kadınlar çoğalıp, fuhuş bir toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş [frengi, AIDS gibi] bulaşıcı hastalıklara marûz kalacak. Ölçüde, tartıda hîle yapılacak ve geçim darlığı baş gösterecek." [Beyhekî]
"Çalgı her yere yayılacak, güvenlik güçleri çoğalacak." [Beyhekî]
"Livâta [Lût aleyhisselâmın kavminin çirkin işi] mubâh sayılmadıkça, gökten taş yağmadıkça kıyâmet kopmaz." [Deylemî]
"Kardeşler farklı dînden olmadıkça kıyâmet kopmaz." [Deylemî]
"Ulemâ, halkın istediği yönde fetvâ verip, helâle harâm, harâma helâl derler; Kur'ânı ticârete/menfaate âlet ederler." [Deylemî]
"Bir câmide binden fazla kişi namaz kılacak, fakat, içlerinde bir tane mü'min bulunmayacak." [Deylemî]
"Yağmurların bereketi kaldıkça kıyâmet kopmaz." [Ebû Ya'lâ]
"Çocuklar öfkeli olmadıkça, büyüğe saygısızlık yapılmadıkça kıyâmet kopmaz." [Harâitî]
"Kur'ân-ı kerîm kalkmadıkça kıyâmet kopmaz." [Ebû Nuaym]
"Kur'ân [Radyo, TV gibi] çalgı âletlerinden okunacak." [Terğîbü's-salât]
"İnsanlar, yalnız malın/paranın gelmesini düşünecekler, helâlini-harâmını düşünmeyecekler." [Riyâdu'n-Nâsıhîn]
İslâm âlimleri, Kıyâmetin küçük alâmetlerinden bazılarını da şöyle zikretmişlerdir:
"...Oyun ve çalgı âletleri çok kullanılır. Adam öldürmek ve fitne çok olur. Her köşede zâlim ve cebbârlar görünüp, zorla insanların mallarını ellerinden alırlar. Tuğyân, taşkınlık yapılıp, yeme, içme ve giyinmede isrâf edilir. Deccâl vekîlleri çıkıp, insanları doğru yoldan çıkarırlar. Doğru söyleyene insanlar kızıp, onu başlarından kovmaya, işinden ayırmaya çalışırlar.
Erkek karısına uyup, anasına muhâlefet ve isyân eder. Kadınlar kocalarına karşı gelir ve dediklerini yapmazlar. Erkek ile kadınlar arasında harâma/günâha vâsıta olanlar çok olur.
Gençler, günâhlara dalıp, kadınlar işi azıtarak hem kendileri baştan çıkarlar, hem de başkalarını baştan çıkarırlar. Hadîs-i şerîfte; "Gençleriniz fâsık olunca, sizin hâliniz ne olur?" ve "Kadınlarınız taşkınlık edip, İslâmiyetin hudûdunu aşınca hâliniz ne olur?" buyuruldu..." [İbn-i Hacer-i Mekkî el-Heytemî, İmâm-ı Süyûtî]-
SUAL: Dünyada yapılan her işten ve düşünceden, dünyada ve ahirette fayda veya zarar hâsıl olur mu? Kaza ve kader değişir mi?
CEVAP: Ölümden evvelki hayata (Dünya hayatı), ölümden sonraki hayata (Ahiret hayatı) denir. Ahiret hayatı üçe ayrılır: Mezardan kalkıncaya kadar, (Kabir hayatı), tekrar dirildikten, Cennete veya Cehenneme gidinceye kadar, (Kıyamet hayıtı), üçüncüsü (Cennet ve Cehennem hayatı)dır. Dünyada yapılan her işten ve düşünceden, dünyada ve ahirette fayda veya zarar hâsıl olur. Fayda hâsıl olanlara (Hayır), zarar hâsıl olanlara (Şer) denir. Allahü teâlâ, hayırları, şerlerden ezelde ayırmıştır. Bunlar, birbirleri ile hiç karışmaz. Bu ayırmağa, (Kaza) ve (Kader) denir. Kaza, kader hiç değişmez. Allahü teâlâ hayır ve şer işlemekte insanları serbest bıraktı. İsteyen hayır işler, isteyen şer işler. Allahü teâlâ, merhamet ederek, hangi işlerin hayır, hangi işlerin şer olduğunu, Peygamberler vâsıtası ile kullarına bildirir. İnsanlar da, bunları, Peygamberlerden, akılları ile, ilimleri ile öğrenirler. Akıl ve ilim sahipleri akla, ilme uyarak, hayır işler. Aklı ve ilmi olmayan ahmaklar, cahiller, nefislerine ve şeytanlara uyarak, şer yani günah işleyerek, dünyada ve ahirette azaba sürüklenir. Görülüyor ki, Peygamberlerin emirleri, yani dinler, Allahü teâlânın nimeti, büyük ihsanıdır. İslamiyete uyanlar, Cennete gidecekler, uymayanlar Cehenneme gideceklerdir. (Tam İlmihâl s. 697)
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol