KIRLILIK DIZ BOYU

O reklâmdaki söz yillardir kanima dokunuyor: "Kirlenmek güzeldir."
"Kirlenmek" hiç güzel olur mu be insan? Kim demis onu?
On yil önce kirliligimizin kokusu Susurluk'tan çikmisti. 
Gerçi o kirliler simdilerde bas olmadalar. 
Her biri bir yerlerden bas olarak uç vermedeler. 
Kimilerine dokunulamiyor. 
Kimileri ele geçmiyor. 
Hani, yillardir kirletmislerdi Türkiye'yi. 
Gözümüzün içine baka baka hem de. 
Åzimdilerde bir yerlerde yeniden baslayan, hani o "bitti" dedikleri ecel kumkumasi bir zamanlar nasil da isine yaramisti kirli zihniyetin. 
O kirli zihniyettir ki yeniden geri dönmüstür. 
Daglarda, yollarda suçsuz, günahsiz köy çocuklarinin uluorta öldürülüsleri birilerinin kir ticaretinde nice ise yaramakta, nice rantlar olusturmaktadir. 
Kirlenis öyle yerlere geldi ki, gözde pop sanatçilarinin albümlerinde, burada kaleme alamayacagim bir söylemle arz-i endam etmektedir kir. 
Dogmamis çocuk birilerinin bacaklarindan süzülüyormus! 
Utanmiyor bu insanlar kirli beyinlerden, kirli yüreklerden, kirli düsüncelerden ve vicdanlardan. 
Müzigi durma kirletis savasi içindeler. 
Yine yillardir ön planda olan, kendi popçu, ama arabesk sarkicilari besteleriyle besleyen bir baskasi da, kaldirim kiyisinda köpege benzetiyor kendini mi, sevdigini mi ne. 
Bunlar o güzelim yaratigi, köylünün, çobanin, yasamin o sevgili dostunu öyle bir kaleme aliyorlar ki, köpegi bile kirletiyorlar. 
Çildirmayan bir insanin kasetçalarina, DVD'sine koymayacagi, ancak taksilerin, minibüslerin ve bilmem daha kimlerin müzik çalan aletlerinden bir türlü indirmek bilmedikleri o sarki: "Sen ne biçim adamsin? Sen de adam misin ula? Bir karinin agzunun payini veremedun? Saga katila katila güliyurum!.." Bunun açilimi: "Ulan layt erkek! Sen adam olsan, kari denen o asagilik mahlûkati iki tokatta yamultur, yere serersin. Bir de üstüne çikar çignersin. Hay senin erkekliginin içine be!..." mantigiyla sürüp giden o türkü müdür, sarki midir, hani, bestesi yabanci bir ülke müzisyeninin ezgisinin çalintisi olan ve ülkemin dahilinde artik esamisi okunmamasi gereken bir mantikla, ataklikla, cüretkârlikla dile getirilen o sözler… Hiçbir kadin kurulusunun, hiçbir demokratik kitle örgütünün, hiçbir anayasal kurulusun dikkatini çekmedi nedense. 
En azindan MEB bile el atamaz miydi buna? 
ADD bu isi yapamaz miydi? 
ÇYDD, böyle bir günde isyanini haykirarak ortaya çikmayacaksa, çagdas yasami savundugunu, destekledigini nereden anlayacagiz? 
Bu ülke bu kadar kirlenmeye lâyik miydi? 
Biz bu denli kirlenmeli miydik?
O reklâmdaki, aslinda çok ta begendigim o tiyatral ses, o çirkin cümleyi her gün pek çok kanalda, pek çok radyo istasyonunda yüzlerce kez yineleyerek: "Kirlenmek güzeldir!" demekte.
Kina yaksinlar. Kirleniyoruz iste hizla. 
"Kirlenmek güzeldir", yerine en azindan yasam kosullari geregi "Bazen kirlenmek kaçinilmazdir. 
Ama bilmem ne temizlik maddesi varken korkmayin. 
O varken temizlenmek çocuk oyuncagi, kirden arinmak kolaydir" gibi bir mantik getirse, sevinecegim hani.
Sayin Çetin Tekindor, saygin, degerli bir tiyatrocusudur. 
Kirlenmeyi lütfen bu denli aleni savunmamalidir. 
Bu ülkenin aydinlari, hukukçulari, yazarlari, çizerleri, ozanlari… 
Bu ülkenin degerli insanlari. 
Silkinmenin zamanidir.
"Kan uykudan silkinerek aymazsak
Karanligi gerçek belâ saymazsak
Bu gafletten bir an önce caymazsak
Derimizi yüzecekler dostlarim" 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol