“Kizil Sultan”, “Ulu Hakan” gibi sifatlarla tarihe geçen Padisah Abdülhamit, Türkiye’de çok konusulup tartisilan bir Osmanli Sultani’dir. Hakkinda en çok kitap yazilan Osmanli Padisahidir. Çünkü, 33 yil iktidarda kalmistir. Imparatorluk onun döneminde yikinti ve çöküntüye, toprak kaybina ugramistir. Despotik bir Idare kurmakla da ünlenmistir. Hafiyelere aydinlara göz açtirmamistir. Birinci ve Ikinci Mesrutiyetleri ilan etmek zorunda kalmistir. Kisaca kisiligi son derece anlasilmasi zor bir padisah idi. Ancak buna ragmen Türkiye’nin muhafazakar kesimi tarafindan tutulmanin ötesinde, Atatürk’ten bile büyük oldugunu söyleyenler vardir. Bunun baslica nedeni de Batili güçlerin istegine ragmen Israil Devleti’nin kurulmasina, ona toprak verilmesine karsi çikmis olmasidir. Belki su da tutucular, Osmanliligi savunanlar tarafindan ileri sürülebilir; Abdülhamit Panislamist (Islamcilik yapan bir Sultandi). 1877-1878 Osmanli-Rus Savasi onun zamaninda olmus, Ruslar Istanbul’da Yesilköy’e kadar Osmanli Devleti topraklarini isgal etmislerdir. Bulgar, Ermeni ve Yemen Isyanlari onun zamaninda meydana gelmistir. Kibris, Tunus ve Misir onun döneminde elden çikmistir. 1897 Türk-Yunan Savasi Ulu Hakan zamaninda olmustur. Istanbul’da meshur 31 MART IRTICA HAREKETI Abdülhamit’in iktidari zamaninda bas kaldirmistir. Nihayet 1909 da tahttan indirilen Abdülhamit bu olaydan 9 yil sonra yani 1918 yilinda 76 yasinda ölmüstür.
Abdülhamit’i tahttan, Selanik’ten gelen Hareket Ordusu indirmistir. Bu ordunun Kurmay Subayi Mustafa Kemal’dir. O olaydan sonra Mustafa Kemal bütün siyasi ve askeri olaylarin içinde vardir.
Abdülhamit, Selanik’ten bir ordu gelip kendisini tahttan indirecegine ihtimal vermemistir. Bu baglamdaki söylentilere kulak asmamistir. Bu nedenle de Hareket Ordusu’nun Sarayi kusatacagini aklina bile getirmemis, tedbirini almamistir. Bu yüzden sarayinda bulunan toplam 2782 personel aç kalmistir. Toplumsal Tarih’in 29 Nisan 1909 tarihinde çikan Istanbul gazetelerinden aktardigina göre Abdülhamit’in sarayinda bulunan bu hizmet edeninin 370’i kadin, 160’i çocuk (Evladi), 127’si haremine bakan, 350’si özel arabacisi, 450’si saray bahçesinde çalisani, 250’si saray kapicisi, 1450’si de saray askeridir. “Tabii yalniz Kizil Sultan Abdülhamit’in sarayi degil, bütün Osmanli Padisahlarinin saraylari kadin ve çalisan yönünden zengindir. Mesela Padisah Avci Mehmet’in sarayinda 500 Çerkez kökenli cariye vardi. Zaman zaman da padisahlarin saraylari kullandiklari kadinlari almayacak hale gelmistir. Bizim muhafazakârlarin Ulu Hakanin oturdugu Yildiz Sarayi da böyle olmustur. Hareket Ordusunun kusatmasi üzerine saray ambarlarindaki iase stoklari bitmis , saray personeli bahçede ekili olan salgamlari söküp yemistir.
“Yigidi öldür hakkini ver” derler ya.. Abdülhamit’in bir iki alanda öne çikan Devlet Adamligi da vardir. Egitime önem vermistir. Gerçi Egitim hareketi halka inmemistir ama yine de büyük merkezlerde yeni okullarin açilmasi mümkün olmustur. Azbuçuk toprak kayiplarina ragmen imparatorlugunun daha büyük siyasi olaylara, daha büyük parçalanmalara, isyanlara sahne olmasini önlemistir. Sonunda da onu tahtan indirmeye gelenlere “Kismet Böyleymis” deyip sonuca razi olmustur. Mustafa Kemal’in yakin arkadasi Fetih Okyar Ulu Hakan’i özel bir trene koydugu gibi Selanik’e, Hareket Ordusu’nun geldigi yere, sürgüne götürmüstür. Bir bilgiye göre onun sarayin bodrum katinda marangozluk yaptigi, güresi sevdigi olmustur. Fakat ona en çok düsmanlardan çok hafiyeleri ile göz açtirmadigi Osmanli Aydinlari kafa tutmustur. Bu yüzden kimisini bogdurmus, kimisini sürgüne göndermis, kimisi de Osmanli mülkünden kaçmak zorunda kalmisti.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol